Bir basın toplantısı düzenlenir. Gazeteler de, basın toplantısını takip etmeleri için muhabirlerini yollar. Açıklama haber haline getirilir, sayfaya konulur. Bir muhabir, bağlı olduğu gazetenin yüzüdür, temsilcisidir. Oturup kalkmasıyla. Kılık kıyafetiyle. Soru sorma adabıyla. Gazetesini temsil eder.
**
Oturup kalkmasını bilmeyen. Kılık kıyafet fakiri. Laf olsun diye soru soran. Yalakalaşan. Adapsız, çapsız sözde muhabirin tüm bu olumsuzlukları, kendisine değil, onun nezdinde gazetesine yazılır.
**
Gittiği toplantıda gözünü, çaydan, çorbadan ayıramayan. Ciddiyet içinde notlar tutacağına, hedefsiz, gayesiz, ne olduğu belirsiz sesler çıkararak, çok bildiğini ima etmeye çalışan. Sandalyesinde kaykılarak oturan. Alakasız ve zamansız sorular soran.
**
Toplantı sahibi veya sahiplerine, ‘Bu ne biçim muhabir!’ dedirten sözde muhabirlerin tüm bu faulleri kendisine değil, onun nezdinde gazetesine yazılır. O sözde muhabirlerin, tüm olumsuzlukları, bağlı olduğu gazeteyle ilişkilendirilir ve o gazetenin de asıl kalitesi ortaya çıkar.
**
Dün de böyle bir basın toplantısı düzenlendi. MHP İl Başkanı'nın basın toplantısı. Bilindiği gibi Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı M. Levent Bülbül, her çarşamba günü son bir haftayı değerlendiren basın toplantıları düzenler.
**
Önceki gün de gazetelere davet çıkarılarak, basın toplantısının yeri ve zamanı bildirildi. Saati geldiğinde salona giren muhabirlerin bir kaçı hariç, yukarıda saydığım olumsuzlukları bir rozet gibi adeta yakalarına takmış gibiydi.
**
Daha kapıdan girerken, ‘Çay yok mu?’ diye sormak. Sandalyeye, kıçının yarısı dışarıda kaykılarak oturmak. Tanımadığı muhabir veya muhabirleri görüp, ‘Ne kadar da çok muhabir varmış’ diye imalı imalı işini düzgün yapmaya çalışanlara laf sokmak. Toplantı devam ederken iki de bir, ‘çay, çay’ diye yüksek sesle sayıklamak.
**
‘Sabır' özelliğiyle tanınan, bilinen MHP İl Başkanı M. Levent Bülbül, toplantının ortasında ısrarla çay isteyen muhabirlere, ‘Toplantının ortasında şakır şakır çay mı içeceksiniz’ demesi, başından beri söylediğim kalitesizliği ortaya koymaktadır.
**
Bu nedenle, gazetelerin dışarıdaki muhabirlerini küçük çaplı bir uyarıdan geçirmeleri, muhabirlerden çok kendi hesaplarına yazılacak bir artı olacaktır. Bönden söylemesi.
Bu yazı 4 Mayıs 2013 tarihinde yayınland