Ülkemiz sel ve yangın felaketleri ile bedeli çok zor ödenir yıkımlar yaşıyor. Doğa ve yaşam çağdaş, akılcı-bilimsel planlı yönetilmedikçe yıkımlar bitmez.
Sakarya yıllardır bunun derdini yaşar, yazarım. Hayatını bu yanlışlardan kazananlar demediklerini koymaz. Ama, şu gün sinsice ortalıkta görünmezler.
Dünya yıllardır,” Dünyanın sonunu İklim Değişikliği Tehdidi getirecek!” uyarısı yapıyor. Çağdaş dünya akıl almaz önlemler de arıyor.
Biz de dünyada, parayla en çok plastik çöpleri satın alan ülkeyiz! Plastik çöpleri taşıyan gemileri kimse limanlarına sokmaz, rotalar Türkiye gibidir.
Dünyada, hurdaya-çöpe çıkmış gemilerin en çok sökümü de ülkemizin söküm tersanelerinde yapılır. Ki;
O gemilerin sökümünden çıkan asbestler, dünyaca bilinen en tehlikeli kanserojen maddelerdendir. Hiçbir ülke asbestli gemi sökümüne yanaşmaz.
Haaa…” Elektrikli Milli Oto yapıyoruz, temiz enerjili olacak!” deriz. Ülkemizin havası artık tertemiz olacak!” da diyoruz? Ama, biz de laf çok, icraat?
Çünkü; Dünya, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni 2015 yılında Paris’te imzaya açmış;
Dünyada 197 Ülkenin 191’i O anlaşmayı imzalamış. Sadece TÜRKİYE, Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen gibi, 6 ülke hala imzalamamış. İmzalamayız ve;
“ Türkiye susuz kalacak! Türkiye yanıyor; Türkiye’yi seller yıktı!” feryatlarının bilimsel açıklamalarına kapalıyız. Plastik çöp ve hurda gemi satın alırız.
Dağlar, ormanlar madenlerle delik deşik. Kelleşmiş dağlar, yaylalar suyu saklayamıyor. Denize akan bütün su havzaları çok katlı apartman.
Bu ülke Devlet Planlamayı, Kamu Aşı servetlerini bile satıp savurmuş.
Bizi dünya yakın yıllarda tüm tehlikelerde uyardı. Şimdi,” Sakarya yakın yıllarda sular altında kalacak!” kaygıları manşetlere taşınıyor.
Gelişmiş ülkeler birkaç yıl önce,” Kutuplarda Avrupa kıtası büyüklüğünde dev bir buzul kütlesi koptu. Bu kütlenin yıkım gücü tahminlere sığmaz.
Dünyadaki denizlerin yüksekliği de artacak, birçok ülke sular altında kalacak.” diye, çok önemli uyarılar yaptı, biz boş verdik.
Şimdi, İlimizde eminim ki,” Sakarya sular altında kalacak!” manşetleri bile sorumlu-sorumsuz hiç kimse için bir şey ifade etmeyecek; Karadeniz’de etti mi?
“ Karadeniz Yaylaları turizm servetimiz olacak. Yaylaları dağlarda yapılacak paralel asfalt yollarla, tünellerle birleştiriyoruz.” Siyasetini halk görebildi mi?
Karadeniz sahilleri yıllar önce asfalt beton ve tünellerle donatılan Duble Sahil Yolları ile kapatılmadı mı? Denize akamayan dereler, nehirler nerden çıktı?
O akarsular; açılan yollar ve sayısı bilinemeyen maden ocakları için kesilen ormanlar nedeniyle, artık her an sel felaketlerine yol açacak büyük tehlikedir.
Üstüne, Karadeniz sahili taşlarla doldurulup sıra sıra havaalanı yapılmaya da başlandı mı? Ya, bu halk ne zaman,” Ülkeyi nereye götürüyorsunuz?” diyecek?
“ Sakarya yakın yıllarda sular altında kalacak!” diyenlere sorayım:
Sakarya’nın akarsuları 1.TEM’i, YENİ TEM’i, YHT Demiryollarını, Karadeniz Sahil Yolunu ve onca OSB’yi, düzlerdeki şehirleşmeleri aşabilip denize akabilir mi?
Akamaz; zaten altımız su; olacak, oluyor, bu bilinir. Bilinir ama ne yapılmaz?
Yüzölçümü zaten küçük Sakarya radikal planlarla yarına hazırlanmaz. Siyaset bunu öncelemez; haris kafamız da geleceği değil, kazanacağı bu günü düşünür.
Şehre harcanan servetler, yapılan yanlışlar ve şehrin geleceğini yok edecek. Vicdanen rahat olamam; çünkü gençlerimizin geleceği söz konusu!