Sadece Türkiye’ye demediğimi, sağduyulu insanlarımız yazıyı okuyunca belki doğru yere koyar. Hırs’ın, Ayrım’ın gözü kör olsun!

     Herkes, ama herkes; verdiği emeğin, ürettiği her şeyin karşılığı olan Hakkını alarak; adil, huzur ve güven içinde birlikte yaşamalı.

    Devletin, halkın son 100 yılda nasıl erdemlerle nereden nereye gelmiş düşün?

    “ Osmanlı’ya ‘ Hasta Adam ‘ denildiği zamanlar. Düvel-i Muazzama Donanması Çanakkale Boğazı’na dayanmış.

    Dünyanın en güçlü zırhlı gemileri toplarıyla Çanakkale’nin tüm tepelerini  yerle bir etmiş.

    Mustafa Kemal’in Mehmetçikleri O Yedi Düvel Donanması’na, “ Çanakkale geçilmez!” dersini vermiş,  geçememişler!”

    Çanakkale Geçilmez efsaneleriyle övünürüz. On binlerce genç askerini kaybeden işgalci ülkeler yıllardır matem tutar, acısını yaşar.

   O annelerin acısını; KİM, tarihe hangi erdemlerle hayranlığa dönüştürdü?

   Yüzyıllarca savaş, kan ve gözyaşı içinde yaşayan halk,“ Yurtta sulh, Cihan da Sulh!” yıllarına nasıl ulaşabildi? Ya şimdi nerelere öyle?

   Atatürk’ün, Çanakkale Anzak Mezarlığı’nda yatan düşman(!) askerlerinin annelerine hitaben yazdığı, Savaş Tarihi’nde bir eşi olmayan şu erdemli yazı:      

    “ Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!

      Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.     

     Sizler, Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız.

     Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz.

     Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.

     Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

   

  Zafer kazanmış hiçbir komutanın tarihe kazınan böyle bir Anıt Kitabesi var mı? 

    Mustafa Kemal Atatürk gibi iyi yetişmiş, erdemli her asker, savaşların ne kadar kötü bir insanlık gerçeği olduğunu bilir.

     Yeryüzü tarihi boyunca, yaratılmış birçok genç nesil, savaşlar nedeniyle yazık yere yok olmuş. Tarih de sanki kinlerle yoğrulmuş.

    Mustafa Kemal de, hayatının en güzel yaşlarını Afrika, Asya, Avrupa’daki cephelerde savaşarak geçirmiş. Amaa;

    Genç Ömrü savaş alanlarında geçen, O eşsiz Asker, eşsiz Devlet Adamı Mustafa Kemal ardında hiçbir düşmanda kin ve intikam duygusu bırakmamış.

   Yargımı, erdemli evrensel insanlık anlayışıyla yazmaya çalıştım. Kurtuluş Savaşı’ndan iki örnek ile de desteklemeyi düşündüm:

    Mustafa Kemal 15 Mayıs 1919 günü, Yunan Askeri İzmir’e çıkarken Samsun’a hareket eder!

    Son 200 yılını savaşlarla, kan ve göz yaşıyla geçirmiş Ulusu tek bayrak altında Tek Meclis’te toplar. 1 Eylül 1922,” Ordular ilk hedefiniz Akdeniz!” deme günü:

    Ankara Polatlı’ya kadar gelip dayanan Yunan ordusunun generali Trikopis Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde esir alınır.

   Trikopis ve esir Yunan subayları, Uşak’ta Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna çıkarılır. Gazi’nin beraberinde Fevzi Paşa ve İsmet Paşa da var, ayakta karşılanır.

   Trikopis’in elini uzun süre tutan Mustafa Kemal,” Üzülmeyin General; askerlikte mağlup olmak da var. Napolyon da vaktiyle esir olmuştur. Siz bizim misafirimizsiniz!” der.

   “ Yurtta Sulh, Cihan da Sulh!” Devlet Adamlığı’nın ilk şartı gibidir.

    Büyük Zafer 10 Eylül 1922 günü İzmir’e girişle taçlanır.

    Mustafa Kemal’e Karşıyaka’da hazırlanan eve gelinir. Girişin mermer basamaklarına Yunan Bayrağı serilmiştir.

    Mustafa Kemal,“ Bu niçin?” diye sorar. “ Yunan Kralı kalacağı eve Bizim Bayrağımızı çiğneyerek girmişti.” denilir.

    Mustafa Kemal,“ Sizi anlıyorum, ama bir milletin timsalini çiğnemekle hata etmiş. Ben o hatayı tekrar edemem. Kaldır çocuk!” der, bayrağı toplatır.

    Bu Tarih, acaba Azerbaycan’da da erdem örneği olabilse mi?

    

     Atatürk’ün yönettiği Türkiye bir daha savaş ve ölüm yaşamamış. Halkı gözyaşı dökmemiş. Komşu Tüm Ülkelerle yüzyıllarca görülmemiş And’laşmalar bizimdir.

     Çanakkale’de savaştığı Anzak Kolordu Komutanı, İngiliz Generali Birdwood savaş sonrası Mareşal yapılmış.

    Atatürk’ün, Ankara’da 21 kasım 1938’de yapılan cenaze törenine üniformasıyla katılan Birdwood, ayağı şiş olduğu halde, O Huzurda ayağa kalkarak selam durmuştur.

     Başkomutanlık Muhaberesinde esir alınan Yunan Generali Trikopis de, her ölüm yıldönümünde Atina Büyükelçiliğimizde yapılan anma törenine katılmıştır.

   Bağımsızlık ve Barış çok şey. Doğru yaşam da “ Yurtta Sulh, Cihan da Sulh.