AKP, Haziran seçimlerde Türkiye Halkının yeni bir çıkış yolu aradığını çarpıcı bir şekilde gördü. Başvurduğu seçim yöntemleri de bunu çok net gösteriyor.

Kutsal Ramazan Ayı’nda, Kudüs’ü laf’la bahane etmek yetmemiş; “ Biz eğer Kudüs’ü koruyamazsak, Mekke, Medine’yi de koruyamayız!” laf’ları da gelmiş.

Halkımız Kudüs’ün laf’la korunamayacağını bilir. Devletin-yani halkın- parasıyla düzenlenen mitinglerle korunmayacağını zaten bilir.

İşte; şu anda çok güçlü bir muhalefet var, cevap verilemeyen soruları da geldi:

“ İsrail ile ekonomik ilişkilerini durdur! İsrail’in, Gazze’de Mavi Marmara Gemisi’nde şehit olanlar için size ödediği ( Şehit Ailelerine ödendi mi?) parayı iade et! İsrail’e petrol ulaştırmaya son ver!” gibi öneriler yapıyor;

AKP bir tekinin lafını bile ağzına almıyor.

**

Ülke Ekonomisi büyük sarsıntılar yaşarken, Devlet kesesinden, akıl almaz paralar harcanarak, ülkede hayat durdurularak, seçim odaklı Kudüs Mitingi düzenlemek ne Kudüs’ü kurtarır, ne de ülkeye faydası olur.

Türkiye halkının, ekonomideki ve komşu ülkelerle olan sorunları hemen şu 1 ay içinde olumlu bir yöne döndürülemezse, AKP Devri kapanacaktır.

Ki; şu günkü tabloyu geriye çevirmek artık çok çok zor. Muharrem İnce, aldı halkını yanına koşarak zirveye gidiyor. Sadece o kadar da değil;

İYİ Parti ile Meral Akşener ve Refah ile Temel Karamollaoğlu; Türkiye Siyaseti’nde bir tarih yazıyorlar… Onlardan bağımsız son noktayı Selahattin Demirtaş ile HDP vuracaktır.

ŞIMARIKÇA TÜKETEN,

KİBİRLİ DE BİR HALK OLDUK !

Sakarya halkı, çarşılarında, kendi işinde, evinde bizzat yaşadığı örnekleri göremiyorsa yakında başını taşlara vurduğunda çok geç kalınır.

Ki, kimi konularda kaldık da…

Sakarya’nın yemek kültürü, ahçı (aşçı)-lokanta kalitesi bir zamanlar bir numaraydı. Uzunçarşı ve Kapalı’sı açıkları ile; Çarşılarımız en uzak köylere kadar, her zaman ihtiyaçlarımızı bulduğumuz zenginliklerdi.

**

Gençliğe O kapılar tanıtılmadı. Parasızken bile bize açık O kapıları, acaba bizler mi kapattık? Öyle ya, ülkede parayı bulan, hayatını değiştirdi.

Biz parasız süründük. Çocuğum istediğince para harcasın. Ne isterse alsın. Nerede ne yerse yesin. Kimle takılırsa takılsın.” demeyi de becerdik.

Artık çocuklarımızın mekanları Dev Alışveriş Merkezleri. Ya da, İtalyan pizzacılar, hamburgerciler, kafeler. Sen Adapazarı Patatesini, Mısırını yaz, dur!

Yabancı Marka giyim kuşam, spor ayakkabı, cep’ler; kıçımızda da kotlar…

VE; en önemlisi de, çalışan, kendi kazandığı parayı harcayan genç sayımız parmakla sayılacak kadar az.

Burnunu yaptırmayan, saç ektirmeyen de kalmadı gibi; herkes lepiska saçlı, hokka burunlu : -) Çalış, üret, kazan yaptır, helal olsun…Ama, Baba parası : -)

**

İşin bam teli başka: Kibri, haksız kazancı, israfı, markayı-lüksü ayıplayanlar! Ayıpladıklarını en çok yapan Onlarsa; gençlere söylenecek tek söz olamaz!

Yaşı maşı yok; toplumca çığ gibi hiçte hak edilemeyen şımarıklıklara koştuk!

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU;

İBRETLİK BİR ÖRNEK VERDİ İŞTE !

Hadi, “ Şımarıklık örneği ! demeyeyim. Ama, diyeceğimi fazla yumşatmak da istemiyorum. Hoşgörü, anlayış filan da gösteremem. Çünkü:

İster evde çalışan kadınlarımız; ister tarlada, dükkanda, tamircide, fabrikada, isterse çöpte çalışanlar; Çalışmak, Üretmek; Emek-Alın Teri kutsaldır.

Ülkedeki Sanayi ve Ticaretin en büyük oluşumu TOBB’un Başkanı olacaksın; çalışanların kolayca işten atılmasını, övünerek, “ O yasayı ben çıkarttım !” gibi sözlerle, kameralar önünde gerine gerine anlatacaksın.

“ Şımarıklık örneği !” diyemedim! Şimdi, yıllarca TOBB Başkanı seçtiğiniz Hisarcıklıoğlu’na söylenecek bir sözü Siz bulun? O’na oy verenler bulsun!

**

İş Dünyası’nı yaratan İşverenlerin hemen hemen tümü “ Dünün Çalışanları” ’dır. “ Ben öyle değildim!” diyecek mirasyediler biler, Dünün Çalışanları’dır.

Sözlerim dikkatle okunsun; Çalışmadan Karun Olmanın Yolu’nu bulanlar vardır da; benim vicdani dünyamda Onların yeri olmaz, olamaz.

**

Hisarcıklıoğlu’nun, “ Arabuluculuk Yasası’nı ben çıkarttım. Mahkemelerde işten çıkarma davalarının % 99,2’si işçinin lehine çıkıyordu.

Mahkemeler de aylar yıllar sürüyordu. Şimdi, hem bir kaç haftada bitiyor, hem de İşveren lehine çözümleniyor.” sözleri tüm kesimlerce kınanacak.

Samimiyet olmadıkça, çözüm asla Adalet olamaz. CHP, RP ve İYİ Parti şu günden Arabuluculuk Yasası’nın İYİ-ADİL işlemesi için sözler vermeli.

Çalışanlar insanca çalışma hakkına, güvenliğine ve maddi şartlarına sahip olmadıkça; kimse bunun maddi-manevi huzurunu yaşayamaz.

Ama, Sendikalar da, siyasi iktidarlar eteğinde bölündükçe, Alın Teri Haklar alınamayacağını görmeli. “ Sendika Ağaları !” denip, “Ağalıklar!” yaratılmaz!