Bugün yaklaşık 200-250 km yol göründü : -) Güzergahımdaki devlet okulları bakalım ne alemde?.. Görevliler olsa bile, içlerine sokulmayabilirim…

           Tabii, salak değilim; son yıllarda sayısı pıtrak gibi artan SARAYLARA gitsem buyur edilirim…İçleri de, sanırım bal dök yala gibidir…

           Devlet okulları son 12-13 yıldır, liyakatli kadroları da dahil, nerdeyse kaderine terk edildi…Fıtratında böyle bir şey yoktu; siyasi fıtrat mı bilmem?

           Örnek; 1984 Yılında kurulan Sakarya Anadolu Lisesi : -)

           ANAP’tan 1983 yılında Sakarya Milletvekili seçilen Nihat Akpak, Mümtaz Özkök ve Mustafa Kılıçaslan’ın Sakarya Milli Eğitimi’ne hemen 1 yıl içindeki ilk hediyesi Sakarya Anadolu Lisesi olmuştu.

          Bugün O okuldan mezun ünlü doktorlar, mühendisler, hukukçular ve nice akademisyen var; ama, o okul binaları ne halde ve kadroları nerede?..

           O zamanlar liselere, üniversitelere girişler öyle hile-hülleyle olamazdı. Siyaset O İŞ’lere burnunu o denli sokmaz; okulları olabildiğince ihya ederdi…

           Siyaset müdahalesine, O siyasi partinin üyeleri de dahil, şehir sert duruş gösterirdi… O Şehir şimdi nasıl bu kadar şartsız biatçı oldu anlamıyorum?

            Dahası da o kadar çok ki; çocuğun üniversitede öğretmen olmak için okuyor; sen dişinden tırnağından artırıp, O’nu öğretmen yapıyorsun.

         Çocuğun, ‘Öğretmen Diplomalı İŞSİZ’ oluyor!.. Peki, sen kime oy veriyorsun? Oy verdiklerinin çocukları ne İŞ yapıyor? Senin çocuğun askere de gider; gereğinde vatan uğruna can da verir…Peki, oy verdiklerinin çocukları???

          Kim bu ülkede “ Ayrım yok!..” sözünü edebilir?..

          Öyle işte; ben de şimdi Devletin Halk Çocuklarına yaptığı okulların ne halde olduğunu görmek için yollardayım : -)

          Tabii, Siyaset ve Kamu’nun “ Herkes kendi oturduğu mahallenin okuluna gidecek!” masalını yıllardır bilirim. Oy verdiğin siyasi amcana uğra, canın hangi okula isterse, oraya kayıt yaptırırsın…

           Kamu ve Siyaset, okul açıldığı gün okul önlerindeki servis minibüslerinden trafik kilitlendiğini benden iyi bilir; bize de yazdıklarımız için çok gülerler!..

          Sakaryalı, Susma!..Çocuğunun okuluna şu gün sahip çık, geleceği kurtar!..

        

 

  SAKARYA NEHRİ TAŞIMACILIK PROJESİ 

         Şehrimizle hiç ilgisi olmayan, Necip Fazıl’ın Sakarya şiiri ile bizi gaza getirip uyutan muhteremleri hep hayretle izledim…

          Sakarya’ya “ Diz üstü çok süründün ayağa kalk SAKARYA!..” kükremeleri  tek bir eser bile kazandırmamıştır…Ama, O GAZ ile epeyi İŞ Götürülmüştür…

          Hatta, Valilik bütçelerinden harcanan yazık servetler de dahil. Devlete ait,  kiralanmış termal su kaynakları, araziler, kum- taş ocakları yılların kangrenidir…

           Şimdi de, kamunun valilikler ve belediyeler, üniversiteler, odalar ile yaptığı nefis projeler var…En zorlu etütler, fizibilite raporları, sonuçlar geçilip; trilyonlarca paraya mal olduktan sonra ölmeye yatırılan İŞ’ler…

          Sakarya Nehri Ulaşım Projesi nerede? Valilik, SAÜ, Büyükşehir, SATSO’da çok büyük mesailer, emekler ve paralar harcandı…

            Aman ne rüyalardı : -)

             Adapazarı’nda üretilen dünya markası otoları gemilere yükleyip, Karadeniz’e çıkacaktık…Don, Volga, İli, İrtiş ve Tuna gibi nehirlerde, muhteşem deniz taşımacılığı yapılır. Biz de O nehirlerinden; tüm Rusya’ya, Türk Cumhuriyetler’e, Avrupa içlerini geçip, Kuzey Denizi’nden Okyanus’a çıkacaktık…

           Sakaryalı yıllarca nasıl da boşa taban tepmişti? Dünyanın En Büyük Havaalanı, İstanbul’a İkinci Boğaz; 3.Köprü, Gebze-Yalova Köprüsü gibi, Dev Dünya Projeleri’ne Türkiye’de bugün kim, kimler “ Olur!” veriyor?..

         Her TEM Yolu, her YHT Yolu Sakarya’nın bereketli tarım arazilerini yok edip geçiyor da, yeryüzünün en kolay, en ucuz, ülke trafiği en çok rahatlatacak Nehir Yolu Projesi neden Sakarya’da yapılamıyor?

           AK Parti’nin tüm kurucuları Sakarya’ya geldiklerinde “ Sakarya benim şehrim!” dedi, diyor…Ama, Sakarya ilk 45 İl içinde yok ve hızla da geriliyor…

          Ben “ 50-60 Yıl önce Sakarya Nehri ile Adapazarı Hali’nden Karasu’ya sebze meyve taşınırdı!” diyeyim; 60 Yıl sonra Karasu’ya gidin bunu sorun!..  

           Yeni Seçilmiş Milletvekillerinin, bizim ‘Nehir Taşımacılığı Projesi’ için yazılmış kitapları okumaya siyasi ömürleri bile yetmez…Ne emek ve paralardı?

           Devlet Planlama Teşkilatı da Bizim Projemize hayran kalmış, “ OLABİLİR!” diyerek, Hükümet Yatırımları içine alınmasını önermişti…

          Hatta; “ Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi Yılın Projesi Seçildi!” manşetleri ile ne de çok gururlanmıştık…

            Peki, bugün ben, “ Yıllarca ne de çok uyutuldun, Ayağa kalk Sakarya!” desem, Necip Fazıl hayranları acaba bana hak mı verir, öfkelenir mi?..

           Nehir Projesi ortada yok; Liman ve 1 metre Karasu Demiryolu da yok!..