Parayı bulan, GÜCÜ kullanabilen (?), “ yaşanacak yer!” keyfi olan; hemen herkes son yılların gözde şehri Serdivan’da ev almak, ev yapmak peşinde.

             Tabii, Serdivan’da imarı olan arazi denizi de artık bitmek üzere… Ki, O nedenle Yazlık ve Aralık Köyleri de imarla taşlaştı, asfaltlaştı. Sıra, Evrenköy’e kadar uzamış gibi…

           Hal böyle olunca, en büyük rant imarı olmayan arazi bulup, ucuza kapatma olur…” Helal alıveriş; alan razı, satan razı…Sana ne!..” denilir.

           Ama, Köylü, ev yapacam dese, İmarsız araziye yapamazsın denir. Yasa böyle ve doğru tutum bu… Peki, GÜCÜ olana “ Emrin olur!” denir mi acaba?..

            Siyasi Yaptırım Gücü olan; köylünün imarsız toprağını 100’e kapatıp; üç beş hafta içinde imara açtırıp 500’e satabilir mi?..Alan razı, satan razı; Helal mi?

             Yıllardır Sakarya’da 1/ 25 000’lik Nazım İmar Planı, 1/100 000’lik İl Çevre Düzeni Planı diye yırtınırız. Tüm çaba, Tarım Arazilerini korumak ve Geleceğe de Yaşanabilir Sakarya bırakmak!..

            Büyükşehir başta, tüm Belediyeler bu konuda HAK Hesabını doğru kullansın diye didiniyorum… Serdivan Kazımpaşa’dan bana iletilen son dertlenmeye bakın…İnsanım, içim kanıyor:

              Kısaltarak sunayım; “ Siyasi Güçlerine de dayanarak, birileri Serdivan Kazımpaşa Mahallesi, Çatalçeşme Mevkii’nde;.. Halkın tarla hisselerine, hisse satın alarak giriyor…

            Babam 12 yaşında yetim kalmış…Köyümüzde en büyük hayalimiz, Dedemizden Babamıza kalan yerimizde bir ev yapmaktı…” diye başlayan anlatım; trajik bir durumla devam ediyordu:

             Sanırım; dedelerinden kalma yerlerine hissedarlar bir şekilde girmiş!.. Çünkü, anlatım inanılmaz beddualarla bitiyor;

             Bana, kim ve ne kadar kötü, yanlış bir davranış yaparsa yapsın; bir tek gün O’nun çoluk çocuğunun kapısına bir melanet girsin istemem, isteyemem…

             Ama; Kazımpaşa Çatalçeşmeli’nin, evine, tarlasına düşen ateşten o kadar canı yanmış ki:

            “ Bunlara dur diyecek Müslüman da bulamadık!..

               Rabbim, O tarla üzerinde bu şahıslardan yaşayacakların zürriyetini kurutsun!..” diyecek kadar canı burnunda… Ve;

             “ Serdivan’daki insanların haberi yok!..Tepede bir proje başlatacaklar. Başlamadan, milletin elindeki yerleri topluyorlar… Hisselerini vermeyenleri,

           ( Bunlar mafya!..Size parsel yaptırmazlar!..Adamları var!.. Bunlarla uğraşamazsın!..) gibi,  tehdit ediyor, hisseleri yakın akrabaları, aile şirketleri üzerine alıyorlar… ” diye de anlatıyor…

          Söz, “ Bunlara dur diyecek Babayiğit ne zaman çıkacak bakalım?” diye de noktalanmış…

           Sakarya’yı Yönetenler, çevresinde olan biten her şeyi mutlak izler ve bilir. Serdivan ve her nerede bir yanlış varsa; Halk da görecek, hakça karar verecek!

 

                                     HA, ASPENDOS’TA MERMER;

                      HA, TARAKLI’DA KİLİTLİ TAŞ, BETON VE ASFALT!..

          Antalya Side ASPENDOS TİYATROSU, dünya üzerinde ayakta kalabilen ve halen üzerinde konserler, tiyatrolar, folklor gösterileri yapılabilen en muhteşem DÜNYA MİRASI ANTİK ANIT ESER’lerden birisidir…

            Hafta sonu Türkiye’deki tüm televizyonlar, gazeteler, Aspendos’ta yapılan restorasyon rezaleti haberleri ile doluydu… Dünyaya ülkemi rezil eden bir skandal restorasyon…

           Bu, “ Mermer Kafa!.. Taş Kafa!..Odun Kafa Restorasyonu!..” gibi bir şey!..  Sultanahmet Camii dahil, tüm Sultanahmet Meydanı’nı dünya turizminin en değerli ziyaretgahı yapan, Rahmetli Çelik Gülersoy’dan sonra ülke böyle oldu...           

              20 Yılı aşkın zamandır, “ Taraklı!..” diye bağırır çağırırım… Sakaryalı şimdi bir şeyleri doğru yere koymaya başlar gibi…

         Peki, Taraklılı?..Taraklı’da,  O Siyaset, “ Taraklılılık !..” anlayışının önüne,          “ Parti Ayrımı!..” koyar mı?..Koyarsa, ne olur?..

             Taraklı, Aspentos’tan da beter, daha ayağa kalkmadan unutulur, biter!..

           Taraklılığı, her şeyin önüne koymuş, Gazeteci İzzettin Kömürcü, “ Bak Abi; Bu arkadaşlar Taraklı Kent Konseyi Başkanı, bunlar üyeler!.. Taraklı’da kimse yapılan işlerde Onların görüşünü almaz, önerilerini dinlemez!..” demişti…

             Kömürcü ile sonra da Taraklı sokaklarına düştük… 1 mt genişlikte nostaljik bir Taraklı Sokağı’ndan, konaklara iniyoruz…Aklım durdu;

           O bizim, “Arnavut Kaldırımı!..” dediğimiz antik taşlar ilkel diye sökülüp atılmış; sokağa iğreti bir beton dökülmüş… Dahası;

           Daha geniş ve harika ahşap konaklar olan bir sokak İBRETLİK DÖKME KİLİTLİ TAŞ ile bezenmiş : -) Al sana Aspendos Restorasyonu utancı!.. Oysa!..

            Gazeteci İzzettin Kömürcü ile eski bir ahşap konağın onarıldığı başka bir sokağa girdik!..  Yarabbi!..İki işçi çamur ve saman karıyorlar : -) Konağın içi ve dışı, 100 yıl önce nasıl sıvanırsa; Onun gibi, samanlı çamur  ile restore ediliyor!..

             Taraklı’da restorasyon işte öyle devam etmeli… Kömürcü’ye teşekkürler.

             Dilerim; Eski Taraklı Sokakları’nın eski Arnavut Kaldırımı Taşları ile bezendiği günleri de görürüm…Londra, Paris, Roma, Madrid salak mı?..

            Yooo!.. Şirince’ye gidin!..Tüm dünya Türkiye Şirince’yi biliyor. Google’a      “ Şirince !..” yazın; sonra Görseller’e tıklayın…İzmir Selçuk Şirince; dağ başı, ama Eski Osmanlı, bir dünya şehri!..

             Taraklı işte öyle bir fırsat!.. O fırsatın tek Arnavut Taşı bile bahçe çiti olmasın!.. Çocuklarınızın serveti O taşlarda ve pırıl pırıl bir hayattadır..

            Ekim ortasına kadar bana yine bir Taraklı yolu görünüyor!.. Fenerli Konak ve HAN’ın son halini, sokakları, yolları görmek gerekir…

           Termal Tesisler bitmek üzere; Taraklı’ya faydası n’olur, Onu da izlerim!..