Başka yazı insanlarını bilmem ama, ‘okur mektupları’ imdada yetişmese ben, Özgür Arık’ın hali dumandır…
Zaten, havalar alaca bulaca gidiyor ondan mı?..
Her gün incir çekirdeğini doldurmayan, düşünceyle alakası olmayan, tırı vırı konuları gazetelerin köşelerinde okumanın verdiği usanç yüzünden mi?..
Nedense hem köşe yazısı yazmak hem de okumak bazen ağır bir yük gibi çöküyor omuzuma…
Bugün öyle bir gün!..
Artık ben böyle dedikten sonra, vay beni okuyanların haline!..

***

‘Lafı niye uzatıp durursun, bir diyeceğin varsa, çabucak söyle de, tesadüfen satırlarına takılan gözlerimiz boşuna yorulmasınlar’ diyor olabilirsiniz…
Haklısınız!...
Diyeceğimi diyeyim...
Biliyorsunuz, Çarşamba günleri ‘Anı-Söyleşi’ yapıyorum…
Geçen hafta Sakaryaspor Amigosu Çarli ile yaptığımız söyleşiyi okuyan eski amigolardan Tahsin, cezaevinden bana mektup gönderdi…
Amigo Tahsin’in kader mahkumu olduğunu bilmiyordum, yazdığı ‘içli mektubu’ kendi yazacaklarımdan daha değerli bulduğum için köşeme alıyorum…

***

Abi, 17.10.2018 tarihli söyleşinizi okudum. Bir Sakaryaspor emekçisine yer verdiğiniz için çok sevindim. Ama Necdet abinin söylediklerinden ibaret değil her şey! Sakaryaspor için en fazla darp edilen amigo benim. Bunun örnekleri gazete arşivleridir. Şu an ki tribün liderleri ‘Keçi Yılmaz’ ve ‘Baba Murat’ yaşayan tanıklardır. Sakaryaspor’a bazı abilerimiz parasıyla faydalı olmuşlardır. Kimi işini, aşını, ailesini kaybetmiştir. Ben ise en değerli şeyimi yani sağlığı mı kaybettim. Yediğim joplar, odunlar yüzünden yüze 87 engelli raporum var. Amigo Nejdet abinin benden bir satır bile bahsetmemesine kırıldım, içerlendim. Sakaryaspor adına kaybedenlere insanlar prim vermiyor. Yapılanları unutuyor. Uzun lafın kısası spor camiası nankörlüklerle doludur. Şu an 2011 yılında işlediğim bir suçtan ötürü Ferizli L Tipi CezaevindeHasta Koğuşu’nda yatıyorum. Bu halimle ve bu düşüncelerle hala Sakaryaspor’la yatıp Sakaryaspor’la kalkıyorum. Bu da benim aşkım. Biz unutulsak da unutmayız. Yaşasın Sakaryaspor. Tahsin Akkul. L Tipi Cezaevi. Ferizli/Sakarya

****

Ne dersiniz?..
Amigo Tahsin’in bir kağıt parçasına yansıttığı insanca duyguları köşeme geçirmek, tırı vırı bir yazı azmaktan daha işe yarayanı değil mi?..
Ben bu yazıyı Fazıl Say’ın ‘insan insan’ şarkısını dinlerken kaleme aldım…
Mümkünse siz de dinleyerek okuyun!..
Hem bana bugünü kurtarma fırsatı sağladığı için, hem de insan üzerine bir kez daha düşündürttüğü için Amigo Tahsin’e geçmiş olsun dileklerimle teşekkür ediyorum…