Sevgili okurlar,
Yıllar akıp giderken, bir “Kadınlar Günü”(8 Mart Dünya Kadınlar Günü) daha gelip çattı..
Yine kutlamalar, yine demeçler, yeni o bildik açıklamalar birbirini izliyor..
Kadınlarımız neymiş be!?
Öyle ya, kadınlarımız baş tacı?
“Cumhuriyet” ile kara çarşaftan çıkarmaya büyük özen gösterdiğimiz, özgürlük ve eşit hak ve hukuk ile donattığımız kadınlarımız, bu çağda tekrar kara çarşafa sokuluyorsa, itilip kalıyorsa, balkonlardan ölüme itiliyorsa, kurşunlanıyorsa, bıçaklanıyorsa, düşük ücretli işlerde çalıştırılıyorsa, hangi “kadınlar gününden” söz edeceğiz?..
Bir siyasi parti düşünün ki, kadınları yeni bir kılık kıyfet ile donattı?
Yeni bir “siyasi simge” ile onları meydanlara çıkardı?
Onlar vasıtası ile oy devşirdi!
Onları ayrıştırıp, izole temeye, eşit hak ve kazanımlardan yoksun bırakmaya, onları ayrı vagonlara bindirmeyi kendilerine hedef seçtiler!
Son derece üzücü bu gelişmelere, ne yazık ki, hep tanıklık ettik!
Kendi hak ve hukuklarını savunanlara ise, yeteri kadar destek sunamadık!
Kadınları,”sırtında sıpası ve sopası eksik olmayanlar” olarak görenlere engel olamadık!
“Başörtüsü” dendi, “hak, hukuk, adalet” dedi, “İslam, Kur’an, din, ahlak, vicdan” dediler, ama kadınlarımızı ölümlere, uçurumlardan aşağa itenlere “dur” diyemediler?
Elbette Türk kadını, özgür, çağdaş olmalı, modern yaşamın icaplarını, kendi kültür gelenekleri içinde yaşamalı, yaşatmalı!
Bir kucak sakalı ve cübbesi, kavuğu ile kadınları, sadece hayatın “cinsel metası” olarak gören zihniyetlerin, zorba akılların eline kadınlarımız bırakılmamalıdır!
Türkiye Cumhuriyet’inin ilanı ile “modern Türkiye’nin harcı, çimentosu, yuvayı yapan dişi kuşu, evlerimizin maliye bakanları, geleceğimizin çocuklarını yetiştirenler” olarak kadınlarımızı, sadece “kadınlar gününde” değil, hayatın her anında hatırlamalı, haklarını teslim etmeliyiz!
Atatürk Türkiyesi’nde kadınlarımız, toplumda hak ettiği yeri alarak, hem aile ortamına, hem toplum ve ülke kalkınmasında öncü rolü oynamışlardır..
Kimse, kadınlarımızı, “din adına, ahlak adına, namus adına  köle konumuna” getiremez, “kendi malıymış gibi ölümlerden ölüm beğen anlayışı ile hayatını zindan” edemez, etmemelidir!..
İşte, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”, uluslararası manada, “bir başkaldırı, kendilerini ifade etme, hak ve hukuklarına sahip çıkma, eşit birey olarak toplumda yerini alma mücadelesinin bir yıldönümüdür.
Bu vesile ile “kadınlarımıza sahip çıkmak, onları bilgi ile donatmak, onları çirkef kuyularından çekip çıkarmak, onlara uzanan kirli elleri kırmak, din taasubundan kurtarmak” hepimizin görevidir.
Maalesef, “Cumhuriyet anlayışı ile kavgalı olanaların, bize demokrasi gereksizdir” diyenlerin, “kadınlarımızı, el etek öpmeye, ayak yıkamaya, careyi olarak kullanmaya  mahküm etmelerine karşı”, yapacaklarımız olmalıdır..
Yılda bir gün olsa bile, “kadınlarımızın hak ve kukukunu, medeni kannundaki kazanımlarını, toplum içindeki yerlerini, ülkenin kalkınmasındaki heyecan ve girişimlerini desteklemeli” ve haykıranlara alan açmalıyız!
Bu önemli günde tüm kadınlarımızı tebrik ediyor, hakları için mücadelelerini sonuna kadar destekliyor alkışlıyorum..
Onları ünlü edebiyatçımız şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir şiirinden bir bölüm ile selamlıyorum..
“Karadutum, çatal karam, çingenem,
Nar tanem, nur tanem, bir tanem.
Ağaç desem dalımsın, salkım saçak,
Petek isem balımsın, a gülüm!
Günahımsın, vebalimsin..

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum,
Gökte ararken, yerde bulduğum,
Karadutum, çatalkaram çingenem..
Daha nem olacaktın, bir tanem,
Gülen ayvam, ağlayan narımsın..
Kadınım, kısrağım, karımsın..”

Kadınlar baştacımızdır, vazgeçilmezimizdir, anamız, bacımız, eşimiz, arkadaşımızdır..
Onları çok seviyoruz..
Bu vesile ile Atatürk’ün annesi, annemiz Zübeyde Hanım’a ve tüm kadınlarımıza yönelen çirkinlikleri kınıyor, bu zihniyetlere pirim verenleri lanetliyoruz!
Kadınlarımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin, eşit yurttaşları ve bireyleri olarak,her zaman yanıbaşımızda, ülke yönetiminde yerini alacaktır..
Kimse kadınlar üzerinden, siyaset yapamaz, siyasetlerine kadınları alet edemez!
Edenlere de kadınlarımız, hak ettiği cevabı verecek kabiliyette ve güçtedirler..
Günleri sağlıklı güzelliklere vesile olsun!

Yusuf Cinal yazıyor/ 9 Mart 2022 Adapazarı