Üzülüyorsun tabii. Unu, yağı, şekeri olan şahane bir ülkede yaşıyorsun. Ülkede İş Ehli Yönetme Liyakati yok. Ülkenin İş Ehli Rayı bile doğru çalışmıyor.
4. Sanayi Devrimi çağında iddialıyız. Çağdaş Otomasyon Sistemleri’nde Türk Sanayisi de iddialı. VE;
Ankara’dan Konya’ya gidecek Yüksek Hızlı Trenimiz 6 dakika sonra, hem de Yenimahalle Marşandiz İstasyonu’nda Kılavuz Lokomotifle çarpışıyor.
Ovada, dağda, bayırda değil; donanımlı, üst geçitli modern bir Başkent’te!
***
Teknoloji harikası(?) Yüksek Hızlı Tren seferi işletmeye açılmış. Teknoloji Devrimi var, çağdaş Otomasyon Sistemlerinde de oldukça iyiyiz, ama?
Ankara-Sincan arasındaki YHT hatlarında henüz Sinyalizasyon Hatları yokmuş. Yani, O hat işletmeye sinyalizasyonsuz açılmış.
AKP Hükümeti’nin Bakanı,“ Sinyalizasyon şart değil!” demiş. İyi de, “ Siz O zaman 24 saat nasıl uyuyabilirsiniz?” Hem de Ankara’da, uyunmuş?
Bakalım kaybettiğimiz 9 canın hesabını kim-kimler, nasıl verecek? Verir mi?
***
TCDD’nin liyakatli kadroları yıllar içinde bitirildi. Mülakatlı sınavlarla Ayrımla Siyasi Kadrolaşma varsa, kaybederiz. Makasçı da yok, Samsun’dan geçici gelmiş.
9 İnsan daha gitti. YHT’nin Pamukova, Çorlu kazaları hatırlandı. Suçlusu yok?
Çorlu’da demiryolu hatlarını yaya gezerek kontrol eden hat bekçisi yokmuş! Galiba Hat Bekçiliği kalkmış? Demiryolu Hat Bekçilerini çocukluğumdan bilirim.
Teknoloji 4.0 yokken; Cumhuriyet kaza önlemek için Hat Bekçisi’ni önemsemiş.
Bizse; Dünyanın en büyük havaalanını bitmeden uçuşlara açtık; Allah korusun!
***
Liyakatın 128 yıl önce yaptığı Adapazarı-Arifiye tren hattında ADARAY bile yıllarca çalıştı. Sinyalizasyon vardı. Raylar da GAR’a kadar tel örgülerle çevrili!.
ADA TRENİ güvenli. Hatta ülkenin TEM ve D.100 yolları için de zorunlu. Tramvay da Adapazarı halkının yaya ve araç ulaşımı için hemen şimdi zorunlu.
Liyakat varsa! Büyükşehiriz; 7 Milletvekilimiz, % 70’lere kadar oy alan AKP İktidar Partisi var; Ulaşım Koordine Merkezi’miz ve 1 milyon nüfusumuz da var.
Liyakat, Tramvayı yapar; Adapazarı Garını açar, Haydarpaşa’da Vapura bindirir.
ÇOCUK ESİRGEME VE ESNAF ODALARI
Adapazarı’nda, liyakatli Şehir insanları-Eşrafları varken; Şehir de, Şehirli de ülkenin her yanında O Liyakati hak eden bir şöhrete sahipmiş.
Sakarya 1954 yılında Vilayet oldu! Şehrin Tarihi’ni bilmeyenler var. Vilayet olduğumuz sürecin belediye başkanları bile bir Kent Liyakat Tarihi gibidir.
1946-50 yılları arasında İzzet Şükrü Enez Belediye Başkanı; Suavi Damalı 1950-1955; Ali Necdet Güven 1955-60 yıllarının başkanları. Şehrin abide isimleri!
***
Onların yaptığı şehrin Okulları Otoparkçıların hedefinde! Eşsiz Fabrikaları yok edildi, ediliyor. ÇINARLI ÇARKLARI, Parkları, caddeleri, bahçeleri, lojmanları da.
Atatürk Bulvarı’ndan Yazlık Köyü Köprüsü’ne kadar giden 5 km. demiryolu da yok! Rant, allanan, pullanan Çark Deresi ve Çark Mesiresi’ni bile yutma peşinde!
Sanki; Şehirli olmayan rantın, doymak bilmeyen tamahkarlığın saldırısındayız. İnsan haliyle sevdiği şehirde paranoyalarla yaşar hale geliyor.
***
“ Eski Adapazarı’nın belleklerinden birisi!” diyeceğim, yaşıtlarımdan bir kardeşime Atatürk Bulvarı’nda rastladım. Şehir duyarlığımı bilir.
“ Gel !” dedi, Kent Meydanı Ziraat Bankası’nın karşısındaki Çocuk Esirgeme Binası’na-ÇEK İşhanı’na girdik. Daha geçen haftalarda katları gezmiştim.
“ Çocuk Esirgeme Binası’ndaki kiracılara birden tahliye yazıları geldi. Hatta en üst kat tamamen boşaltıldı gibi. ÇEK İş Hanı’nın ne yapılacağı da pek bilinmiyor.
Mülkiyet hakları belli. Tahliye gerekçesi havada kalır mı? Tahliye edildikten sonra, mülkiyeti kullanma hakkı devredilir mi, bilemiyoruz?” deniliyor.
Zamanın Güç Rantı Sakarya’nın mülkiyetini adım adım ele mi geçiriyor? Biraz merak et ey Şehirli!
Kamu Mülkü ÇEK İşhanı şehrin göbeğinde. Kimin hedefinde, ne yapılacak?
