Esti deyişle üç isim…
Yeni deyişle ad…
Bir yere yazıverin:
Ayça Taşkent…
Füsun Çetin…
Nurhan Aydın…
***
CHP’nin üç örgüt emekçisi…
Üç parti içi kanadın üç bayrak ismi...
Üç çarpıcı örneği…
Üç yürekli kadını…
Biri il başkanı, diğeri il kadın kolu başkanı, öbürü ilçe başkanı…
***
Ortak yanları ne?
Gözle görülür, elle tutulur, ispatlanmış, sergilenmiş ortak yanları, delege seçimlerinde parti içi demokrasinin en güzel örneğini vermiş olmaları…
Mertçe…
Kıvırmadan...
Demokratik olgunlukla
CHP delege seçimleri, en başta Adapazarı Cumhuriyet Mahallesi ve Karasu ilçesi dışında delege seçimi değildi…
Delege tespiti idi!..
Bu iki yerde hilesiz, hurdasız, takiyesiz duru, siyasetin doğasına uygun, CHP’nin geleneğine yakışır bir seçim oldu…
Karşılıklı listeler yarıştırıldı, birileri seçildi, diğerleri seçilemese de kazandı…
Bravo!...
***
Sorulabilir:
CHP için çok uygun koşulların olduğu bir ortamda Sakarya’da solu büyütecek adımlar niçin atılamıyor?...
Yeni muhalefet alanları niye yaratılamıyor?..
Nasıl yaratılacağı konusunda niçin kafa yorulmuyor?..
Bir türlü kapsam alanı neden genişletilemiyor?..
Bırakın toplumu örgütlemeyi, partilileri örgütlemek,yeniden üretmek, kendilerini aşarak yenileyebilmek konusunda neden engelle karşılaşılıyor?..
İşte bu soruların cevabı delege seçimlerinde gizli!..
***
CHP’ye son on yıldır yön veren arkadaşlar bize kızmasınlar, alınmasınlar, gücenmesinler…
CHP’de parti içi hukuk ve parti içi demokrasi rafa kaldırılmıştır…
Bu da CHP’yi zehirlemiştir!..
İnsanlar kaçırılmıştır…
Ve geride emektarlarla, kaşarlanmışlar kalmıştır…
Erdal İnönü bir konuşmasında ‘aşırı kurnazlık en büyük akılsızlıktır’ diyor…
Uyarıcı nitelikte bu söz kulaklara küpe olmalı…
Ve CHP’nin gerçek ruhuna uygun tutum sergileyen şu üç kadın politikacının sergiledikleri tutumdan dersler çıkarılmalıdır…