Tarihi M.Ö 2000’li yıllara dayanan iğne oyası, günümüzde unutulmayan el sanatları arasında yerini almayı sürdürürken, Ortahisar Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından Alacahan’da düzenlenen kursa aralarında anneanne, babaanne olanlar da katılıyor. Yaptıkları birbirinden farklı iğne oyaları sayesinde aile bütçelerine de katkı sağlayan kursiyerler, sanat öğrenmenin de heyecanını yaşıyor.

İğne oyası İpek Yolu ile Anadolu’ya oradan da Avrupa’ya yayıldı

El sanatları usta öğreticisi Serpil Sağır, iğne oyasının tarihinin M.Ö 2000’li yıllara dayandığını söyledi. Sağır, “İğne oyası tarihi çok eski M.Ö 2000’li yıllara kadar dayanıyor. Son yapılan araştırmalara göre M.Ö 2000’li yıllardan kalma ürünler bulunmuş. Orta Asya’da ilk at kılı ile iğne oyası yapılmaya başlamış. Daha sonra İpek Yolu ile Anadolu’ya, Anadolu’dan Avrupa’ya yayılıyor ve Avrupalılar iğne oyasına Türk danteli diyorlar. Çünkü Türklerin bulmuş olduğu bir teknik. İğne oyası ilerleyen dönemlerde özellikle genç kızlarımız ve kadınlarımız söyleyemediklerini, konuşamadıklarını iğne oyası ile dile getirmişler" dedi.

Önceden sadece başörtülerinde, yazmalarda, tülbentlerde kullanılırdı...

İğne oyalarının çok zor bir teknikle ortaya çıktığını belirten Sağır "En zarif oyalar iğne oyası ile ortaya çıkar. İğne oyası kalitesi ve görünümü en zarif olan oya çeşididir. Önceden sadece başörtülerinde, yazmalarda, tülbentlerde kullanılırdı ancak günümüzde salon takımlarında, yatak oda takımlarında kullanılıyor. Çeşitli takı malzemeleri bileklikler, kolye her türlü alanda artık kullanılmaya başlandı. Genç kızlar iğne oyasını çok seviyorlar. Genç kızlarımız allı, güllü, çiçekli, böcekli değil de daha sade daha spor çalışmaları seviyorlar. Genelde gençler günümüzde çalıştığından dolayı anneler, babaanneler, anneanneler torunlarına yapıyor. Kursiyerlerimiz yaptıkları çalışmayla aynı zamanda aile bütçelerine de katkı sağlıyorlar. Bu tekniği öğrenip evde üretim yapan çok öğrencimiz var” diye konuştu.

"Babaanneyim, anneanneyim yine de yeni şeyler öğrenmeye gayret ediyorum"

İlerlemiş yaşına rağmen öğrenmenin heyecanını yaşayan kursiyerlerden Türkan Bak (63) “Yedi yaşından beri iğne oyası yapıyorum. Çok güzel yapamıyordum. Buraya gelince sağ olsunlar bize güzel öğrettiler. Şimdi daha güzel yapıyorum. Başörtülerinden tutunda elimden ne geliyorsa her şeyi yapıyoruz. Eskiden daha basit yapılıyorduk şimdi daha güzel daha orijinal şekilde ortaya çıkıyor. Gelin çiçekleri yapıyoruz, tepsi yapıyoruz her şeyi yapıyoruz. Yaklaşık on yıldır kursa gelirim. Yaşım dolayısıyla hiç durmuyorum babaanneyim, anneanneyim yine de yeni şeyler öğrenmeye gayret ediyorum. İğne oyasından torunlarıma salon takımlara yaptım” dedi.

Kaynak: iha