Zafer Bayramı, Türk milletinin tarih sahnesindeki direniş ve zaferlerini kutlamak için her yıl 30 Ağustos'ta anılır. Bu, sadece bir gün değil, aynı zamanda milletin yeniden doğuşunu ve bağımsızlık mücadelesindeki kararlılığını simgeleyen bir dönüm noktasıdır.

Türk milleti, zorluklar karşısında her zaman bir umut ışığı bulmuştur. Bu umut, kimi zaman soğuk ve cılız da olsa, milletin yeniden ayağa kalkışının simgesi olmuştur. Dumlupınar'da, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, Türk milleti kendi kaderini yeniden şekillendirmek için adeta küllerinden doğmuştur.

Zafer Bayramı, İzmir'in, İstanbul'un ve Hatay'ın kurtuluşunu, hatta tüm yurtta bayram havasını simgeler. Bu özel gün, yalnızca bağımsızlığın kazanıldığı gün olarak değil, aynı zamanda bir ulusun damarlarındaki asil kanı hatırlaması gereken bir gün olarak da önem taşır. Her yıl bu bayram, Türk milletinin bağımsızlık için verdiği mücadelenin ve bu uğurda gösterdiği kahramanlığın bir hatırlatıcısı olarak kutlanır.

Zafer Bayramı, Türk milletinin tarih boyunca karşılaştığı zorluklara rağmen nasıl bir araya gelip kendi kaderini çizebildiğinin kanıtıdır. Bu bayram, Türk milletinin birlik ve beraberliğini, geçmişten aldığı güçle geleceğe yürüme kararlılığını perçinler. Bu anlamda, Zafer Bayramı her gün, her an kutlanması gereken bir bayramdır; çünkü bu, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık ruhunu her daim canlı tuttuğunun bir göstergesidir.

Zafer Bayramı
Bir millet ki yılgın, 
bir millet ki yaralı,
akbabalar çullanmış,
leş zannettikleri bedeni parçalamaya.
Bir ışık ufukta,
cılız bir o kadar soğuk.
Elini kaldırmaya mecali yok kimsenin.
son nefesini vermek için, 
hazırlığını yapmakta.
Hadi dedi bir nefes,
kalk dedi,
silkelen dedi,
Damarlarındaki asil kanı
hatırla dedi.
tarihteki ilk düşmen bu değil ki
her seferinde nasıl kalktıysan
şimdi de öyle kalk dedi
Dumlupınar şahit
sen kalk ki dağılsın kara duman
aydınlansın bu meydan,
kurtulsun İzmir, İstanbul, Hatay
Bayram olsun her gün
Her an.