Sevgili okurlar,
Kısa adı, “SAÜ” olan, Sakarya Üniversitesi’nde, bir birinden güzel etkinlikler düzenleniyor..
Elbette bu etkinliklerin, üniversite sınırları içinde kalmasından maada, kent geneli ve hatta ülke içinde paylaşılması sevindiricidir..
“Bizim Sakarya Gazetesi” sayfalarına yansıyan haberlerden öğrendiğim kadarı ile düzenlenen farklı etkinliklerin, hem üniversite programına uygun, hem kenti ve de ülkemizi yakından ilgilendirdiği görülmektedir..
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ile Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından “İklim Değişikliği Haftası” ile ilgili, “farkındalık yaratmak ve ilimizdeki çalışmaları paylaşmak “ amacıyla, “İklim Değişikliği Semineri” düzenlenmesi fevkalade önemlidir.
Daha öncede yazdığım gibi “İklim değişikliği” beraberinde, artık “çevre kirliliğini” de getiriyor..
Konu, gerçekten çok hassas ve öncelikli..
Yeşiline doyamadığımız Sakarya’da, artık sadece Sakarya Üniversitesi’nin ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin değil, başta valiliğimizin, kaymakamlarımızın ,belediyelerimizin, okullarımızın ve sivil örgütlerimizin gündeminde olması gereken bir konu bu “iklim değişikliği”, çevre ve hava kirliliği!.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SEMİNERİ
Bir kere, böyle önemli bir etkinliğe evsahipliği yaptığı için Sakarya Üniversitesi yetkililerini tebrik ederiz!.
SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen seminere; “SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu, SAÜ Araştırma Dekanı Prof. Dr. Cenk Yavuz, SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taki Demir, İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Daire Başkanı Mustafa Yıldırım, SAÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu ile öğretim üyeleri ve öğrencilerin” katıldığını öğreniyoruz..
Keşke böyle bir etkinliğe, devlet erkanı ve vatandaşlarımız ile diğer belediye ve sivil örgüt temsilcileri de katılabilseydi!..
BİZ YAPTIK,OLDU BİTTİ!
Maalesef, ülkemizde bir modadır gidiyor!
“Biz yaptık, oldu bitti” öyle mi?
Lütfen bu tür etkinlikleri, alabildiğine geniş kitlelerle ile paylaşalım ve “ iklim değişikliğine, çevre ve hava kirliliğine” dikkat çekelim!
Zira, bu dünyanın sahibi, tek bizler değiliz!
Bu dünyada, bizden başka yaşayan binlerce canlı var!..
Bir kere kendi neslimizin geleceğini düşünmek, “onlara yaşanabilir bir dünya bırakmak” gibi bir mecburiyetimiz var!
Eğer bizler, “yaşadığımız toprakları koruyamazsak, sularımıza, pınarlarımıza, dağlarımıza, taşlarımıza, bu tertemiz havamıza sahip çıkamazsak, “ geçmiş olsun, demek zorunda kalırız!
Bakınız, artık beyaz enerji konusunda, sadece sulara gem vurulmuyor?
BEYAZ ENERJİ?
Artık “rüzgar gülü” dediğimiz, rüzgar enerji santralleri tüm ülkelerde,”ucuz kolay beyaz enerji” adına başvurulan ve hayata geçirilen projeleri teşkil ediyor..
Bu projeler ile rüzgarların yönü, hızı değişiyor ve özellikle, göçmen kuşların göç yolları, bu durumdan etkileniyor ve ayrıca bölgemizdeki iklimde de, önemli değişikler gözleniyor..
Birçok ülke, enerji adına “nükleer santralleri” değiştirirken, “Fransa’nın Batı Landlar bölgesinde” yer alan, binlerce rüzgar gülü gürültüsü ve yarattığı kirlilik nedeni ile o bölgeden göç edenlerin sayısı, her geçen gün artıyor..
Demek ki, bu konuda da hassas olmak, “iklim dengesini, bölge şartlarını, insan ve canlı unsurunu da dikkate almamız “ gerekli!
YANIBAŞIMIZDAKİ TEHLİKELER?
Ülkemizi tendit eden, Ermenistandaki enerji santrallerini unutmayınız?
Ya, yaşanılan bu “Çernobil faciasının”, nelere mal olduğunu bilmeyenimiz mi var?
Ya, “Japonya’daki Fukuşima faciası” unutulacak gibi mi?
Dünyanın sonunun, kendi elimizle getirmeyelim!
Yine Belçika’nın “nükleer santralleri kapatma kararınının, son enerji sıkıntısı ile askıya alındığını ve bu bölgenin tamamen terk edildiğini ifade etmem”, sizlere acı gerçeği hatırlatır mı?
Türkiye sırf “rant” adına “nükleer santral” yapıyorsa, yaptırıyorsa, vay halimize?
Bakınız, ilçemiz Akyazı’da son yıllarda “kanser hastalarının” sayısında, büyük artış olduğu söyleniyor..
Bu durumu, “Hendek Organize Sanayi Bölgesi’ndeki” bazı fabrikalara bağlayanların sayısı, size bir şey anlatıyor olmalı?
DERELER, ÇAYLAR, NEHİRLER CAN ÇEKİŞİYOR!
Yani örnekleri çoğaltabiliriz!
Şu derelerin kirliliği, Mudurnu ve Sakarya Nehri’nin hali durumu özetlemiyor mu?
Yine vatandaşlarımızın Karadeniz kıyılarında çektiği resimlerden, bu güzel iç denizimizi nasıl hoyratça kirlettiğimiz, açık ve net görülmüyor mu!
İşte, yanıbaşımızda Sapanca Gölünün tahliyesi, Çark Deresininin içler acısı durumu, ortada değil mi?
Ya, “içme suyu kaynağımız Sapanca Gölü’nün, koruma havzası içindeki dereleri kurutmadık mı, o yeşil cennet yamaçlar üzerine, mantar gibi binaları” dikmedik mi?
Uzatmayalım, “rant adına”, yaylalarımızı gelişigüzel talan etmedik mi?
O Akyazı Acelle Yaylası’nda ki sorunlu binayı, “ibreti alem için yıkamamışsak, ne konuşuyor, ne yazıyoruz”, Allah aşkına!?
Ya hergün, havaya saldığımız zehirli gazların hesabını, kim verecek?
BURUNLARI SIZLATAN KÖMÜR KOKUSU!
Bu enerji darboğazında, “vatandaşlarımız yine odun ve kömür ile ısınmaya yönelmişse”, durum bu açıdan da bizleri düşündürmeli!?
Artık Adapazarı, Serdivan ve Erenlerde sabah erken kalkanları, karşılayan bu “zifiri kömür kokusu” ve diğer atıkların yarattığı kirlilik, bakalım nereye kadar devam eder?
Elbette anlatılacak, yazılacak çok şey var!
Biz Türklerin, “Orta Asya steplerinden buralara kuraklık yüzünden göç ettiğimizi”, asla unutmayalım!
LİSELİ BELÇİKALILAR?
Bu hassas konu ile ilgili olarak, Belçika’da geçtiğimiz yıl liseli öğrencilerin, her perşembe günü Brüksel sokaklarında temiz hava, su ve çevre için el ele tutuşarak, eylem yaptıklarını ve “temiz hava, temiz doğa” diye haykırdıklarını sizlerle paylaşmak isterim..
Bizim Liseli öğrencilerimiz, “böyle bir eylem yapabilir mi, akıbetleri ne olur, düşünmek bile” istemiyorum?
İnsan olarak, “havaya, suya, velhasıl doğaya duyarlı olmak gibi bir mecburiyetimiz olduğu unutulmamalı ve geç kalmadan, doğayı korumada etkin tedbirler” almalıyız!
“Havasına suyuna taşına toprağına,
Bin can feda, bir tek dostuma..
Her köşesi cennetim, ezilir yanar içim..
Bir başkadır benim memleketim..”
Gelin, bu memleketin değerlerini, zenginliklerini hep beraber koruyalım,paylaşalım!
Zira, başka Türkiye, başka dünya yok!
Yusuf Cinal yazıyor, 5 Kasım 2022 Brüksel
Bir başkadır benim memleketim!
Yusuf Cinal
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar