O bakışı ve gülüşü attın ya bana, sana gelmek istedim o gün. Yanında olmak istedim. Sana sarılmak istedim. Dizine yatmak istedim. İstedikçe istedim. Bir erkeğin en masum ve en çaresiz olduğu o an senin yanında seninle olmak istedim. O kadar saf ve derin seviyordum ki seni belki bu cümle biraz olsun anlatabilmiştir sana karşı saflığımı ve masumluğumu.
Anlatamadım, gelemedim yanına. Sevemedim seni. Uzakta tutuyordun beni kendinden. Arkadaşımsın diyordun o kalbime mızrak gibi saplanan gülüşünle. Ben yine kurduğun cümlenin içerisindeki kelimelerin anlamlarını bilmemezlikten geliyorum. Sürekli soru soruyordum sana. Aslında söylediklerini anlıyordum ama benden vazgeçtiğini kabul ettiremiyordum kendime. Ciddi anlamda vazgeçmiştin benden. Daha sevemeden seni, tanımadan beni vazgeçmiştin benden. Çizmiştin üstümü.
Ben de vazgeçtim senden ve kendimden. Böyle bir vazgeçiş görülmemiştir dünyada. Sen beni sevmemeyi seçince ben de sevmemeyi öğrendim, sevmeye küstüm. Sen beni arkadaşın olarak görünce ben de herkese arkadaş gözüyle baktım, herkesle arkadaş oldum. Sen güldükçe ben daha da çok güldüm. Kahkahalarla inlettim her yeri. Ağlayacağım yerde bile güldüm. Kendimi kaybettim. İşte böyle bir vazgeçişti bu.
Zamanla kendi içime çekildim. Kahkahalarım sustu, kurduğum cümleler azaldı, sakallarım uzadı, ve depresyonla koyun koyuna yatmaya başladım. Bu kalabalık dünyada yalnız kaldım ve vazgeçilmiş oldum. Sonrası ise, bilinen hikâyeler… Bir sabah her şeyi değiştirmek üzere açtım gözümü. Kararlıydım, üstümdeki ölü toprağı atacak ve yeni aşklar, yeni arkadaşlar, yeni hayatlar ve en önemlisi yeni ben ile görünecektim etrafta. Bayramlık kıyafetlerini giymiş bir çocuk gibi temiz kıyafetlerimi giydim. Kapıdan dışarıya çıktığımda derin bir nefes aldım. Havanın temizliği daha da güç ve cesaret verdi bana. Emin adımlarla yürüyordum. Yanımdan geçenlere kaçamak gözle bakıyordum. Onlar da aynı bakışı bana atıyorlardı ve derken sen göründün karşıdan. O sırada bir savaş uçağından bombalar yağdı bulunduğum caddeye, bir tank girdi soldaki sokaktan ve rastgele ateş etti. Caddenin karşısından bir piyade bölüğü durmayacakmışçasına silahlarını ateşlediler. Etraf savaş alanına döndü. Ben ne olduğunu anlamazken bir havan topu mermisinin yakınıma düşmesi sonrasında bayıldım. Gözlerimi açtığımda başımda sen vardın. Yanında daha önce hiç tanımadığın insanlar vardı. Bana bir şeyler söylüyordunuz. Duyuyor ama anlayamıyordum. Hafifçe doğruldum ve ayağa kalktım. Silahlar susmuş gibiydi. Tank görünürde yoktu. Piyadeler de çekilmişti. O sırada sesini tekrar duydum ve anlayarak seni dinledim. Seni gördüğüm için heyecandan bayılmışım. Bu yeni dönemde olacak iş miydi bu? Vazgeçilmenin ağırlığını taşıyamamış ve onunla ilk göz göze gelişimde bayılmışım. İnsanlık ve arkadaşlık namına yanıma gelip yardım etmiş bana. Gerçekten çok duygulandım. Hüzünlü hüzünlü eve geri döndüm. Bir daha kendimi yenilemekten de vazgeçtim. Yapacağım her şeyden vazgeçtim. Verdiğim sözden, sevdiğim senden de vazgeçtim. Hayattan da vazgeçtim. Tıpkı senin benden vazgeçtiğin gibi.