Ter içerisinde uyandı. Camdan içeri sokak lambasının ışığı giriyordu. Sabah olmadığını anlamıştı. Saatine baktı daha kalkmasına üç dört saat vardı. Tekrar yatağa bıraktı kendini. Gözü açık bir şekilde karanlığı izlerken gördüğü rüyayı düşünüyor bütün detaylarıyla hatırlamaya çalışıyordu. Tekrar uykuya daldı. Bu sefer de alarmının sesiyle gözlerini açtı. Camdan içeri gün ışığı girmiyordu. Saatine baktığında ise artık kalkma vakti gelmişti.
Camdan baktığında hava karanlık, sokak lambaları hala yanıyordu, bu duruma bir anlam veremedi. Bir şeyler atıştırmak için mutfağa gittiğinde, mutfakta bulunan ufak televizyonu açtı. Kanallarda canlı yayında havanın aydınlanmaması hakkında haberlere rastladı. .
Dışarıya çıktı, her gün yürüdüğü yoldan değil de farklı bir yoldan yürümeyi seçti. Sanki gece işe gidiyor gibi hissetti. İş yerine vardığında herkes oradaydı ve bu durumu tartışıyordu. Herkes ortaya bir komplo teorisi atarken, kimi küresel ısınmanın etkileri diyor, kimi ise uzaylı istilasından bahsediyordu. Masasına oturup internette yazılanları okudu. Orada da durum çok farklı değildi. Her kafadan bir ses çıkıyordu. İnsanların ne kadar birbirinden farklı olduğunu bugün tekrar anladı. Birinin bir söylediği diğerinin söylediğiyle tutmuyordu. Dünden kalan işlerini yaparken, çalışma arkadaşları onu toplantı odasına çağırdı.
Toplantı odasına gittiğinde bütün herkes oradaydı. Büyük televizyonda NASA konu ile ilgili açıklama yapıyordu. Güneşte büyük bir patlama olduğunu ve bu patlamadan dolayı dünyanın karanlıkta kaldığını tespit ettiklerini söylüyorlardı. Açıklama esnasında çıt çıkmayan oda da bir anda büyük bir uğultu duyulmaya başladı. Herkes yüksek sesle birbirlerine konu hakkındaki görüşlerini söylüyordu.
Odadan çıkıp, masasına oturdu ve yarım kalan işlerini bitirdi. Sonrasında da iş yerinden çıktı. Öğle vakti sokak lambalarının aydınlattığı yolda, biraz yürüdü. Sonrasında da evinin yolunu tuttu. Evine doğru gittiği yolda, birkaç suça tanık oldu ama yapacak bir şeyi olmadığını düşündüğünden olaylara hiç karışmadı. Karanlık olduğundan dolayı insanların iç yüzünün ortaya çıktığını düşündü. Çünkü her zor zamanda veya karanlık durumlarda insanın gerçek kişiliğinin ortaya çıktığına inanıyordu. Bu karanlık, insanların iç yüzünün ortaya çıkması için mükemmel bir fırsattı.
Eve gelip televizyonu açtığında herkes bu olayı konuşuyor, dünya ekonomisinde büyük dalgalanmalar oluyordu. Ülkelerin enerji bakanları kanal kanal dolaşıp açıklama yapıyordu. Vakit akşamüstüydü ve hâlâ sokak lambaları yanıyordu. Karanlığı da sevdiğini bu olay sayesinde fark etti. Bir ara keşke hep böyle olsa diye düşünse de sonra vazgeçti.
Televizyonda uzmanlar, bilim adamları bu olay hakkında görüşlerini, fikirlerini anlatıyorlardı. Onlarda bile bir doğru yoktu. Birinin dediğini öteki onaylamıyordu. İnsanlar krizleri yönetemediklerini umarım anlamışlardır diye düşündü. Televizyonda konuşmalar devam ederken koltukta uyuya kaldı.
Sabah alarmı çaldı. Gözlerini açtığında güneş ışığı odanın tavanına vuruyordu. Kalktı camın kenarına geldi ve perdeyi araladığında, her şeyin eskiye yani alıştığı düzene döndüğünü gördü. İnsanlar işlerine gidiyorlar, etrafta geziyorlar, birbirlerine iltifat edip, sahte gülücükler atıyorlardı. Kısacası hayat devam ediyordu. Hiçbir şey olmamış gibi…