AK PARTİ 16 yıldır iktidarda. Samanı, öküzü, mısır şurubunu yabancı ülkelere eşek yükü para ödeyerek alıyoruz.

Bir dolu Tarım Köyü’nü ve Mera’yı villalarla yok ettikten sonra, tarımın önemini anlamış gibiydiler. Yok,“ kandırılma !” masalı ve kafa da değişmeli.

                                                                 **

Karakamış Köyü’ndeki tek okulun İmam Hatip yapılması böyle bir şey. Karakamış Köyü’nde dinini bilmeyen, çocuğunu öğretmeyen var mı,YOK…

Yalnız AKP değil, Siyaset nedir? Hiçbir siyasetçi EMEK VEREREK çalışmaz, elini sıcak sudan soğuk suya sokmaz, ter akıtmaz; EKMEK, KAHVE BİLE PİŞİRMEZ !

Siyasetin işi, lafla-un, yağ, makarna, şeker paketleriyle seni beni kapısına kapı kulu yapmak, yola koşmaktır. İşi olan kötürüm olur; Ankara’ya giden dönmez.

Karakamış Köyü Halkı; çocuklarına dinini öğretir. Eksiğini de, büyüklerinden,   var olan cami hocalarından sorar öğrenir. Köyü tanımak zaten her şeyi anlatır.

                                                                 **

Gir Google Haritalara; Karakamış Köyü’nü baştan başa gez. Köy içi yolunun iki yanında uzanan O Köy Evlerini gör. Evlerin önündeki her şey size KÖYÜ anlatır.

Karakamış Köyü; tümüyle çalışan, üreten, muhteşem tarım arazileri olan;  uyum, huzur, güven içinde yaşayan bir halktır. O Köy kendidir, yabanı sokmaz.

Her kapıda traktör, römork ve tarım makinaları; baştan sona. Herkes çalışıyor; topraklar santim santim işlenmiş. Evlerin önü zahire depoları, bereket dolu.

Yahu; dünyanın en bereketli tarım ülkesi yabancı ülkelerden hayvan alıp, et yiyor et! Karakamış Köyü yabancıdan et alıp yer mi? Git Köye, Hayvan gör.

Karakamış Köyü Halkı dinini zaten bilir. Köyün ve ailesinin ihtiyacını da bilir. Çocukları; okullarında ülke birliğini, emek harcayarak çalışmayı, üretmeyi, ülkesinin yabancı ülkelere muhtaç olmayacağı teknolojileri öğrensinler…ı                                                                 

                             BUNCA İMAM HATİP MEZUNU

                       HAYATINI KAZANACAĞI İŞİ NERDE BULACAK?

Karakamış Köyü; Adapazarı’nın kuzeyini sınırlayan Pancar Yolu, Eski Karasu Yolu ve Yenikent Bulvar arasında, Muhteşem Tarım Toprakları’dır.

Karakamış Köyü Halkı; köy bütünlüğünü bozacak tüm tamahkar timsahlara karşı toprağını korumuş. Köyü bilirim. Yollarını da arada kullanırım. Amaaa…

Karakamış Köyünün tek okulunun İmam Hatip Okulu yapılmak istenmesinin bana kadar duyurulması iyi oldu.

Siyasilere yaranma derdim olmaz. Arkadan kuyu kazmam; yazar, paylaşırım.  

                                                                   **

Türkiye’de herkes bilir; her köy de ve Karakamış Köyü’nde de, Müslümanlığı çocuklarına öğretmeyen yoktur. Anadolu da, tüm köylerin dini anlayışları da bilinir.

 Türkiye’de yaşayan 81 milyon insanın Din Bilgini olması da beklenmez. Dindarlık ile Din Uzmanlığı-Bilginliği aynı şey değildir.

 Bunca İmam Hatip Okulu’nda öğretmene ihtiyaç var mı? Hiç sanmam. Bir tane Camimizde, görev yapacak Din Adamı eksiğimiz var mı? Onu da sanmam.

Peki, bunca İmam Hatip mezunu genç nerede, ne iş yapacak? Hayatını nerde, ne iş yaparak kuracak, kazanacak?

İmam Hatip mezunlarının, meslek diplomaları gereği çalışabileceği hiçbir kadroda açık var mı; YOK! Çünkü, O ihtiyacı karşılayacak öğrenci zaten var.

                                                                      **

İmam Hatip Mezunu gençleri, İŞİN EHLİ olmadıkları kadrolara atamak, O gençlere yapılan en büyük Siyasi Hata’dır. Şu bir; İş Ehli gençler İŞSİZ kalırlar;

Şu da İki; İmam Hatip’e mecbur edilen Gençlerimiz içinde, başka okulu seçip, ülke ve dünya çapında Çağdaş İş Ehilleri olabilecek zeki çocuklarımız da vardır.

  

                                                          ESKİ REJİ SOKAĞI;

                                                 ALİCAN AİLESİNİN KONAĞI

Sokak sokak gezerken, Çark Caddesi’nde Cevat Bey Köşkü’nün önünde aklıma geldi; Eski Reji Sokağı’na gidip, Alican Ailesi Konağı’nı gezdim.

Alican Konağı bitime yakın, 15-20 gün içinde açılması işten bile değil. Büyükşehir Başkanımıza gidip konağın anahtarını istese miydim acaba?

Biz O caddeyi,“ Eski Reji Sokağı !” diye biliriz; “ Bahçevan sokak “ diyen der. Ben doğup büyüdüğüm caddeye de hala İzmit Caddesi derim.

                                                                 **

Anahtar isteme ironim kuşkusuz anlaşılır; şaka. Alican Konağı’nı gezecek  olan herkes, düşler kuracaktır; güzel olmuş. Ama, bu bir Eski Eser Restorasyonu da değil. Uzun Çarşı bile değil.

Bakın; Ofis Sanat Merkezi’ne, Donatım Kent Park Sanat Galerisi ve şahane Sanat Atölyeleri’ne pek az basın mensubu benim kadar gitmiştir. İkisi de, çok iyi paralar harcanarak yapılmış, şahane mekanlar; Ama,“ Restorasyon” değil.

Şehir; yani biz, hepimiz. Büyükşehir’in çok para harcayarak yaptığı mekanlara hakkını veremedik. Şehrin hayal bile edemeyeceği sergiler geldi; görmeye giden Sanatsever Şehir Halkı olmadı. Şimdi, Sanat Galerisi kapanır gibi?

                                                                  **                                      

Sakaryalı; Ziya Taşkent Konser Salonu ve Konservatuarı’nı da çok ihmal etti.

Ziya Taşkent Konser Salonu, keşke daha fazla SAÜ Konservatuarı bölüm konserlerine; Sivil Çağdaş Müzik Eğitim ve Konserleri’ne açık olabilse, derim.

Alican Konağı güzel oluyor. İnsan, en üst katın batısındaki odada oturup hayatını ne kadar güzel yazar! Anahtarı kimdedir?