Sevgili okurlar,
“ Hakikatin Peşinde Bir Ömür;Yusuf Cinal” adını verdiğimiz kitabımızın elbette isim babası sevgili Portre yazarı, Sakarya’nın edebiyatta bir başka gururu mühendis, akademisyen, gazeteci, portre yazarı Fahri Tuna kardeşimdir..
Kitapta Fahri Tuna’ya ayrı sayfalar ayırdık..
Birlikteliğimizin ilk işaret ışıklarının nasıl yakıldığını burada enine boyuna anlatıyorum...
Brüksel’de kurguladığımız ve Adapazarı’nda hayata geçirmeye çalıştığımız eserle ilgili olarak stajyer öğrencim Dilara Örtücü’nün de katkılarını inkar edemeyiz..
Ama eserin asıl mimarı sevgili Fahri Tuna elbette..
Kurgular yapıldı, konuşuldu, çizildi, planlandı ve harekete geçtik..
Brüksel-Sakarya hattında yazışmalar, konuşmalar başladı..
Eserin muhtevası olarak “üç bölüm de” karar kıldık..
Ama bir de hakkımızda söylenenler bölümü oluşturulunca, kitap hacmi de büyüdü gitti..
Bilgiler derlendi, resimler toplandı ve işe koyulduk..
Bu bir” otobiyogrofi” türünde bir eser oldu..
Aslında Fahri Tuna kardeşim, “Nehir söyleşi” türünde bir eserin ortaya konmasını istiyordu..
Ama gelişmeler çalışmalar bizi “otobiyogrofide” frenledi..
Akyazı Lisesi’nden öğrencim Sabiha Lina Coşkun’da, eserin bir uçupdan tuttu..
Gecelerimizi, gündüzlerimi alan bu eserde yazmayı çok istediğim halde yazmadığım, bir kenara koyuduklarım da oldu..
Küslüklerim, kırgınlıklarım, hayal kırıklıklarımı da buzdolabına kaldırmayı uygun gördüm..
Ancak bazı gerçekleri, yani hakikatleri ile okuyucularım ile paylaşmayı uygun gördüm..
Zira bir öğretmen, bir sporcu, bir gazeteci olarak, ” bilgilendiren, haberdar eden, paylaşan, bölüşen kişliğimi” zedelemek istedemidim..
Hep dualarıma eklediğim, “ Allah’ım beni insanlara hizmet etme yolundan alıkoyma” bölümünü, hiç ıskalamadım..
Bir ömre sığdırdıklarım, yaşam kesitlerim, özellerimin bir bölümünü de, tozlu raflarda bırakmayı uygun gördüm..
Sakarya’da doğan, burada büyüyen, serpilen biri olarak, hizmetle mükellef olduğum ülkeme, bölgeme ,insanıma yeterince hizmet ettiğimi düşünüyorum..
“Akyazı yılları, Adapazarı günleri ve gurbette, yani Brükselli yıllar”, bu kitabın en başta gelen konu başlıklarını oluşturuyor..
“Hayatıma dokunanlar, ailem, arkadaşlarım, dostlarım, tanıdıklarım, siyasi kişilikler, sporcular, iş adamları ve nereden geldik, nereye gidiyoruz, biz kimiz..” türünden sorulara cevap niteliği olan bu eserde, hiç ummadığınız kişilerin de kendilerini satır aralarında bulacağından emin olunuz?..
Bütün bunların, hafıza süzgecinden geçirilmesi, bir araya getirilmesi, sıralanması, o kadar kolay olmadı..
Bu yolda rehber ve bu konuların uzmanı tabii ki Fahri Tuna idi..
Dürtmeleri, teşvikleri, yönlendirmeleri heyecanımı sürekli yüksek tutması, kitabın bitiminde ve çatılmasına, çok,ama çok önemliydi..
Kitabın yazımı bitmiş ve sırada tashih için Ayşenur Gülsüm’ün kapısının çalınması gerekiyordu..
Ve ardından grafik, tasarım ve uygulama için Mücahit Kofoğlu kardeşimin sabırlı, itinalı, ciddi çalışması, eserin matbaa aşaması için farklı bir mihenk taşını oluşturdu..
Kitabın kapağı nasıl olacaktı?
Kitabın sayfa sayısı, kapak için düşünülenler?
Kitaba girecek resimler ve nihayet Yusuf Cinal hakkında görüş ve düşüncelerine başvurulan isimler?
Şüphesiz Yusuf Cinal’ın hayatında önemli, mihenk taşları oluşturanlar oldu..
Ama zaman ve mekan içinde herkese ulaşmak mümkün olmadı!..
Şimdiden “bizi unuttu” diyenler olursa,çok özür dileriz!
Unutmak,es geçmek bizim dünyamıza göre değil..
Olduğu kadarı ile yetindik ve kitap tamamlandı..
Kapak resmi için bir usta kamereman ve fotoğrafçı İdris Köse işbaşındaydı..
Nikon ve diğer makinelerini bırakıp, dijital dünyasının gelişmiş cep telefonu ile çalışmaya başladık..
Traşımızı olduk, saç, baş tarandı, kostümler giyildi kravat takıldı ve loş ışıklarda farklı bir resim için denklaşöre basıldı..
Birbirinden ilginç resimler ortaya çıktı..
Bunlar arasından ailem ile birlikte seçtiklerimizi Fahri Tuna ve Mücahit Kofoğlu kardeşimize gönderdim..
Aslında benim klişeleşmiş bir resmim de kapak resmi olması istenmedi değil..
Sevgili Fahri Tuna, bu kitaba uygun başka bir resim için ısrar etti..
Mücahit Kofoğlu’da bu manada görüşlerini paylaşınca, yeni resim çektirmek zorunlu oldu..
Bütün bu çalışmalar hız kesmeden devam etti..
2020 Yılı başında, yani Ocak 2020’de kitabın çıkışı planlanmıştı..
Birden “Korona” salgını bizi durdurdu..
Salgın, öyle, böyle bir salgın değildi!..
Bizim de tüm kapılarımızı kapatmış, evimize kilitlenmiştik adeta!..
Bu nedenle, 2021 Yılı geldi çattı, kitap hazırlıkları bir kenarda bekliyordu..
2021 Yaz tatili hedifimiz oldu..
Tekrar Fahri Tuna ve Mücahit Kofoğlu ile işbaşına koyulduk..
Kitapta yer alan resimler konusunda sevgili Müjgan Zaman, Şaban Mergül, okul arkadaşım Sayman Altınküpe ile Sabiha Lina Coşkun’un arşivinden de yararlandık..
Sıra kitabın basımına gelmişti..
Bir dizi araştırma ve incelemeden sonra, Sevgili Veysel Topuz’a kitabı teslim ettik..
Biz bu satırları döşenirken, kitap baskısı sürüyor..
Çok meraklı ve heyecanlıyız!..
Bakalım ortaya nasıl bir eser konacak?
Bunu baskı aşaması için söylüyorum..
Zira ön çalışmalar ve diğer çalışmalar açısından teredüt ettiğimiz bir husus yok..
Ağustos ayının ilk veya ikinci haftasında kitap görücüye çıkacak..
Adapazarı’nda bir iki imza günü düzenlemek istiyoruz..
Eğer imkan olursa, Akyazı ve başka sivil örgütlerin evsahipliğinde de kitap tanıtma ve imza günümüz olsun istiyoruz..
Sonra Brüksel bizi bekliyor..
Fakat benim için Sakarya çok önemli..
Kendi memleketim de, bir kitap tanıtımında bulunmak benim için de ilk olacak..
Daha önceleri bazı küçük çalışmalarımız oldu ama, bu kapsamlı ve belgesel niteliği taşıyan, Akyazı, Sakarya’nın anlatıldığı bir kitap olması bakımından çok önemli..
Bu kitap ile birlikte Sakarya’nın, Sakaryalı’nın da kültüre, yani kitaba, yazara verdiği önemi, değeri test etme imkanı da bulacağız..
Bu heyecanı çok defa yaşamış olan, değerli portre yazarı sevgili Fahri Tuna ile birlikte bu işin de üstesinden geleceğimizi umuyorum..
Ve son olarak kitap, elbette internet üzerinden de satışa sunulacak..
Hayırlısı ile sizlerle daha çok paylaşacaklarımız olacak..
Şimdiden katkı yapanlara, destek olanlara teşekkür etmeyi borç bilirim..
İyi ki varsınız!
Yusuf Cinal, 31 Temmuz 2021 Sakarya, www.bizimsakaya,com,tr