Şu anda bu şehirde yaşayan hiç birimiz yokken; bu şehirde Tarihi Çark Mesire vardı. Cumhuriyet’ten de önce vardı…

    Çark Mesire bu şehrin yaşayan en köklü Kent Karakterlerinden birisidir.

    Uzun Çarşı da öyle. Kim ne kadar ellese bozsa da, Uzun Çarşı bütünlüğü ve Özgün Taş Yapı Mekanlarıyla Kent Karakteridir!

   Şehri Yönetmeye “ Seçilmişler !”; Özgün Kent Karakterlerini; sokak, cadde, mekan, mahalle, ibadethane, sosyal ihtiyaç eserlerini yok ederse büyük hatadır.

   Temizleme, restore etme, bir proje içinde ihya etme olur. Ammaa, Şehrin O Tarihi Karakterini yaşayan-bilen varsa; Onlar dinlenir, onların da görüşü alınır.  

                                                                *** 

    Çark Mesire’de, Şehrin Yaşayan Ustaları hala oradaki mekanlarda şehrin hayatını her yönüyle paylaşmaya devam ediyor.

     Gidin, Çark Mesire ve orada hala şehre hizmet veren O mekanlar bir şehir tarihi için ne demek, Onlardan dinleyin! Projeyi de Onlarla her adımda görüşün!

     Şehirle ve SAÜ Sakarya Araştırmaları Bölümü ile de proje zaten paylaşılır.

    SAÜ Tarih Bölümü hocamız Prof. Dr. Enis Şahin’in, “ Kronolojik Adapazarı Tarihi 1923-2004” isimli kitabını dün işte bu nedenlerle köşeme almıştım.

                                                                    ***

    Deprem Sonrası Kuşağı, şehirde olan biten Kent Karakteri Kazımaları’nın pek farkında değil. Bunlar olur, hayatın bize yaşattığı doğal bir süreç.

     Bizim kuşaklarımız, Siyasi Ayrımsız, Bilinen Kent Karakteri için duyarlı olmaya çalışıyor…Bilinmeden, nelerin yok edildiğini göstermeye çalışıyor:

    Uluslar arası yollardan, “ Adapazarı !” ismi kazınır mı? Adapazarı Garı? İzmit Caddesi, İstasyon Caddesi, “ Atatürk Stadı!”; O isimler hayatımızdan kazınır mı?

    Doğup büyüdüğüm sokağın ismi Refik Sokak’tı, Serap yapıldı, O bile yok; bilmem kaç numara var. Mezun olduğum Okul, Adapazarı Lisesi Yok!

    Enis Hocanın kitabındaki 42 şehir fotoğrafı ibretlik, şehirde işlenen Mekan ve Konak Cinayetleri gibi. Restore edilmiş halleri bile!

     Çark Mesire, ÇARK’ı ve mekanlarıyla birlikte, Millet Bahçesi Projesi içinde bir Kent Tarihi Pırlantası gibi yer alacaksa; Proje, Çark’ı yaşamışlarla da paylaşılmalı.

                          

                        “ NERDE ÇOKLUK, ORDA .OKLUK !” DÜNYASI !

   Dünya nüfusu 8-9 milyara gidiyor! Sakaryalı zor zamanlara hazır mı? Ülke ve Şehrim zor günler için de güvenine, huzuruna hazır olmalı.

     Gelişmiş, az gelişmiş, gelişmemiş; tüm ülkeler sanki,” Hangi ülkeye saldırsam da şu servetlerin, enerji kaynaklarının üzerine otursam?” hesabında.

    Her gün bir ülke, başka ülkelere füze tehditleri yapıyor. Yüzlerce trilyonluk silah anlaşmaları ve Savunma Füze Rampaları için savaş çığlıkları kopuyor.

                                                               ***

   Hiç kuşkusuz bizim derdimiz ülkemizin huzur ve güvenliği. Ama, kimse pek öyle tedirgin gibi de değil. Tamam, panik hata yaptırır da, hazırlıklı mıyız?

    “ Gazetemiz Bizim Sakarya’nın Soru Yağmuru kahvaltılarında öğrenci gibiyim.” sözümü okurlar doğru yere koymalı. Siz de birbirinizle sürekli konuşun!

     “ Şehirde Deprem Toplanma Alanı var mı?” sorusunun cevabını Soru Yağmuru’nda öğrendim! Deprem Toplanma Alanları var mı bilmiyordum.

    Deprem Toplanma Alan Haritaları ilkokullarda bile var olmalı.

    Şehirde hiç Sığınak var mı? Ortadoğu’da yıllardır ne acı savaşlar yaşandı. Allah göstermesin de, hazırlıklı olmak şart! Sığınaklarımız var mı? Bilen var mı?

   Deprem Toplanma Alanı da, Sığınak da olmalı, bilinmeli! Dahası da çok!

                                                               ***

   Türkiye en kısa zamanda Gıda İthal Eden Ülke konumundan çıkmalı. Nüfusunu  iyi kontrole almalı. Sığınmacılar da sanki sadece çocuk yapmaya çalışır gibi?

   Başımız bir ülke ile derde düşerse, önce gıda sıkıntısından çekeceğimiz açık. Kendine yeten ülkenin Gıda ithali stratejik hata. Tarımı ihya etmeye mecburuz.

    Bu, sadece tarım arazilerini korumak anlamı da içermiyor. Teşviklerin ürün üreticisine; toprakla, hayvanla uğraşana verilmesi şart. Köy, Köylü hayattır!    

     Su kaynaklarımız da bir mücevher gibi korunmalı. Bence böyle bir planımız da yok. Eski memur olduğumu sıkça yazarım; Var, denilir, ama kağıt üstündedir.

    Sözümü söyledim; açın gazeteleri, tv.leri, dünya barut fıçısı gibi. Silah satan şantajcı ülkeler her yerde cirit atıyor. Önce Saldırı silahı, sonra da savunma!

     Ülkem Halkı…Sınırları açanlar kimleri kimleri aramıza soktu, hiç haberim yok!