Herkesin beni bağışlamasını dileyeceğim. Bu hayatta sizlere garip gelen, bir o kadar masum ve bir o kadar da sıcak isteklerim oldu. Bunların bazısı gerçekleşti bazısı ise gerçekleşmedi. Gerçekleşenler için çok memnunum, fakat gerçekleşmeyenler için derin hayal kırıklığı ve üzüntü içerisindeyim.

   Herkesin özgür, mutlu ve istediği gibi bir hayat sürmesini istemiştim. Bunun için mücadele vermiş, sisteme karşı gelmiş, baskıya kafa kaldırmış ve alışılagelmiş düşünce kalıpları dışarısına çıkıp fikirlerimi, yapılacakları anlatmıştım. Çoğu kişi ‘Olmaz öyle şey!’ diyerek beni başından savmıştı. Sanki çok güzel, özgür ve mutlu bir hayat yaşıyormuşçasına… Ben sadece onlar ve kendim için daha güzel bir hayat kurgulamış ve istemiştim. Bu uğurda onların yerine de mücadele vermiştim. Düşüncelerim bir muhalifin sertliğinde ama bir bebek dokunuşu kadar da masumdu. Değişimin ağırlığı insanlara ağır geldi. Ben haksız gösterildim, ben haksız çıkartılmaya çalışıldım. Olmayan bir şeyin fikrini söylediğimde bu yenilikçi harekete eski, klişe örnekleri vererek düşüncemi yıktığınızı sandınız ama bilmediğiniz bir şey vardı; benim fikrimi çürütmediniz, kendi geleceğinizi çürüttünüz. İşte bu sebeplerden dolayı sizden affımı diliyor ve beni bağışlamanızı diliyorum.

   Sıra insana özgü duygularla birkaç istekte bulunduğum kişilere geldi. Onlardan benim yanımda olmalarını, dostum, sırdaşım ve en büyük destekçilerim olmalarını istedim. Aynı şekilde onların bana karşı attığı bir adıma ben iki adımla karşılık verdim. Yeri geldi bir adıma karşılık koşmaya başladım. Bu da onlara fazla gelmiş olacak ki, yavaş yavaş benden uzaklaşmaya başladılar. Sorunun bende olmadığını söylediler. Hayat şartları, iş, para gibi bir sürü sebep saydılar. O kadar sebep saydılar ki; ben bile ne istediğimi unuttum. Haklısınız, diyerek yoluma devam ettim. Yalnız kaldığımda da ‘Neden yalnızsın?’ dediler. Mutlu olduğumda şaşırdılar, üzüldüğümde yadırgadılar. Ne yaptım ne hissettiysem hiçbirinden memnun olmadılar, gerçi ben de onları memnun etmek için yaşamıyor, hissetmiyordum. Yanımda olmalarını istediklerim ne yaptıysam yargıladılar, onlara da yaranamadım. En sonunda da onlardan çıkarsız dostluk, arkadaşlık ve destekçilik istediğim için onlardan beni bağışlamasını istiyorum.

   Sevgi istediğimde gidenlere, kafasını güneşe değil de karanlığa çevirenlere, yersizce bırakanlara hatta seviyorum deyip bir gün sonra başkasına gidenlerden de bir bağışlanma dilenmek istiyorum. Evet, dilenmek diyorum çünkü ben size karşı hep dilendim. Sevgi dilendim, aşk dilendim… İlgi dilendim, yetmedi kuru bir gülüş, masum bir öpüş dilendim. Yüreğimin buz tuttuğu anlarda ellerinde sobalarla bekleyenler ya sobayı yakmayı unuttular ya da sobayı yakmak istemediler. Halbuki sobayı yaksalar ilk kendi elleri ve yürekleri ısınacaktı. Bunu da bir oyun olarak gördüler. Aslında oyun dedikleri gerçeğin ta kendisiydi ama onunla tanışmak ve yüzleşmek istemediler. Sevgiden korktular, sevilmekten, ilgi görmekten. Geçmişleri geldi akıllarına, unutamadıklarını düşündüler, akılları hep başka yerde oldu. Aklı başka yerde olanın gönlü de farklı yerde olur misali bir sağa çarptılar bir sola. Aslında ufak, masum bir sevgi istemiştim. Bunun uğruna da ne mücadeleler vermiştim hem kendimle hem de onların iç dünyasıyla. Olmadı, olduramadım. Onları sevdiğim için, onları azıcık da olsa mutlu edip aşkın varlığına inandırdığım için onlardan da beni bağışlamalarını istiyorum.

    Kısacası herkesten beni bağışlamasını istiyorum. Sevdiğim insandan, arkadaşım olan dostumdan, yerdeki kediden gökyüzündeki kuştan… Hepinizi çok sevdiğim, düşündüğüm ve değer verdiğim için hepinizin beni bağışlamasını istiyorum.