Sevgili okurlar,

Cumhuriyet rejimi ile Türkiye, diğer Müslüman ülkelerden olduğu kadar, diğer birçok ülkeden de çok ileri seviyeye gelmişse,”bunu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına ve bu rejimi iradesiyle kabul eden Aziz Türk Milleti’ne” borçludur..
“İnsanını mutlu etmek, refah seviyesine ulaştırmak, bilgili kılmak, ortaçağın ucube fikirlerinden kurtarmak, modern ve çağdaş dünya ile buluşturmak” için yola çıkan ve hedefinde “vicdanı ve fikri hür nesiller” yetiştirmek olan “Atatürk Türkiyesi’ni”, kimse “rayından, fabrika ayarlarından” çıkartamaza!

İLLADA CUMHURİYET!
Cumhuriyet, şüphesiz kurallar rejimidir..
Halkın mutlak “egemenliği” esas alınır..
Bunun için, bu milletin  yüce meclisinin alnında “Egemenlik Kayıtsız Şartsiz Milletindir” levhası asılıdır..
Bu, “kula, kulluğu ve etek, el öpmeyi reddeden, hilafeti kaldıran, tarikat ve cemaatlere dur” diyen Cumhuriyet rejiminde, halkın mutlak iradesi ile seçilenler, bu millete “hizmet etmekle” görevlidirler..
Muazzam bir halk destanı olan “İstiklal Mücadalesi’nden” sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılırken, hayata geçirilen ve halka sunulan hizmetleri, kimse küçümseyemez, karalayamaz?
Bu geçiş döneminin sancıları, daha demokratik bir yapıya 1946 Yılında geçilirken, “halk iradesinin tecellisi” önemsenmiş ve bu yolda “çok partili, demokratik” bir yapı esas alınmıştır..
“On yılda, on milyon genç yaratan” Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ebedi Şefi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, yaptığı konuşmalarda, “Az zamanda çok işler yaptık..Daha yapacaklarımız var” diyerek, “Türk Milleti zeki ve çalışkandır” diyerek, onurlandırdığı ve “Çağdaş Muassır Medeniyetler Seviyesinin” yakalanması için, gösterdiği hedefe hep birlikte, kararlı bir şekilde yürümeliyiz..
CUMHURİYET’İN 100.YILI
Cumhuriyet’in 100.Yılını kutlayacağımız şu günlerde, geri dönüp baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti’nin, hedifine, “körve  topalda olsa” devam ettiği görülmektedir.
Ancak, geleceğe birlikte yürüyen Aziz Türk Milleti, maalesef bu kutlu, destansı yolda, ihanetlerle, suistimallerle karşılaşmış, fabrika ayarlarından edilmiş bir Cumhuriyet yerine, farklı bir rejim inşaası tehlikesi ile karşı, karşıyadır!..
Bunun işaretlerini maelesef bu 20 Yılda görme üzüntülerini yaşadık ve bu kötü gidişe engel olanlar, olmak isteyenler, buna işaret edenlerin başına gelmedik kalmamıştır!
Türkiye’de ne varsa, ne yapılmışsa Cumhuriyet’in eseridir..
Bunun aksini söyleyecek, ispat edecek bir Allah kulu çıkıp ta, “tüm siyasi beceriksizlikleri, yoklukları, yolsuzlukları, yasakları ve nihayet kötü gidişatı” Cumhuriyet’e mal edemez!

CUMHURİYET ÖZGÜR GELECEKTİR!
Buradan, Sakarya’ya gelecek olursak, “Cumhuriyet döneminde” yapılanları öğrenmemiz gerekir..
“Yapılan fabrikalar, ayağa dikilen kurum ve kuruluşlar, yollar, köprüler, okullar ve sunulan eğitim ile yetiştirdiğimiz Cumhuriyet nesli” bizi buralara getirdi..
Bu yolda, “Cumhuriyet’in, Atatürk’ün öğretmenleri, aydınları, memurları, köylüsü, mühendisi, mimarı, doktoru, askeri, hakimi, savcısı, avukatı, pilotu, hemşiresi, çiftçisi, sanatçısı, siyasetçisi, yazarı, çizeri..” bugünkü konumuna taşımıştır..
Kimse, bu Cumhuriyet’i yolda bulmamıştır!
“Her seçim döneminde seçtiklerimiz, vekalet verdiklerimiz, bu ülkenin salt sahipleri değil, vekilleridir”..”
Onların görevi, bu aziz ve yüce millete hizmet ile sınırlıdır..
Bu hizmetlerin açık, şeffaf ve net olması, kanun ve yasalarda belirlenmiştir..

CUMHURİYET’E BORÇLUYUZ!
O nedenle bizler, “bu ülkenin sokaklarında özgür ve serbest dolaşıyorsak, işyerimizi huzur ve güven içinde açabiliyorsak, tarlasına umutla inebiliyorsak, fabrikasında birlik ve beraberlik içinde çalışıyorsak,, ülkenin zenginliklerini adil, eşit paylaşabiliyorsak, spor karşılaşmalarında büyük coşku ile heyecanla zaferlerimizi kutluyorsak, denizlerinde güzelliklere hep birlikte kulaç atabiliyorsak, bankalarına güvenle paramızı yatırıp, çekebiliyorsak, velhasıl bu ülkenin geleceğini birlikte inşa edebiliyorsak, bu gökkubbenin altında hep birlikte iftar sofralarında buluşabiliyorsak, Ayyıldızlı Bayrağımızın gölgesinde geleceğe birlikte yürüyorsak”, mesele nedir ki?

BECERİKSİZLİĞİN FATURASI?
Kimse çıkıp “beceriksizliklerinin faturasını” Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve Silah arkadaşlarına, iyi ve kötüsü ile bu ülkeye hizmet etmişlere kesemez!
Bugün  bütün suçu “dış güçlere” yıkanların ağzında şimdi bir sakız çiğneniyor ki,”Batı Medeniyeti” bağlamında  açılan medreselerde çareyi görenler bilmelidir ki,  “saç, sakal bırakmakla, kavuk giymekle, cübbe kuşanmakla, kılıç ile minbere çıkmakla, bu millete ya sabır çektirmekle” bir yere varamazsınız?
Bunu başarsaydı, 56 Müslüman ülkeden biri başarırdı!?
Müslümanın, Müslümanı kırdığı bugünlerde önemli olan, “ülkede birliği, dirliği, bütünlüğü sağlamak ve birlikte geleceğe” yürümektir..
Kimse, “insanımızı umutsuzluğa düşürme hakkını kendinde hak olarak” göremez!
Öyle, “ülkenin imkan ve kabiliyetlerini, zenginliklerini bir kesime, bir gruba layık görmek, halkı ise sefalate terk etmek, hangi kutsal kitapta” yazmaktadır?

SEVİNÇTE VA TASADA BİRLİKTELİK!
İşte Cumhuriyet rejimidir ki, bizi yeşil-siyahlı Sakaryaspor idealinde, coşkusunda, bal yapan peteğin vızıltısında, kıvrım, kıvrım akan Sakarya’nın vefasında, bereketli ovaları, gürül, gürül çağlayan dereleri, soğuksulu yaylaları ve insanları ile buluşturuyor..
Biz Cumhuriyet ile bugünlere geldik..
Cumhuriyet ile bu ülke taçlanacak..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, Aziz Türk Milleti’nin gösterdiği hedefler doğrultusunda, geleceğe hep beraber yürüyeceğiz!

HERKES KANUNLAR ÖNÜNDE EŞİTTİR!
Cumhuriyet kurumlarını yıkmakla, hedeflerine varacaklarını sananların,”tekke, zaviye, cemaat ve hilafet, tarikatlarla” bir yere varılamayacağını tarihi gerçeklerde görmeleri temennimizdir..
Bir kere daha işeret edelim ki, “Türkiye Cumhuriyeti, Sosyal, Hukuk ve Laik bir Devlet Sistemi’ni” içermektedir..
Kanunlar önünde herkes eşittir..
Kimse, “bu milletin hak ve hukununu ayaklar altına alıp”, bildiği gibi hareket edemez!?
Bu Aziz Türk Milleti, sandık başında, gerekenlere, gereken dersi verecek kudrette ve azimdedir!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yusuf Cinal yazıyor, 19 Nisan 2022 Brüksel