Adapazarı’nın ortasında, rant yapacak avuç içi kadar arazi-toprak kalmadı. Tek hedef şehir içindeki okul arazileri!

Bir gram liyakat ile bir Yöneten Makama gelmiş hiç kimse, şu anda Adapazarı içinde kalan hiçbir okulun otopark yapılmasına olur vermez. Liyakatli Yöneten için kullandım bu sözü.

İsteyen gider, Eski Garajlar arazisinde yapılan ve Adapazarı Kaymakamlığı’nın nefis binası arkasında kalan Cumhuriyet Anadolu Lisesi’ni görür.

“ Okulları yıkıp, Otopark yapalım!” diyebilen, şu Yöneten Çelişkisini acaba kim, nasıl izah edebilir? Şehir göbeğine, trafiğin en yoğun noktalarına, Saray yavrusu İmam Hatip okullarını daha yeni yapmadık mı?

                                                                *

Seçilmiş ve Atanmış Yönetenlere değil; Adapazarı halkına seslenmek isterim.

Yönetenlerin yarım saatte alabileceği bir bilgiyi ben Şehrime soruyorum: Şu gün şehirde en kıytırık ara sokaklar, ana caddeler ağzına kadar Otopark değil mi?

Peki, her gün bu şehirde kaç bin araç otopark kullanıyor? Yönetenler bana Adapazarı içine giren ve otopark yapan günlük araç sayısını versin yeter.

Ne söylemek istediğimi şehrin önünde apaçık söyleyeyim;

                                                              *

Adapazarı’nın göbeğinde kalan; Semerciler, Cumhuriyet, Tığcılar, Orta mahallelerini tümüyle yıkıp, Katlı Otopark yapsanız da o sorunu çözemezsiniz!

Buyurun; Doğumevi, Müftülük yanında Kartı Otopark yapılıyor. Diyelim 600 araçlık. Sadece O yakın çevrede bile en küçük bir yararı olursa diye dua edin; çünkü olmaz, olmayacak!

Kent Meydanı altındaki Otopark benim sığınağım. Neyi çözdü? Pasaj 2000’den, nerdeyse Etbalık’a kadar gün içinde hemen her cadde 2 sıra otopark!

                                                             *

Adapazarı Halkı, sabah çocuğunu evinin kapısından, mahallesindeki okuluna tek başına ve yaya göndersin. Bundan daha büyük bir eğitim-gelecek nimeti var mı?

Bu ülkede, bu şehirde YÖNETENLER yıllar yılı neyi beceremedi? Ne siyasi iktidarlar gördük:

“ Ülkemizin geleceği çocuklarımızın Eğitimi ile başlar. Milli Eğitim’de liyakat ilk hedefimiz. Zengin, fakir semt ve okul ayrıcalık olmayacak. Herkes kendi mahallesindeki okula gidecek!” gibi LAFları çok dinledik.

Bugün tablo ne? Her okulun önünde inanılmaz çoklukta Öğrenci Servis Araçları! Sabihahanım, Atatürk, Ahmet Akkoç ve nice okul çevresi Servis Aracı kaosu.

Yönetenler bunu önleyemedi, önleyemez de! Ama, kangrene de çevirmeyelim! Şehrin değil 4 yanına; 40 yanına Katlı Otopark yapsanız yaratığınız kördüğümü kimse çözemez!

                                                                     *

Okullarımıza dokunmayın! Karar verme iradeniz uygunsa, radikal çözüm, her 2-3 yılda bir gelişip büyüyen, şehri kuşatan RAYLI SİSTEM’dir.

Şu anda bile; Liyakatli bireylerden oluşan Şehir Ulaşım Koordine Merkezi- UKOME’ye tam yetki verilse, şehir bir haftada oh der!

Amaaa, şu gerçek ki; belediyeler, siyaset ve vıdı vıdı şehirli, yandaş eşraf baskısı altındadır. Belediyeler de UKOME’ye topu bıraksın; dayatmasız istişare yeter!

                                                                *

Anılan Okulların şehirde atılması ise Şehir Hayatı’nın sonu olur. Kafe, lokanta, dükkan, iş yeri; O kadar! Şehir ve Şehirliyi RANT YOK EDER, ediyor!..