AK Parti Sakarya İl Teşkilatı’nın istişareyi etkili-yetkili kullanma gerçeği varsa, dünkü, “ 3 DAKİKADA ANJİYO “ manşetli BİZİM SAKARYA gazetemizi tüm Bakanlıklara gönderebilir: -)

           Sakarya MV. Sayın A.S. Üstün, parti genel merkezindeki konumunu İl’de vurgulamıştı. Sayın Üstün de, umarız O manşetin gereğini tüm bakanlıklar nezdinde acil-etkin ve hak ettiğince işler: -)

           SAÜ Tıp Fakültesi temeli atılırken, hiç olmayacak kadar da defolu erken öğrenci alımı yapılırken verilen sözler aklımdan çıkmaz. Her fırsatta Korucuk Tıp’a gidiyorum; kendileri semtine uğramaz oldular!

           SAÜ Tıp, 4-5 yıldır hekim hocalarımızın sosyal ve teknik zor koşullar altında yaptıkları tedavileri, ameliyatları medyadan izlerken gurur duyuyorum.

           Sakarya, Sağlık’ta, Tıp Fakültemizi çağın teknolojileri ile desteklese; görev yapan hocalarımıza, öğrencilerine çağın sosyal yaşam koşullarını sunsa, çok kısa süreçte ülkenin göz bebeği olabilir: -)

           Kalp ve damar hastalığı denilince, içi ürpermeyen insan var mıdır? “ El bileğinden 3 Dakikada anjiyo!” gibi bir haberle ayakları yerden kesilmeyen bir Kalp Damar Hastası var mıdır? Sakarya’nın bu haberle kılı kıpırdadı mı?

            SAÜ Tıp’ta hocalarımızın her yıl bir dolu böylesi operasyonları oluyor.        “ Fıtrat! Sen bu kamburla yaşayacaksın!” denilen bir Omurga Ameliyatını bile unuttuk!

            Sakarya’da, Resmi veya Özel, hiçbir kesimin SAÜ Tıp’ta veya Mühendislik bölümlerinde kotarılan ülke çapındaki bir başarısına Kutlama Töreni yapıldığını duydunuz mu?   

           Hasta olmadan, SAÜ Tıp Fakültesi Sakarya’da hiçbir kesimin, siyasilerin bile hiç umuru değil. Yahu, Tıp-Sağlık dev bir Ekonomidir!..

           “ Şaka gibi!” Saç Ektirme ve daha nice estetik keyfi sağlık dallarında bile, deli paralar getiren nasıl bir ekonomi doğdu ülkemizde, bir araştırın!

            “ 3 Dakikada Anjiyo!” ve benzeri tıbbi müdahaleler, hayat demektir.

           Bense saçmalarım: -) SAÜ Tıp’ta, hayata dair çalışan Profesörlerimiz, doçentlerimiz, asistanlarımız ve tüm çalışanlar, acaba nerede, nasıl şartlarda görev yaparlar? 

           Nerede, nasıl bir evde yaşarlar? O evde, tüm yorgunluklarını unutturacak,  yeni güne bomba gibi hazırlanacak konforları var mıdır? Yemeğini, temizliğine yapacak; çayını kahvesini sunacak yardımcısı var mıdır?

          Hayat kurtaran Hocalar ve SAÜ TIP, her şeye ve hepimizden fazla layıktır! Prof. Dr. Ersan Tatlı ve Ekibini, SAÜ Tıp Fakültemizi yürekten kutlarız: -

                                         BİR YUMURTA YAPTIM DİYE;

                   MAHALLEYİ AYAĞA KALDIRAN YAYGARACI TAVUKLAR: -)

           Hepinizin bildiği bir anlatımdır: “ Tavuk bir yumurta yapar, bütün mahalleyi ayağa kaldırır!..Garibim Balık milyonlarca yumurta yapar, bir Allah Kulu duymaz!” denir.

          Tamam; “ Tavuk, her gün bir yerlerini yırtan kocaman yumurta yumurtlar! Balık, pek bir yerini yırtmayan, o minnacık yumurtaları yılda kaç kez yapar?” diyenler de haklı olabilir.

            Ama, benim derdim lafı Kazanan Yönetme Yaygaracılığı’na getirmek.  

            Dilerim, her Atanmış ve Seçilmiş Yöneten bu yazımdan hak etmediği tek bir sözü üstüne almaz. Onlar kimleri işaret ettiğimi anlamalı. Ülkemiz ve Sakarya Hak Edenlerce Yönetilmeli!

           Muhteşem bir coğrafyada, çok GENÇ ve çok da nitelikli nüfusa sahibiz. Peki; Sakarya şehirciliği, eğitimi, ekonomisi ile hak ettiği yerde mi? Yok! Neden değiliz o zaman? Neden, hak edene hak ettiği Yönetme Konumunu vermiyoruz?

 

           Şu çok net: Sakarya hak ettiği yerde değil! Yani, Yönetme Zafiyetimiz var!

           Koskoca İl’in, çağdaş normlara sahip 1,5 OSB’si varsa; ” 8-10 OSB’miz var! 60-70 bin çalışan hedefimiz var!” demek nasıl bir Yönetme anlamı taşır?

           Siyaset de benzeri sanal uçurtmalar uçurur. Sakaryalı çok iyi bilir. Karasu için yazılmış Uçurtmalara ne kitaplar yazılır! Ki, ülkenin trilyonları denize-tarım topraklarına dökülmüştür. Hiç birisi ortada yoktur: -(

           Yanlışı yapan biziz! Akil, işi gücü yerinde Sakaryalı siyasetten bile ürker, korkar oldu. Onlara, “ Sakarya için yapılacak, servetler harcanacak hiçbir İŞİ bana soran YOK!.. Yazık; ama n’apayım?

           Ben işimi iyi yönetiyorum. Bir şey söylesem, durup dururken tekerime çomak sokarlar!” dedirtirsek, şehirde tuz da kokmaya başlar; başladı da!

            Yaygaracılığı Yöneten Makamlardan uzak tutmadıkça; ne şehir, ne ülke, ne de Meslek Oluşumları hak ettikleri yere ulaşamaz! Ki, Yaygara, cepten 5 kuruş harcanmadan, Senin Mekanın ve Senin Paranla yapılır: -)

          Hayatı Yöneten ne kadar Konu ve Sektör varsa, bu böyle. Oysa, Emir nedir; “ İŞİ HAK EDENE VERECEKSİN!” Peki, öyle mi yapıyoruz?