Salı sabahı yollardaydım. İlk durak yeni yapılan Sapanca Devlet Hastanesi oldu…Çok olağan, yeni işleyiş sancılı… Ama, hastane dört dörtlük ve tertemiz. Merkeze taşınmış eski hastane de her şeye karşın, işleyiş fena değildi…

         Ama, yeni hastane nefis…Tabii, siyasi zaaflarımız hala zirvede…Yeni ve modern Sapanca Hastanesi açılmazdan en az 1 yıl önce, orayı yakışır bir işleyişe sokacak Sağlık Kadro sayısı bellidir…

           Sapanca’da, gördüğüm kadarıyla; nefis bir hastane açılmış, ama sağlık kadrosu çok eksik gibi…Hastane yarı kapasite ile bile işleyişe geçememiş gibi. Hadi, bekleyelim 3 ay sonra, 6 ay sonra ne olacak, izleyelim : -)

           Korucuk Tıp Fakültesi’ne gitmezden önce, Adapazarı’na 500 Yataklı Tıp Fak. Hastanesi’ne geçtim. Üst katlara kadar gezdim; nefis…DEEE; Koskoca bahçe, hastane koridorları, her yer derdine çare arayan Sakaryalı hastalarla dolu.

           AK Parti ve artık TBMM’den eve dönen ( ? ) eski milletvekilleri şimdi, “Adapazarı’ndaki O koskoca çağdaş hastanenin Tıp Kadrosu ne kadar ? Neden Son 5 yıldır ( ! ) Parti İktidar ve Sizler de İktidar Milletvekili iken Sakarya’da O kadrolara görevli alamadınız ?.. Sakarya Tıp Dünyası’na niye çağdaş çalışma, yaşama olanağı sunamıyor ? Akademisyenine de, Uzmanına da, pratisyenine de!

          Bu soruyu, 10 yıldır, modern Korucuk ve Karaman hastanelerinde de Tıp Kadrosu zaaflarını gidermeyen Seçilmiş Yönetenlere sormak boyun borcum!

          En büyük ayıbımız ise hiç kuşkusuz Korucuk Tıp Fakültesi Okulları’dır…

          2007 Yılında, “ Sakarya Tıp Fakültesi’ni kurduk !..” diye böbürlenen O günün seçilmişleri, bugün Sakarya Yerel Medyası’nı alıp oraya gidebilir mi ?..

          Düşünün, SAÜ Rektörü Sayın Mehmet Durman da, siyasetin vaatlerini  öylesi inanılır bulmuştu. Yerel Medya’ya, Kırkpınar Kurtköy Deresi kenarındaki tesislerde, rüya gibi bir Tıp Fakültesi Projesi sunmuştu…

          İlk etapta 3 büyük bina yapılacaktı… Morfoloji binasının temeli atılmış; gerisi hızla devam edecekti : -) Siyaset seçim öncesi cepten, “ Bu yıl SAÜ Tıp Fakültesi’ne öğrenci alınacak !.. İlk yıl Kocaeli Tıp’ta okuyacaklar, gelecek yıl burada kendi okullarında okuyacaklar !” tavşanını çıkarıverdi…

          Olmayan Tıp Fakültesi’ne Öğrenci Alımı tamamen siyasi, AK Parti’nin sözüdür. SAÜ bütçeleri ile asla O Siyasi Tavşan Okul yapılamazdı…

         AK Parti İl Yönetimi’ne, Muhalefet Partilerine, Büyükşehir Belediyemize ve TBMM’ye giden Yeni Milletvekillerimize; bugün ki tabloyu utanarak sunuyorum:

           SAÜ Korucuk Tıp Fakültesi’ne hemen şimdi gidelim…O Okul bu İl’e boyun borcumuz. Büyükşehir 40 dönümden fazla arazi bağışladı. 3 Bina olmadan, O okulda Tıp Eğitimi olmaz…Tek, kuru, taş bina Morfoloji var…

     Koca araziye tek bir ağaç, bir çiçek, tek bir öğrenci mekanı dikmemişiz!.Ne kadar köpek varsa, benim inerken ürktüğüm O Okul Yolu ayıbımızda geziyor.. O koca arazide otlayan 8 inek ve Büyükşehir’in verdiği 8-10 bank var...

          Tıp için 3 Bina şart! Tek Bina Morfoloji…İnanılması zor, Morfoloji’nin ön yüzünde boyalar, sıvalar bile şimdiden dökülmeye başlamış… Bakalım AK Parti’nin Yeni ve Eski Seçilmişleri gider mi, ne derler, ne yaparlar ?

          Morfoloji binasından çıktım…Çok dik ve uzun yokuştan okula doğru bir hanım iniyor. Okul tatil; ben de hekim sandım… Utandım O’na soramadım, önümdeki beyefendiye, “ Bayan, hekim mi ?” diye sordum. O da gülerek,” Yok öğrenci !” dedi…

           O dünyalar güzeli, gencecik Tıp Öğrencisi kızımızdan utandım!.. O Yol, O arazi ve O Okul : -)

       Orası öylesi ilkel; Sakarya’da hastaneler de çağdaş eğitimli hekimler bekler!           

 

 

                         SATSO’DAN, BİRİNCİ OSB’YE GEÇTİM !..

 

         SATSO desteği ile çıkarılan, “ Ada’dan Pazar’a “ kitabını yerel basında okuyunca; SATSO’ya uğramak kaçınılmazdı… Resül Narin’in kitabını aldım… O gecemi de O kitap yedi tabii…

         “ Sakarya’nın Belleği yok !” dediğim zaman birileri hoplar. Vilayetin, kamunu arşivini bile tartışırım… O belleğin, Bursa örneğini de bilen, Vali Nuri Okuyan tarafından kurulması girişimi de güdük kaldı; olmadı, oldurulmadı…

          SATSO’nun, dergilerinde ve yayınlarında Kent Tarihi’ne verdiği özel ve çok önemli katkıları saygıyla karşılıyorum… Ada’dan Pazar’a kitabı da öyle…

          Ama, benim değil, SAÜ’de konuya duyarlı akademisyenlerin bu kitabı okuyup, bildikleri kimi doğruları iletmesi kuşkusuz daha doğru olacaktır…

          Ada’dan Pazara’da, Gece 01.30’ye kadar rastladığım tek kuşkulu tarihsel olay; Adapazarı Garı’na ilk Tren’in geldiği tarih oldu…Sayfa 24’de 1899 denmiş. Sayfa 54’da 1901…Sayfa 55’de İngiliz The Times gazetesi arşivinden galiba en doğru alıntılar bulunmuş ve 3 Haziran 1980 denmiş…

          Tarihçi Enver Konukçu hocamız bu tarihi çok daha da ayrıntılı doğrular… 

          Kitapta, Eski Adapazarı’nın, hiç görmediklerimiz yanında, nefis eski-yeni  fotoğraflar var… Kitaplığımda yerini aldı; teşekkürler… Böylesi yayınları sevgi, saygıyla izler, saklarım… Gönderenlere de saygıda kusur etmem…

           SATSO’dan, inanılmaz bir yaz yağmuru altında 1.OSB’ye geçtim:..

Sakarya Üniversitesi ile Birinci Organize Sanayi Bölgesi benim için En Büyük Kent Markaları’dır… En Büyük Kent Markası Sakaryaspor’u da bir gün yazarız.               

          1.OSB’de gurur duyduğum Doğma Büyüme Has Sakaryalı Firmalar var… Ne zaman gelecekten endişelensem, 1. OSB’ye gider, Onlarla ruhumu, endişelerimi arındırırım…

         Ömürlerini adayarak, bugünlere getirdikleri fabrikalarında hala aynı enerji ile çalışanları yıllardır tanırsınız. Her geçen gün daha gelişip, büyümeleri tüm şehrin ve ülkenin geleceği için mutluluk ışığıdır…

         1.OSB’ye girdim; arabanın hızını iyice düşürdüm…Çünkü, her şeyi içimde iyice sindirmek istedim… Seçilmiş Yönetenlerin yarım bıraktığı Tıp Fakültesi’nden sonra, Birinci OSB’de sanki yeniden hayata döndüm…

          Aile dostlarıma uğradığım, artık “ Her şey daha güzel olacak !.. Yarının kuşakları çok daha güzel bir Sakarya’da yaşayacak !” şarkısını söyleyebilirim…

          Bize bahşedilmiş harika bir doğamız var; Şükür’ü bilen herkes bahşedileni  geleceğe de aynı zenginlikte, hatta daha da fazlasıyla taşımalıdır…