Önceki günkü gazete sayfalarında genişçe verilen bir haber dolaştı:
“ Bölge Adliye binasının giriş katındaki asma tavan çöktü.”
Bu adliye binası daha bir ay önce Adalet Bakanının da katıldığı anlı şanlı bir törenle açılmamış mıydı?
Bereket versin, sanırım ya mesai saati dışında ya da kimsenin olmadığı bir saatte çöküntü olmuş olmalı ki ölen ve yaralanan olmamış…
Haberin kendisi bile kamu binaları yapım ihalelerinin ibretlik resmidir…
Ama, biz, işin bu yanını şimdilik bir kenara bırakalım…
***
Tesadüf bu ya, aynı gün Bizim Sakarya’da bir haber daha vardı…
Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan verdiği röportajda adliye binalarının konumunu değerlendirirken demiş ki:
“Sakarya Adliye binası maalesef çok kötü durumda. Gerçi yaşanan bunca hak ihlalinden sonra artık bina ile değil, maalesef içinden çıkacak adalet ile ilgileniyoruz noktasına geldik. Çadırda bile olsa içinden adalet çıksın yeter…”
Hımml!..
Ülkenin adalet terazisinde bir ayar bozukluğumu var?..
Soruya ben yanıt vermeyeyim.
Kim versin?..
Baro Başkanı Kazan’ın röportajından birkaç satır aktarıyorum:
“-Hukuk içinde bir yargıcın yargıç olduğu, hiç kimseden talimat almadığı, savcının bağımsız davranabildiği, avukatın bağımsızca görevini yapabildiği bir yargı sistemi diliyoruz. Adliye binasının durumu hak ihlallerinin yanında bir teferruat…”
Adalet üçgeni üç köşeden oluşuyor…
Birinci köşe: Yargıç.
İkinci köşe: Savcı
Üçüncü köşe: Avukat.
Dava bir nokta değildir, bir düz çizgi de değildir, bir üçgendir…
Bir nokta bir noktadır; bir düz çizgi iki nokta arasındaki en kısa yoldur; üç köşe için de üç nokta…
Ya üçüncü nokta olmazsa?..
Dava cimin karnında bir nokta olur…
Dünyanın adaleti böyle kurulmuş…
Peki, bir davanın üçüncü noktasını temsil eden Sayın Kazan’ın söylediklerini tek başlıkta toplarsak çıkan sonuç ne?
Adaletin tesisinde sorunlar var!...
***
Bir bilge demiş ki:
“Adalet, insan topluluğunun kutsi bağıdır”
Peki, şu bizim gazeteler, bir adliye binasının çöken tavanına gösterdikleri duyarlılığı, Kazan gibi hukuk mücadelesi verenlerin çabalarına gösterseler ne olur?
İkide bir adalet perisinin elindeki terazinin ayarını bozan ya da bozmaya yeltenen politikacıların hesabı Ruz-i mahşere kalmaz…
Adalet kalıcı bir şekilde gerçekleşir…