Sakaryaspor’un üst üste galibiyetleri hepimizin yüzünü güldürdü. Bir yandan bu galibiyetlere sevinirken diğer yandan da Mart ayında gerçekleşmesi beklenen kongre süreciyle ilgili gelişmeleri de takip ediyoruz. Cumhur Genç, Uğur Akkuş ve Hüdaverdi Bahadır başkanlık için yarışacak. Üç başkan adayı da çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
Ancak bu yazıda üç başkan adayına da seslenerek, Sakaryaspor’un bugünü ve geleceği için çok önemli bir konuda çağrıda bulunmak istiyorum.
Değerli başkan adaylarımız, sizler işin içindeki insanlar olarak hiç şüphesiz ki daha iyi biliyorsunuz, Sakaryaspor’un en büyük sorunu maddi olarak altından kalkılamayacak bir külfet oluşturan bilinçsiz transfer politikalarıdır.
Dünyanın hiçbir ciddi spor kulübünün yapmayacağı yapsa da 30 yılda bir yapacağı bir şeyi biz alışkanlık haline getirdik ve her yıl yapmaya devam ediyoruz. Sezon başı 16-17 futbolcuyla anlaş, sezon sonu bu futbolcuların büyük bir kısmını gönder, yeni sezon öncesi yine 14-15 oyuncuyla anlaş.
Futbol dünyamızı iyi biliyorlar
Bu yöntemle hem takımın sportif başarı elde etmesi imkansız hale gelir hem de kulüp büyük bir borç batağının içine çekilir. Dünya spor tarihinde bunu savunacak aklı başında bir kişi bulamazsınız. Bu takımın mazisinde büyük başarılara imza atmış isimler mevcut. Türk futbolunun İmparatoru Oğuz Çetin gibi bir değere neden danışılmaz, Aykut Kocaman gibi ahlaklı bir spor adamından destek alınmaz, Bülent Uygun’un önerilerine kulak verilmez, Coşkun Demirbakan’a fikir sorulmaz ki? Her transfer bu isimlere sorulacak diye bir kaide yok. Ancak Türk futbolunun içindeki, bizim camiamıza bu kadar yakın olan isimlerden yardım alınmaması kabul edilebilir mi? Bu insanlar menajerlik yapmıyor. Ama futbol dünyamızı iyi biliyorlar. Sakaryaspor’a şu futbolcuyu alın, bu genç isme yatırım yapın diyemeyecekler mi? Önerdikleri isimler başarısız olursa Sakarya kamuoyuna da şu açıklama yapılır, evet biz Oğuz’u, Aykut’u, Bülent’i dinledik ama tavsiye ettikleri oyuncular istediğimiz performansı sergileyemedi. Fakat her şeye rağmen bu isimlere danışılmasında fayda olduğunu düşünüyorum.
Murat Balaban övgüyü hak ediyor
Sezon öncesi ‘yarım kalan işi tamamlamaya geldim’ sözüyle dikkat çeken İsmail Ertekin, başarısız sonuçların ardından istifa etmek durumunda kalmıştı. Ertekin’in yerine ise ‘emanetçi’ olarak görülen Murat Balaban getirilmişti. Ancak Balaban takımın başında çıktığı 5 maçta da başarılı olunca sadece bir emanetçi olmadığını da ispatlamış oldu.
Futbol sahada oynanıyor. Kazanırsanız herkes sizi alkışlar ve başarılı görülürsünüz. Kaybederseniz da başarısız olarak lanse edilirsiniz. Murat Balaban kupa maçında Adanaspor’a yenilmedi ve penaltılar neticesinde elenmiş oldu. Unutulmamalıdır ki Adanaspor 1. Ligde mücadele eden bir takım.
Balaban ligde de takımın başında çıktığı dört maçtan da galip gelmeyi başardı. bu elde edilen başarıda Balaban’ın katkısını kimse yok saymamalı. Öyle ya da böyle Murat Balaban takımın başında çıktığı dört lig maçından da alnının akıyla çıkarak başarılı bir performans sergilemiştir. Bu nedenle teknik direktör Balaban’ın hakkını teslim etmek gerekir.
Belediyeler spor tesislerine önem vermeli
Özellikle ilçelerden spor tesislerinin durumlarıyla ilgili benzer şikayetler alıyoruz. Spor adamları ilçelerdeki tesislerin büyük bir kısmının bakımsız olmasından şikayetçi. Maalesef belediyelerimiz bu konularda yeterli özeni göstermiyorlar. Spora gereken desteği sağlamıyorlar. Yeşil alanlara karşı, halkın yürüyüş yapabileceği, koşacağı, sportif mekanlara ilişkin özel bir ilgi göstermiyorlar. Birçok yerde fitness aletleri kuruluyor ancak kısa süre içinde aletler bakımsızlıktan paslanıyor. Yazık günah. Spora destek ilçedeki futbol takımı için bir futbol sahası yapmak, takıma malzeme yardımı yapmak değildir.
Bunun haricinde diğer sportif branşlara da eşit destek olunması, spor yapılacak alanların çoğaltılması gerekiyor. Sevgili belediye başkanlarımız lütfen bu konularda biraz daha dikkatli olun ve bir toplumun kalkınmasına, gelişmesine en büyük katkı sağlayacak spora gerekli desteği sağlayın.
**