Mahalledeki herkes seni soruyor. Mahalle bakkalı Recep abi en sevdiğin şeyleri getirmiş dükkânına yolunu gözlüyor. Komşum Serpil abla ha geldin ha geleceksin diye pencereden sürekli bakıyor. Pencereyi kapatıp açmaktan eşi ve çocukları hasta oldu. Berber Selim kış geldiği için içeriye topladığı ufak masasını ve taburelerini tekrar dışarıya koydu. Sen orada durmayı ve oynan tavlayı izlemeyi çok severdin. Çiçekçi abla, bozacı Ahmet artık merak etmekten öte senin için endişelenmeye başladılar. Mahalleyi bilen, seni tanıyan herkes seni merak ediyor. Mahallenin benden çok merak ettiğiydin sen.
Sen mahallemizin neşesiydin. Üzülenlerin tesellisi olurdun, mutlu olanların ise mutluluğunu paylaşırdın. Sensiz mahallemizin neşesi yok. Tadı tuzu kalmadı insanların. Herkeste bir soru bir düşünce ‘’Neredesin sen?’’ Mahallemizdeki çocukların süper kahramanıydın sen.
Oysa akşam yemekleri sonrasında hangi evde balık pişiyor, hangi evde et var bunu en iyi sen bilirdin ve o kapının önüne kurardın kampını. Mahalleye gelen yabancı dostlarını da burası benim muhitim dercesine kovalardın. Geçtiğimiz yıl yan apartmanımıza hırsız girmişti. Girmişti de girdiğine pişman olmuştu hırsız. Çünkü sen bizim koruyucumuzdun da. İnsan, sevdiğini kaybettiğinde anılarla teselli edermiş kendini. Ben de öyle yapıyorum. Seninle olan anılarımız bir bir gözümün önünden geçiyor. Artık gel, en sevdiğin yemek olan tavuk haşlama yaptım. Hani o nazlı nazlı yanıma gelip defalarca kokladığın ama sonra bir oturuşta bitirdiğin yemek var ya. İşte o. O yemeği yerken ne kadar da keyif alırdın. Arada kontrol ederdim seni yerken nefes alıyor musun diye. Sinsilerin en sinsisiydin sen.
Mahallemizdeki Topaç, Tüylü ve Mızmız’ın da sana çok selamı var. Merakla gözlüyorlar yolunu. Hatta geçenlerde Topaç yanıma geldi, paçalarıma süründü belki senin kokunu duyar da döndüğünü anlar diye ama eli boş döndü. Anlayacağın kediler bile seni bekliyor, gelse de bizi kovalasa diyor. Kovalardın ama onlara bir şey olacak diye de ödün kopardı. Kedilerin bile en sevdiğiydin sen.
Çocuklardan bahsetmek istemiyorum ama her gün okul çıkışında bizim evin önünden geçerlerken etrafa bakıp seni arıyorlar. Beni görünce de ne zaman geri döneceğini soruyorlar. O sırada köşeden havlayarak gelsen de usulca kendini sevdirsen. Tatlıydın, sevecendin ama dengesizlerin en dengesiziydin sen.
Ve ben, gazeteye ilan verdim. Çok güzel ve duygusal bir metin yazdım. Kayıp aranıyor diye klişe bir şey yazmadım çünkü sen kayıp ilanının bile en iyisine layıksın. El ilanları bastırdım. Duvarlara, ağaçlara her yere astım. Merak etme çok güzel bir fotoğrafını koydum. Bilirim kötü çıktığın fotoğraflara bakmazsın bile. Tamam, güldük, eğlendik, senin değerini biliyorduk, daha da öğrendik. Şakanın da bir dozu var dimi ama? Mahallemizin en sevilenisin sen. Adresi biliyorsun, bekleniyorsun.