Kimi İstanbul’dan, kimi İzmir’den, kimi Trabzon’dan, Van’dan, Mardin’den…
Türkiye’nin farklı şehirlerinden Sakarya’ya okumak için gelen öğrenciler, doğa turizminin önemli adreslerinden Dikmen Yaylası’nda festivalde buluşmuş.
‘Kampüs Yaylada’ sloganıyla düzenlenen etkinlikte öğrenciler sınavlar öncesinde stres atmak hem de keyifli bir gün geçirmek istemiş.
Mahalle sakinleri de bu organizasyondan memnun kalmış, öğrencilere katılmış ve ortaya güzel bir durum çıkmış.
Ancak bazı kendini bilmez insanlar yine böyle güzel bir etkinliğe gölge düşürmeyi başarmış.
Öğrencilerin eğlenmesine karşı çıkan bir gruba, mahalleli de ters bir tepki verince ortalık karışmış, kan akmış!
Yahu nasıl olabilir böyle bir şey? İnanılır gibi değil! ‘Eğlenemezler’ diyerek şiddete yönelmek de nedir?
Bu şehrin adını kirletmeye ne hakkınız var? Şehrin misafirlerine böyle mi davranacaksınız?
Farklı şehirlerden buraya okumaya gelmiş öğrenciler, şehrin doğa harikası yaylalarından birinde bir etkinlik düzenlemiş.
Siz gelip ne hakla bu etkinliğe gölge düşürebiliyorsunuz? Sakarya kardeşlik, hoşgörü, huzur şehridir.
Bu şehir her zaman mazlum ve mağdurlara gönlünü açmış, misafirperverliğini her zaman göstermiştir.
Bugün farklı şehirlerden Sakarya’ya gelen öğrenciler de Sakarya’nın, Sakaryalıların misafirleridir.
Elbette bu yaşanan hadise Sakarya’ya mal edilemez. Ancak bir durup düşünmemiz gerek ne oluyor diye!
Her gün farklı bir şiddetle karşı karşıya kalıyoruz. Sonumuz nereye gidiyor? Bilemiyorum!
Ancak bu yaşanan son yayla olayı gerçekten utanç duymamız gereken cinsten.
O öğrencilerin aileleri neler düşünmüştür kimbilir! Annelerinin yürekleri nasıl çarpmıştır.
Evlatlarına bir şey oldu mu düşüncesine kapılmışlardır! Peki, bunun hesabını kim verecek?
Kendimiz bunun cevabını verebiliyorsak eğer hesabını da elbette birileri verecektir.
Biz bireyler olarak üzerimize düşeni yapmalıyız. Misafire hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi, kardeşliği sunmalıyız.
Ekmeğimizi paylaşmalı, gönlümüzü açmalıyız. Unutmayın biz farklı milletlerden insanların bir arada yaşadığı Sakarya’yız.
Sizce de öyle değil mi?