Sakarya’nın geleceği için hazırlanan, resmi ve yarı resmi Stratejik Plan kitaplarının büyük bir kısmını, artık işe yaramadığı için arşivimden ayıkladım.
Zaten, pek bir işe yaramadılar. Sakarya için hazırlanan, hükümet onayı verilen, sonra da iptal edilen projelerin başka bir ilde örneği yoktur?
Bakanların, TOBB ve bir dolu Odaların genel başkanlarının katıldığı; ne ulaşım panelleri, ne Turizm toplantıları, festivalleri düzenledik : -) Sonuç?
Cilt cilt Stratejik Planlar yaptık : -) O Kitapları hazırlatan oluşumların Yönetici Kurulları ,“ SWOT Analizi “ diye bir şeyi ilk O kitaplarda duydu,Orada da kaldı.
**
AK Partiye, Sakarya 16 yıldır, hiçbir siyasi partiye vermediği kadar çok milletvekili verdi. Ama, 16 yıllık İktidar Partisi AKP bunun karşılığını veremedi!
Sakarya gibi, belediyelerinin tamamını AK Partiye veren başka kaç vilayet vardır? Önümüzdeki yıl belediye seçimleri var; yaptıklarını sor, göreceksin .
Yapılanlara kaç para harcandı, sor? Ne kazandırdığını da sor, kral çıplaktır!
Sakarya 16 yıldır sahip olduğu kamu arazilerini kaybeden vilayetler içinde rekor sahibi oldu. Delirdik mi; Devlet malı kalmadı; Kaç köy, kaç mera da yok edildi?
Zirai Donatım’ın 2 Traktör Fabrikası, ürkütücü mal mülk servetleri uçtu gitti!
**
Yahu; şunları en iyi Türk-İş biliyor: TÜVASAŞ yıllar önce Raybüs adında Milli Tren yaptı. Şimdi, Sakarya halkı Milli Tren yapıyoruz diye uyutuluyor.
ROTEM, Tüvasaş’ın ciğerine sokuldu, Türkiye’nin Milli Raylı Sistemleri’ne döviz karşılığı katrilyonluk araçlar yapıyor. Türk-İş, olup olmayacağını bilmediğimiz, “ Sakarya’ya Millet Parkı “ ile gururlanıyor. Sen, somut proje iste Sakarya!
KARASU LİMANI;
KAÇ BİN KARASULUYU İHYA ETTİ ?
Sakarya’nın doğası, burada yaşayan insanlar için eşsiz nimetlerle bezelidir. Ama, Sakarya, Avrupa’dan Asya’ya geçen kara yollarının da mecburi güzergahıdır.
AK Parti milletvekilleri yıllardır, “ Sakarya’ya duble yollar yaptık; İkinci TEM’i de yapıyoruz, İkinci Yüksek Hızlı Tren de Sakarya’da duracak!” gibi sözde müjdeleri verince dellenirim.
Çünkü; O söyledikleri yolların hiç birisi Sakarya’ya en küçük fayda getirmez. Tam tersine Sakarya’nın bereketli tarım arazilerini yok edip geçerler.
**
Sakaryalı benzeri çok yalanlarla da kandırılır; “ Karasu Serbest Bölgesi 100 bin kişiye iş kapısı olacak! Şu kamyon fabrikası 10 bin kişiye; Liman 20 bin kişiye; Tersaneler Bölgesi 50 bin kişiye; Fakülte 10 bin kişiye iş kapısı açacak!”
Sadece Karasu değil; bütün ilçelerin toprakları böyle hiç edildi. Bunda Sakarya halkının hiç kuşkusuz çok büyük hataları var.
Sağcıyım, solcuyum deyip; siyasi partilere gözü kapalı amigo olmuşuz. Bakın; en Çağdaş Gelişim ve Dönüşüm yaşayan bir dolu vilayet var! Onlar ne yapmışlar?
Şehirlerini Yönetmek için, şehir yaşamında kendilerini kanıtlamış, mesleklerinde başarılı olmuş kişiler seçmişler. Koyun sürüsü gibi, önüne koyulanı seçmemiş. Oralarda halk, siyasilerini, şehirlerini ve insanlarını yüzde yüz doğru tanıyor.
**
Siyasetin, önümüze koyduğu bahşiş gibi yatırımlarla, poh pohlarla uyutulduk.
Toprağa gömülen yüzlerce trilyon demiryolu hattı fiyaskosunu bile soramadık. Pamukova’da patlayan havaalanı cephaneliğini hatırlayan da kalmadı.
Siyasiler Sakarya’ya gelip, “ Sakarya benim memleketim!” der ve timsah gözyaşı dökerse, onun için asla inanmam. Çünkü bunca yaşanmışlık artık yeter!
SAKARYA, SERDİVAN’DAKİ AHIRLARI DA;
KARASU HARASI’NI DA MUMLA ARAR !
Afyon İkbal tesislerinin girişinde dev bir hamburger afişi. Malum bir dünya markası, kocaman harflerle, “ Ürünlerimizde yerli et kullanıyoruz!” yazıyor.
Hani, çok içtenlikli dostlarımızla söyleşirken, aramızda birisi anlattığını abartırsa, “ Hadi ya, atma!” deriz ya, aynen öyle oldum. Yaşadığım ülkeyi bilirim.
Babam, daha 42-43 yıl önce, her zaman alışveriş yaptığı kasabın vitrininde, “ Etlerimiz İslami usullere uygun kesilmektedir!” yazan bir kağıt görmüştü.
O ibretlik fitneyi sıkça yazarım: Babam,“ O kasaptan bir daha et almayacaksınız! Bir gün bile etlerimizin İslami usule uygun kesildiğinden şüphemiz olmadı. Bu büyük bir nifak!” demişti.
**
Büyük yanlışları kendimiz, bu şehir halkı yaptı. Şimdi, plansız yaşayan bir şehiriz diyoruz ya. Sakarya, 20-25 yıl önceye kadar, 8-10 milyonluk İstanbul’un Et-SÜT-YOĞURT PEYNİR, SEBZE MEYVE; gıda ambarıydı.
Bugün, Sakarya dedelerinin kemiklerini sızlatır durumda. Çocuklarımıza ithal et, ithal sebze meyve ( Çoğu hibrit ithal tohumla yetişir ) yediriyoruz. Uyanık firmalar, hamburgerde “ Yerli et!” oltasını çocuklarımızın gözüne sokuyor.
Köylüler, köylü olduğundan utanır oldu. Köylerini ve tarım arazilerini villalarla cillop gibi yaptılar; köyde de oturmazlar. Büyük kısmı müteahhit de oluverdi?
**
Şu andaki şaşaalı Serdivan Belediyesi ile Anadolu Lisesi’nin 100 metre arkasından Aralık Köyü sınırına kadar Ahırlar, Mandıralar sıralanırdı.
Şu andaki Serdivan AVM’nin önündeki eski Kazımpaşa Yolunun da, her iki kenarı ahırlar mandıralarla doluydu. Sakarya’nın dört yanındaki köyler böyleydi.
KARASU HARASI ise O yolda mola vermenin en anlatılır mutlak keyfiydi. HARA’nın asıl efsane yanı ise Hayvancılığın zirvesi olmasıydı. Hepsi yok edildi.