Sevgili okurlar,
Bugün sizlere, "23 Nisan 2019 Tarihinde ki, yazım ile" seslenmek istiyorum..
Öyle ya, "yıllar geçtikçe, ülkemizde neler değişiyor, neler değişmiyor" bağlamında, "bir beyin jimnastiği", iyi gelmez mi?
Öyleyse, birlikte okuyalım:
Bugünler," Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM)" kuruluş günleri..
"23 Nisan 1920 tarihinde temeli atılan bu yüce Meclisin, kuruluş yıldönümünde, Türkiye’nin geldiği nokta" hepimizi yakından ilgilendiriyor.
"10 Yılda, 10 Milyon genç yaratan bir ülkede, türküler çağırdığımız günler", çok çabuk unutulmamalı?
Cumhuriyet ile “fikri hür, vicdani hür” nesiller yetiştirmek, üreten bir millet olmak, köy ve kent yaşamı içinde, geleceğe birlikte yürümek önceliğimiz idi..
Kısacası, "sosyal hayatta, ekonomide, eğitimde, sağlıkta, sporda, her alanda, büyük başarılara kilitlenmek", Cumhuriyet’in en önemli, temel hedeflerindendir..
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu, bizlere emanet ettiği, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Milleti ile bir hedefe kilitlenmiş" ve o hedefe, hep birlikte yürünmektedir..

HARİCİ VE DAHİLİ DÜŞMANLAR?
Bu yürüyüşten, "bizi alıkoymak isteyen harici ve dahili düşmanlarımız olduğu", unutulmamalıdır!?
Bu hedef, "modern Türkiye’nin, uluslar arası platformda yerini alma, çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak", olarak ta, tarif edilir..
"23 Nisan 1920 Tarihinde temeli atılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 29 Ekim 1923 tarihinde de, Cumhuriyet ilan edilmiş ve ülkenin yeni adı, Türkiye Cumhuriyeti" olmuştur..
İlk Cumhurbaşkanımız, "Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana, gelmiş geçmiş tüm cumhurbaşkanları, halkın gönlünde tarafsızlıkları ile taht kurmuşlar, tarihteki yerini" almışlardır..
Bir kere, "bize bu güzel ülkeyi, bu güzel cumhuriyeti bırakanlara minnet ve şükranlarımızı ifade etmezsek", görevimizi, tam yapmış olmayız!..

EGEMENLİK MİLLETİNDİR!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturu ile kurulmuş, yoğrulmuş ve bugünlere de, bu anlayış ve kavrayış ile gelebilmiştir..
Türk Cumhuriyeti’nin temeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir..
Burası, halkın mizanıdır..
Halkın güvencesi, bu temeldir..
Bu en kıymetli hazinemizdir..
Burada, "ekonomiye, adalete, eğitime, sağlıktan, kültüre ve bilime kadar, her konu görüşülür, tartışılır karara" bağlanır..
Türkiye’nin geleceğine, burada hükmedilir..
“Yürütme, yasama, yargı” saç ayağında, iktidara gelen siyasi erk, "ülkeyi tarafsız, sorunsuz, şeffaf olarak yürütme, denetime açık olma, halka hesap verme noktasında, görevler üstlendiği bu sistemi" bir tarafa öteleyemezsiniz!?"

PARLAMENTER SİSTEM?
"Cumhurbaşkanlığı Sistemi "
ile geldiğimiz durumu bilmeyenimiz yok!
Bire bir yaşıyoruz, görüyoruz ve daha önemlisi gelecek adına kaygılıyız!?
Neticesi itibarı ile içinde bulunduğumuz durum, iyi tartışılmalı ve tekrar "Parlamenter sisteme geçiş için, gerekli adımların atılması" elzemdir..
"Hem Cumhurbaşkanlığı görevleri, hem Parti başkanlığının bir arada yürütülmesinin büyük sıkıntılar yarattığı gerçeği" kulak arkası edilemez!?
Kaldı ki, "31 Mart 2024 Yerel Seçimleri, iktidar ortakları için bir güvensizlik" oylamasıdır...
Aslında, halkımız bu işareti, 31 Mart 2019 Seçimlerinde
vermişti..
Burada, "2023 Genel seçimlerini nereye koyacağız" diyenler olacaktır?
Demek ki, "aradan geçen 9 Ayda, siyasi iktidar(Cumhur İttifakı) büyük imaj, itibar ve güven erozyonuna" uğramıştır..
Bunun nedenlerini irdelemek, bizlere düşmez?
Gelinen bu noktada, “Cumhurbaşkanlığı sistemi” içinde, hem “parti başkanı” olarak durmak, hem de “cumhurbaşkanı” olarak görev üstlenme, Türkiye’ye, yarar yerine, zarar getirmiştir..

ÜLKENİN GELDİĞİ NOKTA?
Ülkenin geldiği bu noktada, bu sistemi savunanların, "batan ekonomiyi, artan işsizliği, hayat pahalılığını, iltimas ve rüşvet hareketlerini, yargıdaki adaletsizlikleri, başı bozuk düzeni evirmesi, çevirmesi ", mümkün değildir!..
Kaldı ki, "belediyelerin borç batağında olması da, bir başka gösterge olarak" önümüze gelmiştir!
Bugün, "birlik ve beraberlikte, kenetlenme"  günüdür..
"Bizler sevinemiyorsak ta, sabır ederiz, şükrederiz ancak, en azından çocuklarımızın yüzünü güldürecek kararlar alarak, geleceğe birlikte, kararlı bir şekilde yürümede", bir beis görmemeliyiz!
"Çocuklarımıza armağan ettiğimiz, Cumhuriyet’e sahip çıkmak, yaşlısı ile genci ile kadını ile erkeği ile hepimizin görevi" olmalıdır..

ATATÜRK TÜRKİYE'DİR!
Atatürk'e saldırmanın, Cumhuriyeti tu kaka etmenin manası yoktur..
Atatürk;Türkiyedir, Cumhuriyettir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, hak, hukuk, adalettir, eşitliktir, laikliktir, çağdaşlıktır, sevmektir, sevilmektir, paylaşmak, yükselmek, ileri gitmektir, halkçılık, devrimcilik, sevgi ve saygıdır...
Atatürk'ü put olarak görmek, salt bir heykel olarak değerlendirmek cehaletin ta kendisi ve hafifliktir..
Atatürk, Türk Milleti'nin yaşam felsefesidir..
Dik duruş, başkaldırışı, varoluş nedenidir..
Anlamayanlara, başka nasıl anlatalım ki?
Yaşasın Atatürk!
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın, 23 Nisan!
Yusuf Cinal yazıyor, 23 Nisan 2024