Ülkenin su fabrikalarının kapalı gişe satılan damacanalı, plastik şişeli suları bile internet aleminde tefe koyuluyor. Ama, Bakanlıktan taş gibi resmi izni var : -)
Dar gelirli muhafazakar halkımızın en çok alışveriş yaptığı ünlü zincir marketlerin kıyması, karabiberi bile sahte çıkabiliyor. Ama, gıda üretim izni var.
SASKİ, dağlara taşlara,“ Bu şehirde su çeşmeden içilir!” yazmıştı.
Ben de,” O zaman belediye meclislerinde masalara sürahi ve bardak koyulsun; plastik su koymayın!” dedim. Ama her yerde plastik bardaklı sular.
Bir de baktım SASKİ’den, “ Çağdaş Su Analiz Laboratuarı Projesi yapacağız!” gibi bir haber. Ben elimden geldiğince, cam damacanamla temiz su arıyorum.
***
Ülkemizde çelişkilerimiz bitmez. Elimizdeki zenginliklerimizi de başkaları hoyratça ele geçirir. Sakarya sadece seyirci, konu mankeni gibi.
Yaratan dünyanın en bereketli doğa nimetlerini vermiş. Her yanımız İçme Suyu kaynağı. Ülke Siyaseti o nimetleri özel şirketlere altın tepside sunar.
Su Fabrikaları 365 gün 24 saat su kaynaklarımızdan su toplar. Plastik bidonları, su şişeleri yüzlerce tırla her gün 24 saat ülkenin her yanına taşınır.
İhracat yapan su fabrikamız da belki vardır. Onu bilmem ama:
Sakarya’daki su fabrikaları, su’dan Merkez Bankası gibi para basar. Sapanca Gölü, gölü besleyen O su kaynaklarından artık kendini yeterince yenileyemez.
“ İzmit Göl’den çok su çekiyor, Sapanca Gölünü yok edecek!” diye bağırır; Gölü sattığımızı unuttururuz.
Hatta, “ 100 yıllık içme su kaynakları yaratıyoruz!” diye de, içme suyu barajları için servetler harcarız.
Yetmiyor, çağdaş arıtma tesisleri ve su tahlil laboratuarları yapıyoruz… Biz mi safız, başkaları mı uyanık? Su analizlerini her gün Yerel Gazetelerde yayınlayın, halk görsün…Evimin musluğundan noterle numune alıp tahlile mi götürsem?
KİMİN NE GİZLİ HESAPLARI VAR ?
Sakarya’da; bir dolu sivil toplum kuruluşu, bir dolu şatafatlı isimlerle şehre sahip çıkar gibi görüntü veren oluşum ve bir dolu da siyasi parti var!
Bunları Yönetenler de; Şehrin Atanmış ve Seçilmiş Yönetenlerince epeyce saygın kabul görür…Şehir de BARO ve SMMOB gibi istisnalarım olur, başka?
Sapanca Gölü ve Su Fabrikaları yukarıdaki örnektir. Tank Palet gündemde; servetlerimiz gidiyor, şehir platformları nerde ?
***
Size şimdi Adapazarı Garı’nın 1. Hemzemin Geçidi ile 2. Hemzemin arasındaki OFİS Sanat Merkezi arazilerini örnek vereyim.
Şehrin göbeği; her gün Siz ve yüz binlerce Sakaryalı, oto-otobüs-kamyon geçer.
Cumartesi günü de Tank Palet Mitingi için yarım saatte on binlerce insan geçti. Oradaki, son 10 yılda olan biten imar ve rant işi şehirde kimseyi ilgilendirdi mi?
Belediye Meclisi’ne seçtiğiniz kaç Sakaryalı her gün oradaki geçitlerden geçiyor? Ne kadar sorumsuz, umarsız bir şehir olduk biz? Konuyu açayım:
***
OFİS arazileri ile 2 Hemzemin arası TMO ile TCDD’nin kamu mallarıydı. OFİS Sanat Merkezi adıyla hadi o nefis mekan yapıldı. Geriye 2 katı Yeşil Alan kaldı ?
Bakın, bu şehir bizim umursamazlığımız ve sorgulamayışımız yüzünden adım adım-her yıl metre metre- işlerle nereye götürülüyor?
İlkin 1.Hemzeminin oraya çay ocağı gibi küçük bir kulübecik yapıldı. Ertesi yıl hemen yanına yanları açık bir sundurma ve birkaç masa…
Sonraki yıl sundurmanın yanları camlandı, oldu koskoca bir cafe…
Ve, cumartesi günü baktım; Ofis Sanat ile 1.Hemzemin arasındaki Yeşil Alan sanki çarşı gibi olmuş. Önünden geçen yolun 2 kenarı da Paralı Otopark!
Bu, En Güzel Yaşanabilir Şehir Sakarya! Bu şehir ne yazık ki hepimizin eseri. Çocuklarımıza olan görevimi yapıyorum.
Şehrimizin geleceği Sizin vicdanınıza ve oylarınıza kalmış.