Sakarya Halkının, oy vererek ülkesini, şehrini Yönetmek üzere seçtiklerinden hesap sorabilmeli dedik. Ama, öncelik SİYASET ÜSTÜ KENT KARAKTERİ olmalı.

   Tehlike, şahsi Menfaatlerini her şeyden üstün tutan istisna şehirlilerdir. Bu da bir tarih gerçeği. Her zaman vardılar, şimdi işin ucu iyice kaçırıldı gibi?  

   

    AK Partili Sakaryalılara; yazılarımda defalarca,” Ülkeyi yıllardır yöneten siyasi partinin üyesisiniz. Partinizin en liyakatli, en doğru siyasileri şu seçtikleriniz mi?  

   AKP’li değilim ve,” Ben bile partinizin içinde çok daha liyakatli Yönetenler; nitelikli milletvekilleri ve belediye meclisi üyeleri bulurdum!” ironisi yaparım.

     Niye yaptım, somut söyleyeyim.

  İnançlıyım, biat ettiğim SİYASET YOK. İnsanlık, Vicdan, Ülkem, Şehrim O kadar!

    Sakarya’da deprem sonrası yapılan yanlışların üstü sorgusuz sualsiz örtüldü.     Planlanmış Adapazarı Kent Projesi bile küçük bir çıkar gurubunca çöpe attırıldı.

    Depremde, Valilik-Daire Müdürlükleri, Büyükşehir ve Belediyeler; yerel medyada her gün liyakatli temsilcilerle halkı bilgilendirdi. Ki, 2002 yılına kadar?

     Onların birçoğu bugün Sakarya’da yoklar; ama iyi ki medya hala ayakta.      

    Seçilmiş her konumdaki Yönetenlere, görebildiğim yanlışları Sakaryalıların önünde hatırlatmak ve yorumlamak bu nedenle benim de görevim.

    Özellikle,” Adapazarı ve çevresinde imarda kat artırımı gerekiyor!” dendiği günlerde susamam, şehirli de susmamalı.

     Kimse, 17 Ağustos gecesi maddi-manevi yıkıldığı, Depremle yaşanan Şehrimizde susturulamaz. Hele de, çoluk çocuğu Adapazarı’nda yaşayanlar? 

   Ülke 20 Yılda kuleleri göğe tırmanan şehirlerle doldu. 20 Yılın Yöneteni,” Yatay Mimari’den yanayım; Dikey Mimariye karşıyım!” dediği günler; GÜNDEM NE?

   ” Yüksek katlı binalara izin verilmeli!” İmar, taş, beton tamah bitmedi, bitmez!

    Siyaset, şu gün söyleyemeyeceğini, başkasına,“ Sen çık söyle!” diyememeli?              

  

   “ Sakarya’da, konut açığımız var.” diyenlerle çok tartışılmalı. Ülkenin küçük ölçekli topraklarına sahip bir vilayetiz. Bu ölçekte alanlara bu nüfus çok fazla!

    Türkiye’de, şehirlerimiz Liyakatli Devlet Planlama Teşkilatı’nın ve Şehircilik Bilimi’nin öngördüğü planlamalarla gelişmemektedir. İmar günü birlik yürüyor.

     Bu, siyaset dünyamızın son 70-80 yıllık yalpalamasının sonucudur. Ama;

    Sakarya’da 17 Ağustos Depremi ve 2 yıl sonrası her şey çok daha dramatik yaşandı. Özellikle, Büyükşehir olunup, tarım ve imar hataları başlarken.

    Nüfusumuz asla 1 milyon değildi. Büyükşehir olunamazdı, kitaba uyduruldu?  

    Dünyanın, 1 milyon nüfusu olmayan çağdaş şehirlerin isimlerini inceleyin. Sakarya asla bir dünya şehri olamaz. Çünkü Çağdaş Kent Planlama yok! 

    Adapazarı Merkezi’ni, Etbalık Kavşağı-Kuzey Terminali hattı ile Ankara Caddesi-Yeni Serdivan Belediyesi hattıyla dörde bölün; apaçık görürsünüz.

    Çağdaş kent ihtiyaçlarının hemen hepsi Etbalık-Kuzey Terminali’nin Batı Yakasında yapılanmıştır. Okullar, hastaneler, yaşam ve alışveriş dünyaları;

  Kültür Sanat mekanları, bulvarlar, geniş parklar... Doğuda Nehir Kenarı berbat!

    Çağdaş Kent Adapazarı’nın, sosyal ve ekonomik DOĞU-BATI gerçekleri tüm çıplaklığıyla görebilen gözler önüne dökülür. Beri de ne yaşanıyor, ötede ne?

 ” Konut açığımız var!” uydurması ile kat artırmayı dillendirmenin günü değil.  

     Hiçbir sektör var olan diğer sektörleri-gerçekleri yok sayarak, göz ardı ederek bir şehri iyi ve doğru yaşanır bir dünya şehri yapamaz. Batıya yığılmışız!

    Ülke her yanıyla Marmara’ya ve kıyılara yığılmış. Nüfus, ekonomi, eğitim, lüks hayat buralarda. Yığınlar halinde kör dövüşünde Çağdaş yaşanabilir mi?

   “ Kat Artıralım!”İ deniliyor? Hasarlı binalarla dolu Adapazarı merkezini düzeltin. Depremden bir gün sonraki hasarlılar hala ayakta, Allah korusun!

     Adapazarı’nın merkezindeki hasarlı-ölümcül çok katlılar sorunu önceliktir.

    Çözümü acil bir sıkıntı da, yıllardır iyi yönetilemeyen PLANSIZ-DENETİMSİZ GÖÇLER SORUNU’dur. O da Siyaset üstü KENT KARAKTERİYLE çözülebilir.