Her sıkıştığımızda birlik ve beraberlik edebiyatı yaparız!

Birlik ve beraberlik edebiyatını genelde siyasetçiler kullanır!

Rakiplerini devre dışı bırakmak için her naneyi yiyen siyasetçi, arzu ettiği makam ve konuma gelince başlar, birlik ve beraberlik türküsü söylemeye…

Siyasetçi birlik ve beraberlik türküsünü söyler söylemesine, ama sesi güzel olsa da onu dinleyen sayısı az olur!

Siyasetçi makam olarak yükselirken bastığı omuzlara, inerken de basacağını unutmamalıdır!

Aksi takdirde tepetaklak tepesi üstü düşer!

Birlik ve beraberlik türküsünü sadece siyasetçiler mi söyler?

STK Temsilcileri, meslek grupları, sanatçılar, spor camiası, esnaflar ve işadamları da sıkıştıklarında birlik ve beraberlik edebiyatı yaparlar…

Birlik ve beraberlik edebiyatı yapanlar, arzularına ulaştıklarında neden aniden değişirler?

Bu ani değişimde oturdukları havalı koltukların yada çevre değişikliğinin etkisi oluyor mu?

Her ne kadar olmuyor desek de değişime neden olan etkenler olarak görülüyor…

Bana göre karakter sahibi bir insanı koltuk, çevre, para ve güç zor değiştirir!

İnsanı değiştiren en önemli faktör egodur!

Birlik ve beraberlik içinde olmanın, toplumsal gücü sağlamanın önünde duran en büyük engelde egodur!

İnsan içinde en önemli sorun, benliğine yenilmesidir!

Egosuna yenilen insan, kendi dışında kimseyle bir olmayı, beraber hareket etmeyi beceremez!

İyi işler yapmak istediğinde insan, nefsini kontrol edemez!

Kendi mutluluğu için, toplumsal mutluluğa katkı sağlamaz!

Bir mumdan, bin mum yanar, ama bencillik o mumların yanmasına müsaade etmez!!!

Bencillik, toplumsal hayata büyük zararlar veriyor. Oysaki birlik ve beraberlik içinde olan toplumlar sorunlarını daha hızlı bir şekilde çözerek, güçlü toplumlar sınıfına giriyor…

Ego, birlik ve beraberlikle ilgili yaşadığım güzel ilçeden spor ve siyaset konusunda örnek vereyim.

İlçemizin marka değeri olan Hendekspor 3.lige büyük bir hızla koşarken, egolarına teslim olmuş birileri, tökezlesin diye utanmasalar çelme takacaklar!

Çelmeyi takmaya çalışanlar yabancı değil, içimizden birileri!

Yıllarca kendilerini yüzlerine taktıkları Hendekli maskesiyle gizlemeye çalışan içimizdeki İrlandalılar!

Kim bu içimizdeki İrlandalılar?

Siyasetçi… Futbolcu… Antrenör… Eski Yönetici… Eski Futbolcu…

85 bin Hendekli içinde bir avuç İrlandalı!!!

İrlandalıların maskeleri tek tek düşüyor!

İrlandalıların siyaset cephesi, Hendekspor 3.Lige çıkarsa, bu başarı mevcut belediye başkanı Turgut Babaoğlu’na siyasi artılar katar ve güçlenir, 2024 belediye başkanlığı seçiminde işimiz zorlaşır, diye düşünüyor…

İrlandalıların futbol cephesi ise, Hendekspor 3.lige çıkarsa çok büyür ve bizim elimizden çıkar. Hendekspor işi bizim boyumuzu aşar. Onun için küçük olsun, ama bizim olsun, düşüncesinde…

Bu düşüncelerde olan içimizdeki İrlandalılar, Hendekspor’un 3.Lige çıkmasını istemiyorlar!

Ünlü spor adamı Lucescu’nun söylemiş olduğu bir Romen atasözü aklıma geldi. İşte o atasözü:

Köpekler istedi diye Atlar ölmez!!!

İçimizdeki İrlandalılar istiyor, diye Hendekspor’un 3.lig sevdası bitmez!

İnşallah! Futbolcu kardeşlerimiz, teknik heyet ve yöneticilerimiz içimizdeki İrlandalılara, Pazar günü final maçında gereken cevabı verecektir!

Başkan Babaoğlu meselesine gelince futbolu seven bir belediye başkanımız var. Hendek halkı uzun yıllar sonra futbolu çok seven bir başkan gördü. Başkan Babaoğlu’nun destekleriyle Hendekspor’un daha üst ligleri hedefleyeceğine inanıyorum.

Son düdük çalana kadar pes etmek yok!

Haydi Hendekspor! Seninleyiz, yanındayız!

Başaracağız!

Tarih yazacağız!

Şampiyon olacağız!

Kupa Sakarya’ya gelecek!!!

Not: köşe yazımı final maçından önce yazdım.