Doğup büyüdüğüm Adapazarı’na, demek ki öyle zamanlar olacakmış ki, gelmeye korktuğum zamanlar bile yaşayacakmışım?
Öncelikle Yöneten Siyasete güvenimi kaybetmem korkularımın başında geliyorsa, fazla da söze gerek kalmıyor. Ama ucundan yazmam gerekenler var.
Sakarya-Adapazarı gibi bir şehre yapılacak radikal şehirleşme kararlarında, kent halkına hiç saygı duyulmaz mı?
Tam yetkilerle, Seçilmişsen de, Atanmışsan da; Sana TC Anayasalarının verdiği tüm sorumlulukları ve yetkileri kullan, ama?
Köklü-Radikal-Değişim- Kentleşme kararlarında şehir halkının fikrini mutlak sor!
Sakarya gibi, 1 milyon nüfuslu bir Büyükşehir’in(?) ve burada yaşayan Halkın bir Kent Karakteri vardır. O Kent Karakterini kim sil baştan yapabilir ki?
Şehrin Tarihi’ne kazınmış bir dolu Kimlikli Mahalle, İbadethane, Sokak sözüm ona çağdaş imarlarla yıkıldı; restorasyon(?) denen yenisi(?) yapıldı. Altı-içi mutlaka Amcama İş mekanı gibi.
Adapazarı’nda mezun olduğu okulunu çocuklarına gösteremiyorsun. Çünkü, çoktan kazınmış olabilir. Adapazarı İmam Hatip Lisesi mezunları kendi mezun olduğu okulu yıkanlarsa, fazla söze gerek var mı?
Adapazarı Lisesi yok; Ticaret Lisesi yok; var olan liselerin hemen hepsinin de ismi değişmiştir. Bir çoğu da İmam Hatip tabelalı olmuştur.
İzmit Caddesi’nin adını değiştirmekle başlayan bu yozlaşma, şimdilerde durdurulamaz siyasi bencilliklerin körleştirmesine girdi.
Şehirde ( Doğru-yanlış hizmet etmiş, tanınmış )birisini kaybetsek; birileri 1 saat sonra,” İsmini şuraya verelim!” ilk düşünen olma meraklısı oluyor.
Yüzyıllık cadde, sokak, mekan isimleri bile benim ön alma işgüzarlığıma kurban ediliyorsa; bu şehrin karakteri silip süpürülür.
Silip süpürülen Bizim-Hepimizin yaşanmış karakteridir. Yani, Kent İşgali!
Sakarya-Adapazarı doğumlu 50 yaşını geçmiş kim varsa; Onların yaşadığı şehir bugün yoksa; karakterini aramalı ve ” kimsin sen, ne hakla diye?”, sormalı!
Türkiye’nin gururu, ülkenin ilk ve tek Traktör Fabrikası Zirai Donatım kökünden kazındı. Şehri şehir yapan kaç kuşak O Fabrikadan hayat kurdu; Sen kimsin?
Donatım Fabrikası arazilerine güzel bir,” Kent Park!” kuruldu. Daha sonra, Kent Erdemi doğru ismi buldu,” Donatım Kent Park!” oldu. Bugün Adını ben bile tam olarak bilemem!
Vagon Fabrikası’nda çalışmadım. Ama, Orada benim bile içime kazınmış bin tane anı vardır. En son adı Tüvasaş’tı; şimdi en son adı ne oldu bakmıyorum?
Vagon Fabrikasını bugün yarısı bile geriye kalmadı; Yağmalandı gibi? Doğa harikası Memur Lojmanları ise sanki kapanın elinde kaldı?
Adapazarı Şeker Fabrikası, sanki hala varmış gibi olsa da, kimse aldanmasın; bu Şehri İçinden-Dışından bizden çok daha iyi izleyen Rant Mideleri oradaki doğa harikalarını en kısa zamanda taşa çevirecektir.
Amcam,” Sakarya Adalet Sarayı, Ağır Bakım Fabrikası arazisine olur!” demiş: -)”
Adapazarı-Sakarya’da yaşamanın korkularını yıllardır yazıyorum. Şu gün ise, gerçeğe dönüşen korkularımızdan bile korkuyorum.
Bulvar-Cadde-Sokak ve mahallelerimizde yaya ve araçla dolaşmak bile korku nedenim. Haa, Türkiye’nin en Büyükşehirlerine Raylı Sistem Araçları yapıyoruz;
“ Milli Tren Yıl Sonunda Raylarda!” laf’larıyla da yıllardır avaz avaz bağırıyoruz.
Sakarya’nın en Büyük Yönetenleri,” Adapazarı Raylı Sistem Projesi’ni Bakan onayladı. Projeyi Ben bile gördüm!” dediler de!
Sakarya-Adapazarı Kent Karakteri hala,” Raylı Sistem Projesi hani nerde? Milli Tren nerede, hangi raylara koydunuz?” diye soramıyor; bu ne korkusudur ki?