Ak Parti Sakarya Milletvekili seçilen Sayın Mustafa İSEN’i hemen tüm yerel medya sevgiyle, saygıyla karşıladı… Daha AK Parti aday sıralaması belli olduğu günden beri, ben de Sayın İSEN için benzer duygularla yüklüyüm…

          Yalnız, 13 yıldır Ülkeyi ve İlimizi Yöneten AK Parti İktidarı’nın bıraktığı olumsuz ve izahı çok zor izlenimler nedeniyle kaygılarım da çok!                                           

           Türkiye gibi bir ülkede 13 yıllık-Yerel de 20 yıllık- Tek Başına ve Çok Güçlü İktidar olmak zor görülür siyasi şanstır…Bu şans, her şeye karşın, siyasi biat etmiş bir kesim için kullanılıyor görüntüsüyle, büyük güven kaybı yaşadı…

          Öyle ki, yerel yazılı ve görsel medyada bile, bırakın eleştiriyi, uyarı niteliğindeki haber ve yorumlara bile katlanılmadı...

         “ Halkla sürekli İSTİŞARE halindeyiz!” lafı da sadece laftı…Görüntüyü, Yandaşlardan oluşturulan Siyasi Sarı Sivil Toplum Kuruluşları da kurtaramadı!

       İşte, “ İSTİŞARE!” doldurulmuş salonlarda yandaşlara,“ Halk bize şartsız hayran! Şurada şunu, burada bunu yaptık! Şimdi şunları yapıyoruz! Gidin halka bu harikaları anlatın! Hadi, Yolunuz açık olsun! ” demekle olmazmış!.

         İstişarede, karşı görüş yoksa, onun adı istişare değildir. Orada karşı görüş yoksa, halkın gerçek istekleri konuşulmaz!..Halk öylesi istişarelerle kazanılır!

          AKP Parti bu fırsatı ülke için de, Sakarya için de iyi kullanamadı. Bundan önce TBMM’ye gönderilen AK Partili hiçbir Seçilmiş, Sizce Ankara’da Partiyi-Hükümeti Yönetenlere, “ Bi Dakka !..Sakarya’nın şu acil yatırımlara, hizmetlere ihtiyacı var!” diye masaya vurabilmiş mi ? Kim vurabildi ki, Onlar vurabilsin ?

          O fırsat Sakarya için doğru ve iyi kullanılamadı…Kendileri için  kullanıp susanlar varsa, Ak Parti bunu ilkin parti içinde kendisi sorgulayabilmeli…

           Ankara’ya giden, biat kültürünün edebi midir bilmem, orada söyleneni yapmak dışında, Sakarya’ya AK Partinin vaat ettiği yatırımları-beklentileri söyleyecek, yapacak gücü, cesareti gösteremediler…

           Sayın İSEN ve seçilen TBMM’deki Sakaryalılar’dan beklentiler bugün her zamankinden fazladır…Kurulacak Hükümeti görelim, bunları da tabloya göre önlerine koymak bizim görevimiz.

           Bu yazının özel amacı, tamam Sayın İSEN’in seçilmesinden duyduğumuz güvendir… Ancak biliyoruz ki; bir gün sonra bile, hiç kimse, siyasete doğrudan girmezden önceki günkü gibi değildir! Öyle kalmaz, kalamaz, kalamıyor!

          İlk günden bilinsin, bilerek davranılsın…Sakarya’dan TBMM’ye Seçilen herkesin Medya önünde verdiği vaatler şimdiden arşivimde!

         Günü gelir, önlerine koyarsam; yıllardır birilerinin yaptığı gibi, yandaş toplantılarında beni fesat, nifak sokucu ilan etmesinler!..Siyaset beni bozmaz, ama siyaset içinde kimliğini yitirenleri çabuk bozar…Dilerim, Allah bozmasın!

 SAKARYA’YI; SERDİVAN’I, SAPANCA’YI BİLMEYEN YÖNETENLER!

            Serdivan’da ve Sapanca Gölü’ne bakan yamaçlarda yaşanacak hiçbir toprak kayması felaketi, ölümler beni şaşırtmaz!..Hatta, Yöneten umursamazlığı, suçun başkasına-başka nedenlere yıkılması da şaşırtmaz.

           Çünkü, biz Yönetenlere karşı susmayı, görünen doğruyu söylememeyi çocuklarımıza bile EDEP diye öğretiyoruz. Söyeleyeni 99 köyden kovuyoruz!

            Sakarya’da katledilen doğa servetlerimizi; özelde de köy ve köylümüzün yok edilen değerlerini yazıyorum. 1 metrekare tarım toprağı milyarlarca yılda oluşuyor. Biz Sakarya’da 5 yılda 2-3 köyü haritadan siliyoruz.

           Kendi tohumlarımızı, meyve bahçelerimizi yok ettik! Yüzlerce dönüm arazisi olan, 5 yıl sonra sattığı topraklara yapılmış sitelerde bekçilik arıyor…

         Bakın, şiddetli bir yağmurda ölenlerimiz bile olmaya başladı. Sakaryalı da, Serdivanlı da bilmezden, görmezden geliyor. Ben yazayım, küfreden küfretsin!

          Kazımpaşa’dan geçip, Akmeşe yolundan İzmit’e inin. Oralarda Sapanca gölünden tarafa bakarsanız, toprağın Sapanca Gölü’ne doğru dalgalar halinde uzandığını görürsünüz. Milyarlarca yıl, dağları yontmuş, topraklaştırmış!

          40 Yıldır biliriz; uluslar arası E.5 Karayolu Sapanca Gölü’nün kuzeyinden geçirilirken, bin bir heyelan tehlikesi yaşandı…Yol yapıldı, ama O kaymalar hep yaşandı... Hem de servetler harcanarak yapılan onca istinatlara rağmen!

          Adapazarı’na gelen su hatları bu toprak kaymaları-heyelanlar-nedeniyle parçalandı. Servetler boşa gitti; şehrin insanları günlerce susuzluktan kıvrandı.

          Sapanca Gölü’nün çökmelerle nasıl oluştuğunu anlar mıyız ? Karşı kıyıda, Sapanca da, özellikle de Hacımercan’da bu dağ kaymaları, çökmeler gözle görülür. Orada topraklar, tenis kortu toprağı gibi, granül halindedir.

         Ve; son 8-10 yılda Hacımercan’dan, Maşukiye’ye kadar; dev ormanların yerini villalardan oluşan taşlaşmalar aldı…Para geleceğimizi de yok ediyor…

          D.100’den Şehre Açılan 3. Kapı denilen yoldan girin; Tunatan Kavşağı’na gelmeden 300-400 metre önce soldaki tepelere bakın…Metrelerce traşlanmış tepelerin altına koca koca binalar yapılmış. Allah büyük yağmurlardan korusun.

          Aynı umursamazlık Sapanca tepelerinde de gırla gidiyor. Granül gibi yamaçlar tıraşlanıp, altına çok katlı binalar yapılır mı ? O Binaların arkasındaki 8-10 metrelik istinat duvarları insanı nasıl ürkütmez ?

          “ Serdivan’da üniversiteye giden yol çöktü!” haberi bana hiç sürpriz olmaz : -) Bakın; Tunatan’dan SAÜ’ye açılan yeni yol! Orada yol, Sapanca Gölü’ne bakan yamaç tıraşlanarak; tıraşlanan toprak da yamaca yayılarak genişletildi. Üstüne de asfaltı döktük : -) O yol çökerse, sürpriz olur mu ?

          Korucuk Hastanesi yapılırken çok gittim. Salı günü de oradaydım. Hemen doğu yanı geniş bir vadidir. O vadi, inşaat hafriyatı o tarafa yığılarak  dolduruldu. Bugün SAÜ Tıp Fakültesi’ne inen bir yol da oradan iniyor…Gidin bakın, birkaç yıl önce yapılan o yol bile kaç kez kaymış, kaç kez yamalanmış!

          Sakarya’da, bunları yazmak arı kovanına çomak sokmak gibidir. Ama, bir

tek İnsan burnu kanamadan; DOĞRU YÖNETİLİRSEK bizden mutlusu yoktur.