Türkiye değişmiş, bak Başakşehir’e..

Karagümrük’ü yakamadık, polis beni arıyor..

Biz ne yaptık?

Oturduk, kendi kahramanımızı kendimiz yarattık, Dilaver Güçlü..

Bakmadık Karagümrük’e.. Mehmet Battal, Turgut Doğan Şahin, Barış Özbek üst düzey süper lig patentli oyuncular..

Karagümrük’te Beşiktaş ve Trabzonspor patentli Erkan Zengin vardı, haber bile yapmadık..

Baksak finale gitmemek gerekiyordu..

Şarkılar, sloganlar,Bursa’ya koştuk..

Onların ağladığı lige çıkmak için taraftarımızla hazırdık, takım şüpheli..

20 bin bilete 50 bin talep vardı, 100 binler ekran başında don gömlek kaldık..

Sakarya’yı ayağa kaldıran biz değil, Sakaryaspor’un Sarıyer’i 4-0 yenmesi oldu..

Bizi de gaza getirdi, bu takım.. Play-Off’ta oynadığı 4 maçta gol yememişti..

“Tamam” dedik, ver elini Bursa..

Bursa’ya finale giderken Karagümrük’te bir tek kaleciye baktım, Fenerbahçe’den kiralıktı, acemi olmalı..

Tarık Çetin, 1997 doğumlu..

Bir top geldi, Hacı’dan.. Dakika 80’di.. Güzel çıkardı, bu kadar..

Hani diğer toplar?

Serkan Odabaşoğlu nerede?

Oyundan çıkarken gördüm..

Neredesin Zahit?

Bir kere gördüm, ceza sahası içinde düzelttiği topu kaleye düşünmek yerine alemlere daldı..

Berk İsmail öyle mi kafa vurulur?

Belki uzatmaya giderdi, maç..

Dilaver zaten yoktu..

İkinci yediğimiz gol, halı saha golü!.

Elini kolunu sallaya sallaya sıfıra inen arkadaşı kim bıraktı, orada ne işi var?

Bizim böyle bir pozisyonumuz hiç olmadı, kalite farkı, tecrübe attı..

Bizden iki gömlek üstündüler, tribünde biz onlardan beş gömlek üstün..

Ancak futbol tribünde değil, sahada oynanıyordu, dağıldık..

Bundan sonrası tribünde kaos, yönetimde kaos, takımda kaos, Allah yardımcımız olsun..

SANTRA HARİCİ

Bu ömür, bu susmalar için

Çok fazla kısa değil mi?