Et ve Balık Kurumu ile Arazilerini, Sakarya Halkı tüm kesimleri ve Yazılı-Görsel Medyası ile birlikte kararlı bir tavırla tartışmaya açmalı.
Sakarya Ekonomisi, iddia ediyorum; O Ekonomiyi Yaratanlar bile Hedefsiz Bir Kaos içinde. Sektörler de sadece kendini önceler, başka sektörü iplemez gibi.
Örneğin; ADAPAZARI ET BALIK TESİSLERİ için şimdi işi bilenler konuşmalı. Günde 24 saat çalışsa, İstanbul’un et ihtiyacını karşılayamayacak en bereketli gelir kapısı, sırf Arazi Rantı beklentisi için, kaybedilir mi?
Haaa; Adapazarı’nda, 2 yılda ve daha uygun bir yere, çok daha modernize edilerek yenisi kurulur. Kent için hayati önem taşıyan Araziler de o gün tartışılır!
Güya, Sakarya için, Sürekliliği Olan ve İstihdamı Çevre Köylerle Büyüten Ekonomik Projeler için delleniyoruz!
Hemen geneli Köyde doğan Siyasiler Sakarya’yı yönetmiyor mu? Şunu çok iyi hatırlarım ki; Adapazarı’nın biraz dışına çıktığımızda, her yer ahır, her yer mandıra doluydu! En harika yoğurdun Manda Sütü karışık yapıldığını da biliriz.
Bir zamanlar ülkede hayvancılığı, sütü, yoğurdu, peyniri ile nam salmış O Sakarya’yı yok ettik! Şimdi inek pisliği kokusu yok, Çocuklarımız Angus eti yiyor!
Güncek derimiz de öyle! Sakarya, AK Parti’ye bugüne kadar çok destek verdi. Karşılığını da alamadık. Rize’yi gördüm; Sakarya’yı daha iyi almadım: -) Sakarya; TOKİ’yi ETBALIK’a, Adapazarı’nın 5 kilometre yakınına bile sokmamalı.
TOKİ, var olan Kent Kültürü’nü yok eden bir şey. Erenler’i de göreceğiz. Serdivan’da ovayı bitiren villalara da itirazım çok. Ama, Onlar bile TOKİ yanında bir karakterdir!
Gelin, Sapanca’da, en son ve en gözle görülür TOKİ örneğini sosyologlara inceletin. Sapanca’da, ilçe, semt ve mahalle kültürü hala çok sıkı yaşar. Bir tek, TOKİ’nin yaptığı bloklarda O Kültür olmadı, olamaz da!
Sapancalının, hala mükemmel yaşatılan eşsiz bir Çarşı Kültürü vardır. Çarşı 20 dakikada yaya gezilir; seni sarıp sarmalayan O insani duyguları hiçbir modern yapı yaratamaz! O Nostaljik Sosyal Kültürü TOKİ’ler asla yaratamaz!
Değişim-Gelişim laflarına, Sapanca Çarşı Hayatı’nı yem etmeyen O Eski Eşrafın elleri öpülür, elleri!..Sapanca’nın Eski Kahvehaneleri’ne bayılırım!
Geyve’de, Hendek’te, Karasu’da ve çok ilçede O Eşsiz Çarşı Kahveleri hala vardır. Ama, Sapanca başkadır…Çevreden geçecek başka yol planlanmış. Aman, hemen yapın, Sapanca Çarşıları daha da huzurlu yaşar: -)
İşte örnek: Sapanca’da, eskilerin özgün, onurlu, dik durarak yarattığı mucizeleri gençler yıllar sonra anlar. Sapanca Onlarındır; TOKİ’LER, SANA BANA AİT DEĞİLDİR!
“ BÖL, PARÇALA, YÖNET! ”
Türkiye’de; dünya emperyalizminin “ Böl, Parçala, Yönet “ anlayışının altında yatanları anlatmaya çalışanların tümü kazındı, yok edildi.
Buyurun; bu Şehirde bile, şehrin en hayati konuları için bir araya gelin ve Şehir için ortak bir karara imza atın bakalım? Atamazsınız; bölünmüşüz!
Sanki mevziler paylaşılmış gibi! Mevzileri kapanlar da, sanki ömür boyu Koltuk Saltanatı edinmiş gibi. Koltuk kaptırmamak için de, hesaplar “ Küçük olsun, benim olsun!” üzerine yapılır gibi.
Her siyasetin kendi sendikası var mı? Esnaf Oluşumu var mı? Sanayi Oluşumu var mı? Okulu var mı? Spor kulüpleri var mı?
Hatta; marketleri var mı? Oto markaları var mı? Seyahat Acenteleri var mı? Her kesimin ayrı dövizcisi bile var mı?
Sakarya, eski Sakarya mı? Adapazarı’nın ADI VE HÜKMÜ VAR MI? Senin bütünlük gücünü dibe vurduran asıl neden de bu değil mi?
Koca Sakarya’nın, ayakta durabilen SAKARYAPOR MARKASI BİLE YOK!
N’olur; genç gazeteci kardeşlerim için çok kolay bir iştir, Genç bir gazeteci;
Dernekler Masası’ndan, “ Sakarya’da, başka İL-İLÇE-KÖY-MAHALLE-YAYLA adını yaşatmak-dayanışmak için kurulmuş kaç dernek olduğunu araştırsın!
O Liste önümüze konulsun, Sakaryalılar da oturup orada Sakarya’nın Gücü var mı, nerededir, bir düşünsün?
Sakarya parselleniyor! Ülkenin yarısında neler oluyor? Ülkede, içimizde neler yaşanıyor? Suriye’de, Irak’ta, İran’da ? Başımıza ne çoraplar örülüyor?
Umurumuz değil!..İşte, bir halk böyle bölünür, böyle parçalanır, böyle yönetilir… Tehlike yarın kapımıza gelirse Cumhuriyeti o zaman anlayacağız!
“ Türkiye’de yaşayan insanlara Türk denir demek, ilkelliktir, ırkçılıktır!” diyen, hadi bizi şimdi huzur ve güven içinde yaşayacağımız bir Halk Bütünlüğü’ne taşısın?
Sözüm bir kesime değil; çünkü öylesine bölündük, bölünecek gibiyiz ki!