Ülke öyle bir hal aldı ki galiba seçim olmasa hiç hizmet alamayacağız. Bu ülkede birçok kriz gördüm ama böylesini hiç görmedim. Vergi ve harçlara % 130 lara varan zam geliyor. Emekli ve memura % 30 maaş zammı.  Öğretmenler yerlerde sürünüyor. Atama bekleyen yüzbinlerce Öğretmen var. Bazıları geçinmek için inşaat ameleliği dahil birçok iş yapıyor.  Diğer taraftan Milli Eğitim yerlerde sürünüyor.

Fiyatlar birkaç yıl öncesine göre en az on misli artmış. Otomobil alabilenler milyoner, bazı konutlarda oturanlar milyarder oldu. Cumhurbaşkanına göre Dünyada en çok büyüme hızına sahip olan ülkeyiz. Müjdeler peş peşe geliyor. Gaz yatakları buluyoruz. Jelibon yatakları buluyoruz. Konut Kredileri açıldı. Ayda en az 20.000.- TL taksit ödemesi var. Emekli maaşı en düşük 5.500 TL. Demirel döneminde Emekli Maaşı asgari ücret ten yüksekti.

Esnafa Yardım paketleri, iş adamlarına yardım paketleri, Kamuya yüzbinlerce personel alımı, Emekli ve Memura ek zam sözleri. Havada uçuşuyor vaatler. 1994 krizi ünlüdür biliyorsunuz. Bu ortam onu kat kat aştı. Peki Nereye gidiyoruz? Uzmanlar bu soruyu seçim sonrası Tufan diye cevaplıyor.

Komşu ülkelerden borç alınarak yeni bir gülistanlık yaratılıyor. Çok ciddi borç ödemelerimiz var. Seçim sonrası varlık fonundaki kurumların tamamının satılması bile söz konusu diyorlar. Ama Cumhurbaşkanına göre Dünya Devi ülkeler aç. Biz çok iyiyiz. Hata Dünyada büyüme hızı en yüksek ülkeyiz.

Durum vahim. Bazı İş adamları korkunç zengin oldu. Bir kesim inanılmaz lüks yaşıyor. Lüks restoranlar dolu. Lüks araç ve konut satışlarında patlama var. Ama artık ne işçi ne de memur konutta alamaz arabada.

Diğer tarafta İşsiz ve asgari ücretli sayısı giderek artıyor. Bakıyorum Sağlık personeli ve Öğretmenler eyleme başladı. Ama sosyal yardım mahkûmu yapılıp hiç çalışmayan ve üretmeyenlerin hiç sesi çıkmıyor. Kaderine razı edilmişler. Belediyeler, kaymakamlıklar evlerine yemek, yakacak, ev eşyası vb. her şey götürüyor.  Mahalle yapılan köylerde Tarım üretimi durdu.

Peki bu ülke bu yükü nasıl kaldıracak? Demokrasi ve refah geri tekrar gelir mi? Gelir düzeyi nasıl eşitlenir? Ülke işçi ve memurun başka bir deyişle bordro mahkumlarının ödediği vergilerle değil de ürettiği teknolojik ürünleri satarak düzlüğe çıkar mı?  Sanırım 68 kuşağı yada bir sonraki kuşak bu sorulara cevap verecek ömre sahip olamaz.

Bir bakıyoruz hükümet kanadından her seçim dönemi zengin gaz yatakları bulduk açıklamaları arkadan hoopp zamlar. Uçak, tank, araç ve aklınıza gelen her türlü teknolojik ürünü lafla üretiyoruz. Peki o zaman neden tarihimizde olmadık şekilde fiyatlar ona katladı.

Geçen İstanbul’ a giderken hem yakıt alayım hem de yiyecek bir şeyler alayım diye bir tesiste durdum. Simit 9 Lira. Kaşarlı simit 15 lira, Börek 12 lira. Allah sonumuzu hayır eyleye.  Bir arkadaşa söz vermiştim yemek ısmarlayacağım diye. Geçen bir balık restoranına gittik İstanbul da. İçki yok. Hesap 3.800. TL. işin garibi herkes tutturabildiğine satıyor ürünlerini. Fiyat istikrarı diye bir şey yok. Fiyatlar neden bu kadar arttı bilen yok. Vesselam EKONOMİ çok iyiye gidiyor.  

Nebati demiş ki Konut satışlarında çok fiyat arttı. Rayiç Bedel sorununu çözeceğiz. Ekspertiz yapacaksın gerçek fiyatı tespit edeceksin diyelim. Peki onun üzerinde alacağınız vergiyi vatandaş yada müteahhit nasıl ödeyecek. Yine gayrı menkul üzerine yükleyecek. Büyükler dökme suyla değirmen dönmez derlerdi.

Bölgemizde birtakım bölgelerde Bungalov Turizmi başladı gecelik kiraları en az 4.000- 5.000. TL. Hepsi kaçak. Alt yapı yok. Birçoğu genelev gibi çalışıyor. Vergi yok. Sitelerdeki Konut aidatları adeta geçen yılki kiralar kadar oldu.

Hadi Belediyeler yada bakanlıklar bir proje başlatsın. Fakir fukaraya buraları versin. Başka türlü bu konut sorunu çözülmez. Maliyeti ucuz prefabrik evler.  Kredi kullanan İş adamına % 12 ler düzeyinde faiz ile kredi veriliyor. Diğer taraftan mevduat faizleri % 30 lara dayanmış. Ekonomi eğitimi aldım ama bugünlerde kafam çok karışık. Uygulamalar gerçeklerle hiç bağdaşmıyor. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete amaninn…