Haberi yapan yayın organı anlamlı bir başlık atmış:
Dövebilirim iması…”
Neden?..
Çünkü Milletvekili Ümit Dikbayır, Hendek İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Çuhadar ile görüşürken şu lafları etmiş:
“-….ben sinirli bir adamım, bana cevap verirken dikkati ol…”
Ne dersiniz?.. Sayın milletvekili düşük rütbeli zavallı memura bir sağ, bir sol çakar mıydı?.. Ama yapmamış Dikbayır, kendini tutmuş Allah’a şükür, sonra olay yerinden ayrılmış.

***

Milletvekilimiz, gerçekte ciddi bir meselenin peşinde, Bizim Sakarya’ dan Orhan Topçu’nun gündeme taşıdığı, eğitim koşullarına uygun olmayan Ziya Gökalp İlkokulu ile ilgileniyor; ama üslubu nereye koyacağız?..
Milletvekili bir sorunu bu düzeyde…
Ve bu düzeyle mi çözer?..

***

Sakarya’ya Ümit Dikbayır gibi bir milletvekili şimdiye dek gelmedi, helal olsun, elini beline koyarak konuşmasına nazar değmesin, çevresinde kral, küçük rütbeli bir memura racon kesiyor…
Biliyoruz ki milletvekilimiz Hendek’li; ama racon kesmesine karşı kabadayı mı?
Ülkemizde kabadayılık dönemi geride kaldı, artık mafya var…
Kabadayı alemini bilenlere göre doruktaki son kabadayı Dündar Kılıç’tı…
Dündar’ın birlikte yol yürüdüğü, kader arkadaşlığı yaptığı, mahpushanede beraber yattığı insanlardan biri de Hendek Beylice’li İlhan Yavuz’du…
Kılıç’ı hayatımda görmedim; ama İlhan Bey’i tanıyorum; efendi adam, sözü sohbeti yerinde, laf kabadayısı değil, hapishane koşulunda ya da lüks bir otel salonunda İlhan Yavuz aynı adam, ağzından çıkanı kulağı duyuyor…
Bir gün öfkelendiğini, ona buna çıkıştığını, dengesini yitirdiğini görmedim… Kabadayılığın lafta değil, eylemde olacağını biliyor…
Ve tepeden tırnağa Hendekli olduğunu gösteriyor…

***

Bizim milletvekili laf kabadayısı mı?..
İktidar temsilcilerine yönelmek yerine, bir memura çatıyor…
Bana kalırsa dipten dolma üç beş lafla sade kesimlerin gözünde kahraman olmaya çalışıyor…
Eğer küçük bir memur karşısında gösterdiği yaklaşımı, tepedeki koltuklulara göstermezse milletvekili, konuşmasını değiştirsin…
Çünkü, milletvekili lafta kaldıkça ne kabadayılığa yakışıyor…

Ne de Hendek’e…