*Bu bir bilgilendirme yazısıdır
Birkaç ay öncesine kadar aklımızın ucundan dahi geçirmediğimiz zor bir dönemi yaşıyoruz. Bu durumu sadece çok yakın çevremizle paylaşmıştık ama ‘Ayşe öğretmene acil kan aranıyor’ haberleriyle artık herkes öğrendi.
Bu duyuru sonrasında, dostlarımızın ve Ayşe öğretmenlerinin durumunu merak eden yüzlerce öğrencisinin telefon yağmuru başladı. Sakin yaşamımızda hiç olmadığı kadar yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Çok duygulandık, zaman zaman gözyaşlarımıza engel olamadık. Bu ilgi aynı yoğunlukla sürüyor ve bu zor günlerimizde bize büyük güç veriyor.
Baktık ki, Ayşe öğretmeni önemseyen düşündüğümüzden çok fazla öğrencisi varmış ve bizi seven dostlarımızın sayısı tahminimizin çok üzerindeymiş, onları merakta bırakmayalım istedim. Sakın yanlış anlaşılmasın ve telefonlardan sıkıldığımız sanılmasın. Bizi çok mutlu eden o telefonlar kesilsin istemiyoruz, görüşmelerde hastalığın seyrini konuşmak yerine hâl hatır sormanın çok daha güzel olacağını düşünüyoruz.
Evet, sevgili eşim emekli edebiyat öğretmeni Ayşe Kalaycı’ya dört ay süren tetkikler sonrasında löseminin bir türü olan AML tanısı konuldu. Tahlil için kan vermeye geldiğimiz bir gün hastaneye yatırıldı ve tedavi süreci başladı. 1 hafta aralıksız devam eden kemoterapinin ardından tedavinin sonraki aşamasına geçildi. Bize net bir şey söylenmedi ama ay sonuna kadar hastane koşullarında devam edecek.
Bu süre içinde durumuna göre trombosit kana ihtiyaç duyulacak. Yani, doktorumuzun belirttiği miktarda kan için listemizdeki bağışçıları SEAH Korucuk Hastanesi’ne davet edeceğiz. Gerekli tetkikler sonrasında da kan alımı yapılacak. Kan alındıktan sonra yapılacak işlemler 3 saat sürdüğü için saat 14.00’e kadar kan bağışının tamamlanması gerekiyor.
Tedavinin 20 gün daha süreceği ve her gün için 2 donör isteneceği varsayılırsa 40 gönüllü gerekiyordu. Karşılanması güç bir sayı idi. Ne var ki, kan aradığımızı duyan sevgili Zafer Tokuş’un medyabar.com’da yaptığı haberin ardından diğer meslektaşlarımızın da bu haberi kullanması sonucu, yazının başında belirttiğimiz yoğun ilgiye neden oldu. Şu an listemizde 40’ın üzerinde kişi var. Beklenmedik nedenlerle çok fazla fire vermezsek kan ihtiyacı açısından sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyoruz.
Arayanların merak ettiği diğer bir konu ise ziyaret yapılıp, yapılamayacağı… Ne yazık ki bu mümkün değil. Tedavi sürecinin bir parçası olarak bağışıklık sistemi gün geçtikçe zayıflıyor ve vücut enfeksiyonlara açık hale geliyor. Be nedenle tedavinin izole ortamda sürmesi gerekiyor. Hatta, taburcu olduktan sonra da bir süre ziyaretçi kabul edemeyeceğimizi şimdiden belirtmiş olayım.
Evet, zor günler geçiriyoruz ama bu kadar yoğun şekilde yaşadığımız gönül birlikteliğiyle bunu atlatacağımıza yürekten inanıyoruz. Arayan, soran, kan vermek için sıraya giren, duyurularıyla katkı veren herkese sonsuz teşekkürler.
Arayan öğrencilerinim adını söylediğimde yüzü gülen, gözleri nemlenen Ayşe Öğretmen ise duygularını şu sözlerle anlatıyor: “İyi ki öğretmen olmuşum”
Bu arada, tedavimizin sürdüğü Hematoloji Servisi için ayrı bir parantez açayım. Hekimi, hemşiresi ve diğer tüm personeliyle iyi ki varlar.
VE BİR NOT: Bugün hastanedeki 17’nci günümüz. Sağlık sisteminin işleyişine gözlem yapma fırsatı buldum ve bir süre daha buradayım. İzlenimlerimi ilk fırsatta okurlarımla paylaşacağım.