Ülkeleri anaya benzetirler.

Ülke anaya benzer de neden babaya benzemez işin burasını kurcalamayalım dibi çıkar; ancak siz isterseniz, bir şehrin belediyesini babaya benzetebiliriz.

İstemezseniz benzetmeyelim; fakat gelin şunu isteyin de bir, ben de meramımı anlatabileyim!..

***

Bir şehrin belediyesi onun babasına benzeyince, Büyükşehir Belediyesi’nin de böyle olması gerekir…

Ama, bizim baba çocuklu dul bir bayanla evlenmiş olacak ki, bir kendinin öz evladı var, bir de üveyleri…

***

Bilirsiniz ki, bekar bir adam çocuklu dul bir kadınla evlenince üvey evlatları kendi çocuklarından daha büyük olurlar.

İşte bu kurala göre Büyükşehir Belediyesi’nin üvey evladı Adapazarı delikanlısıdır ve kendi çocuğu Serdivan’dan daha yaşlıdır.

Dünyaya ondan çok daha önce gelmiş, gün görüp geçirmiştir.

Daha berikinin, o bugünkü öz evladın adı sanı duyulmamışken, Adapazarı çarşıları, semtleri, sokakları, sosyal hayatı ile ün verip ün almıştır.

***

“ Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” derler…

Bu belki insanın dertli bir saatinde kulağına hoş gelen bir deyimdir; ama, geceleri kandille aydınlanan bulvarı, hamam taşı ile döşeli kent meydanı, çukur sokakları, dökülen parkları, bakımsız Karaağaç, Kuyudibi, Çeşme Meydanı, Hasırcılar, Patates Hali gibi semtleri için söylenirse vereceği keder bu köşeye sığmayacak kadar acıdır.

***

Adapazarı üvey evladına daha iyi bakılmasını isterim dersem, büyükşehir belediyemiz bu işe bozulur mu?..