OSB den ayrıldıktan bir müddet sonra SATSO Başkanımız beni arayıp beni TEKNOKENT Genel Müdürü yapmak istediklerini iletti. Teknokenti büyütmek istediklerini bunun için en uygun kişinin ben olduğunu belirterek Rektör Bey ile görüştürdü. Rektör Bey görüşmede maaşın çok az olduğunu belirtti ve bu maaşla çalışıp çalışamayacağımı sordu. Teknokentin büyümesi gerektiğini bunun içinde SATSO ve OSB’lerin desteği gerektiğini anlattı. Ben kısaca özgeçmişimi anlattıktan sonra benim için paranın ikinci planda geldiğini belirttim. Önemli olan Teknokent te büyümeyi sağlayıp Sakarya ve Ülke Ekonomisine katkı sağlamaktır dedim.

Rektör Bey Yönetim Kurulu toplantısında konuyu konuşacaklarını, Yönetim Kurulunda Belediyenin de olduğunu belirtti. Ben bu görüşme sonrasında Teknokent Genel Müdürlüğüne beni atamayacaklarını zaten hissetmiştim. SATSO gibi STK Genel Kurullarına bile müdahale eden iktidar partileri zaten Üniversitelere de direk müdahale ediyor. Rektörü siyaset atıyor.

Neticede bana gelen cevapta tahmin ettiğim gibi oldu. Genel Müdürlüğe atamam engellendi. Efendim ben onlardan değilmişim. Onları yazılarımda eleştirmişim.

Öncelikle belirtmek isterim ki ben hayatım boyunca hiçbir siyasi parti ya da cemaat vb. guruplara üye olmadım. Yanlış gördüğüm her şeye karşı çıktım ve eleştirdim. Mevcut iktidar partileri dahil ülkenin yararına gördüğüm birçok siyasi partiye oy verdim. Oy verdiğim parti ülke yararına olmayan işlere imza atıyorsa eleştirmek benim en demokratik hakkım.

Engelleyenleri biliyorum. Hiç üzülmedim. Ben mi kaybettim hayır? Sakarya kaybetti. Ülke kaybetti. Ama siyasi iktidar maalesef son dönemlerde atamalarda liyakat, deneyim, eğitim gibi faktörleri hiç dikkate almıyor. İmam hatip mezunu olmak, yada Trabzon veya Rizeli olmak ilk kriter sanırım. Bende bu özelliklerin hiçbirisi yok.

Ben 2000’li yıllarda MARTEK A.Ş. Genel Müdürlüğü yaptım. Bu Şirket Gebze TUBİTAK içinde yer alan ülkenin ilk teknoparklarından biri olan Marmara Teknokentin ve Serbest Bölgenin kurucu ve işletici şirketi. Beni bu göreve eski SATSO Başkanlarından Erol Öztürk layık görmüştü. Kendisine Saygılarımı sunuyorum.

90’lı yıllardan beri STK’ların içinde aktif üye olarak yer aldım. Başkanlıklar yaptım. Yönetim Kurulu üyelikleri yaptım. Hiçbir görevimde içinde bulunduğum kurumları siyasete alet etmedim. Ülkeye bakın ne hale geldi. Kul hakkını kimseye bırakmayanlar ama en büyük kul hakkı yiyen sizler unutmayın ki keser döner sap döner.

Ne kadar acı hikayemiz varsa ardında hep sevdiklerimizin imzası var maalesef.

Eskiden Rektörler seçimle gelirdi ve bir takım aday olma kriterleri vardı. Şimdi atama ile geliyor. Yeni rektörümüzü tenzih ediyorum. Biliyorum ki onun bu işte bir suçu yok. Atama ile geldiği için kendini atayan gurubu dinlemek zorunda.

Sakarya da benden başka daha önce Teknokent Genel Müdürlüğü yapmış bu deneyim ve tecrübeye sahip biri var mı? Yok

Sakarya da 17 yıl Uluslararası şirketlerde, 27 yıl ülkenin önde gelen kuruluşlarında yöneticilik yapmış biri var mı? Yok.

Peki A.Ç. neden sevilmez? Çünkü sözünü esirgemez. Yanlış işleri eleştirir. Boyun eğmez ve el etek öpmez. Yalakalık yapmaz. Yanlış emirler için baş üstüne efendim demez. Emredersiniz efendim demez. Hak etmeyenler karşısında el pençe divan durmaz.

Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlarmış.