Kırkpınar halkı belediyesinin kapatılmasına yeterince karşı çıkmadı. Bunun zararlarını her geçen gün fazlasıyla gördük; giderek daha da fazla göreceğiz…

          Bakın; tüm Sapanca ile muhteşem Sapanca Gölü arasına sanki tam bir geçilmezlik duvarı vardır…Uzunkum, Yüzevler, Sapanca, Kırkpınar, Kurtköy, Yanık halkı, Göl kenarına gitmek için kilometrelerce tel örgüyü geçmek zorunda.

           Belediyelerimiz kapatılırken, “ Eve lazım olan Cami’ye haram, diye bir laf vardır. Sapanca zaten kendi beledi işlerine yetemezken, Kırkpınar, Kurtköy’e dış kapının dış mandalı gözüyle bakar.” demiştim.  

            Öyle de oluyor ama, Kırkpınar ve Kurtköy suskun izliyor. Seçime bir kala Amcamlar gelip masaya oturmanın kolayını bulmuşlar…Peki, kim ne kazanır?

           Kırkpınar, eğer muhteşem çerkes kökeninde var olan gelenek servetlerini her geçen gün daha fazla yaşama sokamazsa benim için en büyük kayıptır. Ki;

           Mızıka seslerinin günlerce gökyüzünü şenlendirdiği; genç-yaşlı çerkeslerin ayak ve el çırpmalarla desteklediği FESTİVAL Günlerini en az 40 yıldır bilirim. Ben 15 yıldır burada O sesleri duymak için özlem duyarım…

           Ve; Türkiye’nin belki de en bütünlüklü Kültür Sanat ve Spor Kompleksi Kırkpınar’da ölmeye terk edilmiş gibidir… İtham demiyorum, ama iddia ediyorum; Kırkpınar’daki muhteşem Amfiteatr çürümeye terk edilmiş gibi…

           Haziran-temmuz aylarında 7-8 yıldır yapılan Kırkpınar Sanat Akşamları, son birkaç yıldır sanki bilerek ve gergefle işler gibi ilerleyerek, hemen tüm desteklerden yoksun bırakıldı…

           Sakarya’nın ilk Yarı Olimpik Yüzme Havuzu, Amatör Ligleri’nin oynandığı Futbol Sahası O Külliye içindedir. Müzik, Resim, Yabancı Dil, Dans benzeri kültür Atölyeleri de Kapalı Tiyatro mekanları içindedir…

           Açık AQUAPARK ise bambaşka bir eğlence ve spor alanıdır…

           Gittim; Pazar günü yağmur altında tüm etrafında gezindim. Çürüyen en küçük servet içimi acıtır…Amfiteatr’ın önündeki geniş meydanı aydınlatan tek bir direğin bile sağlam bırakılmadığını gördüm…

            Orada bir Kamu Serveti ihmale ve her türlü talana, çok önemli tehlikelere açık bırakılmış…Polisiye olaylara bile gebe O mekanlar…

          Kamu mülkü; son derece pahalı elektrik, elektronik araç gereç bile ortalıkta, sahipsiz gibi…Dönümlerce alanda ve bir dolu mekanda tek bir yaşam emaresi yok… Üstelik günlerden Pazar…

          Kırkpınar’da Sanat Akşamları da yok artık ve hüzünlü sessizlik çok acı…

                ERDOĞAN ÇAMLIYURT İLE KÖYLERE BİLE YAYILAN SPOR TESİSLERİ

            “ Sakaryalılık, Adapazarlılık !” diye bir gururlu seslenmemiz bile artık öylesine etkisiz, sıradan oldu ki; dönüp dönüp sesimizin herkesten etkili ve güçlü çıktığı yılları özlemle anar olduk…

            Gazetemizde “ Kışlaçay Stadı açılıyor “ haberini okuyunca da öyle oldu.

            Erdoğan Çamlıyurt, Sakarya Gençlik ve Spor İl Müdürü olduktan sonra, en ücra köylerimize kadar götürülen futbol sahası yatırımlarını hatırladım.

           Çamlıyurt, O göreve getirilene kadar Sakarya gerçekten büyük spor tesisi eksikliği yaşamıştır. 1965 Yılında Sakaryaspor kurulduğunda Çark’taki Atatürk Stadı dışında resmi etkinlik yapılan tesisimiz yoktu.

           Bizim gençlik yıllarımız Adapazarı Atatürk Stadı’nın izbe mekanlarında geçti. Hatta, doğudaki tahta tribünler yapıldığında büyük sevinç yaşanmıştı…

        Basketbol, voleybol ligleri, Atatürk Ortaokulu bahçesinde, şimdi Büyükşehir Polikliniği’nin olduğu yerdeki açık ve beton alanda oynanıyordu. 

           Akyazı, Hendek, Sapanca, Karasu, Geyve, Pamukova, Söğütlü, Ferizli’de  resmi maç oynamak rüya gibiydi.

             Her şey, Erdoğan Çamlıyurt’un, Sakarya BTB Müdürü olmasıyla çarpıcı değişim yaşadı… Bugün Sakarya’da 150 civarında spor kulübü varsa, bunu Erdoğan Çamnlıyurt’a ve O’nun harika kadrosuna borçlu olduğumuzu bilirim…

           Sakarya’da, dağ köylerine kadar yayılan spor tesislerinin altında O kuşağın imzası vardır…Hatta, bugün O kuşak,  ortaya koydukları çalışmalar ve birikimleri ile Genel Müdürlük Kadroları’na kadar da yükselmiştir. 

            Sakaryaspor hiç kuşkusuz en büyük gücümüz ve markamızdır. Biz, Milli Takım oluşturacak futbolcularımızla da; Abdülkadir Aypek, Reşit Çeker, Erdoğan Çamlıyurt gibi, Sakarya’yı Süper Lige taşıyan hakemlerimizle de;

            Başkent Ankara’da gerçekten çok saygın bir nüfus kazanmıştık…

           Erdoğan Çamlıyurt bunu Başkent’te zirvelere taşımıştır. Kazanılan tesisler bir yana; Türkiye şampiyonaları, bir çok milli müsabaka Sakarya’da yapılırdı…

     Sözü; Erdoğan Çamlıyurt’tan, Kışlaçay Stadı Açılışı’ndan nereye getireceğim?  

           Sakarya sanki, Siyasetin Gücüne iliklerine kadar teslim olmuş!..Liyakati ile bilinen kendi çocuklarını ne siyasete, ne de başka İL Yönetimlerine getirebiliyor! Siyaset, sadece kendisine biatın ile öne çıkmışsan, Seni yöneten yapıyor…

          Siyasetin, bir de, her konuda diplerde olduğumuz şu günlerde, “ Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya!..” diye bağırmaları yok mu : -)  PES YANİ!..