Sabah kaldırımda yürürken karşıya geçmek için ışıkların yanına geldim. Durdum ve caddenin karşısındaki trafik ışığına bakmaya başladım. Sonrasında da trafik ışığının altında benim bulunduğum tarafa geçmek isteyen insanlara baktım. Adamın bir tanesi ışıklara değil de telefonuna bakıyordu. O kadar dikkatini kaybetmişti ki ışıklar yansa farkına varmayacaktı.
O anda ışıklar daha yeşile dönmeden adam bir adım öne atarak karşıya geçmeye başladı. O sırada da caddeden orta hızla geçen bir araba adamı çarptı ve adamı havaya savurdu. Trafik hemen durdu. Kalabalıkla birlikte ben de yerdeki adama doğru koşmaya başladım. Kalabalığın içinden biri ‘’Ben doktorum!’’ diye bağırarak adamın yanına geldi fakat çok geçmişti. İçime sanki bir şey çöktü ve gözlerimi sertçe kapadım.
Gözlerimi açtığımda trafik ışığının yeşile dönmesini bekliyordum ve karşıda ışığın yeşile dönmesini bekleyen aynı insanlar ile birlikte yine o adam vardı. Elindeki telefona konsantre olmuştu. O kadar dikkatsizdi ki kaldırımın aşağısında beklediğinin farkında değildi. O sırada caddede iki araba birbirine çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan arabalardan biri telefonla oynayan bu adama çarptı. Daha sonra da kaldırımın kenarında durdu. Trafik durdu ve herkes adamın etrafında toplandı fakat çok geçti. İçimden çığlık atmak, küfretmek istedim ve gözlerimi kapadım.
Gözlerimi açtığımda trafik ışıklarının altında bekliyordum. Caddenin karşı tarafındaki insanlar da benim gibi trafik ışığının yeşil yanmasını bekliyorlardı. Bir adam kaldırımın üstünde trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen kalabalığın en önünde bekliyordu. Bütün dikkatini telefona vermişti. Yayalar için yeşil ışık yandığında adam bunun farkına varmadı. Arkasında birikmiş kalabalık, karşıya geçmek için öne doğru yürümeye başladı ve adam kaldırımdan yere düştü. Adam yere düşünce arkasındaki kalabalıktan birkaç kişi de onun üstüne düştü. Ayakta kalan insanlar, yere düşen insanlara yardım ettiler. Telefonuyla oynayan adam en alttaydı ve hareketsiz yatıyordu. Herkes ayaklandıktan sonra adamın kımıldamadığını gördüm. Büyük bir sinir ve stresle bir şeyler yapmak istiyordum ama yapamıyordum. Gözlerimi sımsıkı kapadım.
Gözlerimi açınca tekrar o sahnenin baştan yaşanacağını düşünerek, gözlerimi yavaşça etrafa bakarak açtım. Karşıdaki kalabalık trafik ışıklarının yeşil yanmasını bekliyor. Adam yine telefonuyla oynuyordu. Bu sefer bir şeyler yapmalı ve o adamı oradan kurtarmalıyım diye düşünmeye başladım. İçimden de ‘’Zaman Döngüsüne mi girdim?’’ sorusunu soruyordum. Bu sorunun cevabını düşünecek zamanım yoktu. Hızlıca bir yol bulup o adamı kurtarmalıydım diye düşünürken, trafik ışıkları yeşile döndü ve insanlar yola atlayıp karşıdan karşıya geçmeye başladı. Adam bütün dikkatini telefona vermiş bir şekilde yavaşça karşıya geçti. Her hareketini anlık olarak takip ettim. Bu sefer bir sorun yaşanmadı. Bir şey olmadığını anladığımda ben de tam karşıya geçmek için caddeye adımımı atmıştım ama trafik ışıklarının kırmızıya döndüğünden haberim yoktu.
Neyse ki bana bir şey olmadı. Kendimce ‘’Zaman döngüsü’’ dediğim olaydan da çıkmış oldum. Birkaç dakika şaşkınlıktan sonra yoluma devam ettim. Ne olduğunu ve nasıl olduğunu anlayamadığım bir hadisenin sonuna geldiğimi anladım. Hayat normal akışında devam ediyordu.