Sevgili okurlar,
Bir “tatil döneminden” sonra, okullarımız kapılarını tekrar öğretmen, öğrenci ve velilere açtı.
Evet, “çocuklarımız okuyacak, büyeyecek ve öğretmen, mühendis, doktor, hakim, savcı, avukat, astronot..” olacaklar..
Cumhuriyet’in ilanı ile “yeni harflarle buluşan insanımız, vargücü ile bu yeni alfabeyi öğrenmeye” zaman ayırdı..
“Okullar inşa edildi, varolan binalar eğitim yuvasına çevrildi, olmadı, köy, kasaba meydanlarına, kara tahtalar kuruldu, tebeşirler ele alındı, bilenler, yeni harfleri birbirine öğretti, bundan yoksun olanlar ise kayın ağacı gövdelerinde çakıları ile yeni harfleri öğrenmenin hazzını” yaşadı..
Az şey, değildi bu!
Herşey güzel günler, yarınlar içindi..
Osmanlı döneminde, saray dili ötesinde, “Farsça ve Aarapça’nın” hakimiyeti yıkılıyordu..

BAŞÖĞRETMEN KARA TAHTA BAŞINDA?
Halkın, yüzde 8’nin okur yazar olduğu imparatorluk yıllarından, “halkın tümünün okur-yazar” olması için, “büyük bir eğitim seferberliği” başlatılmıştı..
200 Yıl geçikme ile matbaa ile tanışan bu topraklarda, artık, “yeni bir dönemin sevinci ve telaşı” vardı..
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, kara tahta başındaydı..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, “çağdaş, modern bir toplum inşa etmek için öğretmenlere düşen görevi” biliyordular..
Bu vesile ile Atatürk'ün “Öğretmenler, Yeni Nesil Sizlerin Eseri Olacaktır” sözünden yola çıkarsak, öğretmenlerin, toplumun geleceğini inşa eden kişiler olarak önemsendiği görülür..
Eli öpülesi öğretmenlerin, toplum içindeki yerleri çok önemlidir.
Hala da, öyledir ya!..

KÖY ENSTİTÜLERİ?
İlk adım olarak kurulan,” Köy enstitülerinden yetişenler, bu eğitim mücadelesinde, bayrağı ele alıp yürüyen, koşturan, Anadolu’nun zorlu, taşlı çetin yollarında ışık saçanlar” oldular.
Ne güzel, heyecanlı, zorlu, yoksul, ama temiz yıllar..
“Yalansız, hilesiz ve ayrısı, gayrısı olmayan” yıllar?
Düşman yurttan atılmıştı, “şimdi eğitim savaşındaydı” sıra..
“Okumazsa, öğrenmezse, o yılları, kuruluş heyecanı içindeki çabaları, gayretleri..”, bugünün gençleri nereden bilecekler?
“Türk övün, güven, çalış” anlayışlarını nasıl kavrayacaklar?
Hele de,” az zamanda çok işler başardık” sözüne, ne anlamlar yükleyecekler?

CUMHURİYET ÖĞRETMENLERİ GÖREVDE
İllerden başlanılarak, ilçelere kasabalara ve köylere yeni okullar inşa edildi..
“Cumhuriyet’in ilk öğretmenleri”, artık kara tahta başında ve görevdeydiler..
O yıllara anlatmazsak, öğretmezsek, bugünün gençleri, “zor yılların gerçeklerini”, nereden bilecekler?
Bakınız, memleketim Akyazı’daki eğitim seferberliğini dikkate alırsak, “köyüm Alaağaç’ta, 1946 Yılında ilkokul açıldığını” görürüz..
Ya, “komşu köy Karaçalılık’ta ise, 1957 Yılında okul inşa edildi”, öğrenciler, öğretmenler, kara tahta başına geçtiler..
“Bu okuma-yazma seferberliği”, yurtdışındaki vatandaşlarımızı bile kapsadı..
Ondan önceki yıllarda ise, köyümüzün genç delikanlıları, okul için, ta Kuzuluk köyüne, gidip- geliyorlardı..

VAROLMA YILLARI SAVAŞI?
Evet, “varolma savaşının” verildiği yıllar..
O yılları, Akyazı’nın bir başka değeri, yazar Mehmet Niyazi Özdemir, ”vorolmak kavgası” adlı romanında, ne güzel anlatır..
Cızlavat lastiğinin giyildiği, çarıktan kurtulduğumuz, at ve eşeğin yerini traktör, kamyon, otobüslerin aldığı yıllar..
“Mühendis, mimar, doktor, hakim, savcı, öğretmen, velhasıl bilim adamları yetiştireceğimiz, aydınlık Türkiye için seferber olduğumuz” yıllar..
O yollardan, bizlerde geçtik..
Hem de, ne umutlar, ne hayaller ile..

ZOR YILLARI AŞTIKTA GELDİK?!
Şurada yanıbaşımızda, “Arifiye Köy Enstitüsü’nün hikayesi” bile, herşeyi anlatmaya yeter..
Okullar, kapılarını öğrenci,öğretmen ve velilere  açtı..
O zor yıllardan geçerek, “şimdi eğitimin, yaz boz tahtasına çevrildiği, siyasetin elinde oyuncak edildiği, rant hesaplarına kurban yılları” yaşıyoruz!..
Bir eğitimci, Cumhuriyet’in bir öğretmeni, bir gazetecisi, yazarı olarak, bu manzara karşısında üzülmemek ne mümkün?!
“Kara gündür, geçer” desek bile geçmiyor!

OKUL ZİYARETLERİ?
İşte, Bizim Sakarya gazetesi haberlerinden, “Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz’in, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerimizin heyecanlarına ortak olarak, ilk gün ve sonrası, ziyaretlerde bulunduğunu öğrenmek”, ne güzel..
Bu kervana, bazı belediye başkanlarının da,  katılması çok anlamlı..
Bir başka güzellik, bu!?
Ama, benim köyüm Alaağaç’ta, “yine siyasi nedenlerle yıkılan, köy okulumuzun inşaatı”, hala tamamlanamadı!?..
Niye ki, para mı bitti, inşaat neden yarım?
Ne bekleniyor?

ÖĞRETMEN ÖĞRETİR?
Öğretmeni köyden uzaklaştıran, “taşımalı eğitim” diye, “yeni siyasi kararlar alanlar, ülkenin geleceği olan bir nesli heba ettiklerinin farkına”, inşallah varırlar!
Bu vesile ile “ilköğretmenim, merhum Artvin kökenli Bilal Bilmiş, Kayserili Mehmet Hashalıcı ile diğer öğretmenlerimi hatarlamadan” olur mu?
Bir eğitim, öğretim yılında, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm öğretmenlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz..
“Yeni eğitim ve öğretmi yılı”, hayırlara vesile olsun!
Cumhuriyet’in, ilk eğitim savaşçılarına selamlar!
Yusuf Cinal yazıyor, 16 Eylül 2024