CHP Sakarya, Pazar günkü seçimlere, Gar Meydanı’nda yapacağı, “ GAR’ı da, TRENİ de geri istiyoruz!” gibi, doğru ve hepimizi ilgilendiren bir finalle gidiyor.

“ Demiryolu yer altına alınsın!” Yok,” Gar’a viyadüklerle yukarıdan gelsin!” gibi fantezi projelerle halk da uyutulmasın. ADARAY yanlıştı, ama harika bir örnekti.

ADARAY her gün onca sefer yaptı. Ulaşımı hiçte zorlamadı bile. ADARAY hemen 1 yıldır yok. Ulaşım 1 gram kolaylaştı mı? ADARAY yok, trafik daha beter oldu : -)

**

Orta gelirli aileyim, arabam da var. İst.Haydarpaşa’ya eskisi gibi Atatürk Bulvarı’ndan trenle gidebilsem, İstanbul’a arabayla adım atmam. Eşimle 20 Tl.ye gider, 20 tl.ye dönerim. Küçük 2 çocuğu olan da aynı parayla gider gelir.

ADA TRENİ yok; TEM’e her gün Adapazarı’na giren çıkan otobüsler yüktür!

Şehirlerarası Çağdaş Toplu Taşıma, Hızlı Tren’dir; Eksprestir. Şehir içinde de, Metro veya Hafif Raylı Sistem-Tramvay’dır. Bu ulaşımlar için, Adapazarı ülkenin en uygun şehridir. Projeleri bile yok!

**

AK Parti, ülkede en çok dar gelirli kenar mahallelerden ve kırsal kesimden oy alır. Şu kesindir ki, Trene-Tramvaya en çok ihtiyacı olan kesimler de onlardır.

AKP Partiye oy veren insanların bile bu akşam 21.00’de Gar Meydanı’nda olması gerekir. Parti ayırma; O Treni ve Tramvayı siyasilere başka türlü yaptıramayız!

AK Parti de olsa, sen zorlamazsan yapmayacak! En çok Senin kullanacağını da bilir, ama yapmaz! Çünkü, dar gelirli halkın ihtiyacı İktidarın umuru değildir.

İktidarın umuru, oy ve sadece kendi istediklerinin yapılması, siyasi çıkarlarıdır. Oysa, en büyük siyasi çıkar geniş kitlelerin kolay, rahat, huzurlu yaşamasıdır.

TRENE DE, TRAMVAYA DA MAHKUM DEĞİLİM;

AMA, TREN VE TRAMVAY TEK TERCİHİMDİR.

Biz halk olarak, birisi yapmadan, ortaya çıkanın faydasını gözümüzle görmeden kolay inanmayız. Özellikle köylümüz bunu tüm hayatıyla bilir.

Birisi tarlasına kavak diker, hepimiz mısır varken niye kavak dikti diye alay ederiz. Kavak diken, o kadar da emek harcamadan, 8-10 yıl sonra baba para kazanınca, köylü dağları taşları kavak yapar.

Devir değişir; birisi ayva veya şeftali, kiraz yapar. Aynı şeyler yaşanır. Ama, yine bunu yapan baba para kazanırsa, bu sefer dağlar taşlar ayva, şeftali, kiraz olur!

**

Tren-Tramvay da aynen böyle olmalı. Sakaryalı, İzmit’e gidip Tramvayı da, Yüksek Hızlı Treni de, Ada Ekspresi’ni de orada görmeli.

İzmit’te, şehrin ta içinden bir uçtan bir uca geçen Tramvay var. O Tramvaya da, incisi dökülecek kaç varlıklı genç-yaşlı, kadın-erkek biniyor, gidin görün?

İzmit’te, dar gelirli halk biniyor O Tramvaya : -). İzmit Tramvayı, birkaç yıl sonra Sabiha Gökçen Havaalanı’na kadar uzatılacak; ben de Sakarya’da çatlayacağım!

**

Siyasetin, “ Ayağa kalk Sakarya!” palavrasını yemeyelim artık. Yarın akşam saat 21.00’de Gar Meydanında ol. Bak, hem de neler iste:

AK Parti’nin en birikimli milletvekilleriyle bile, halkın önünde, Yüksek Hızlı Treni de; Adapazarı-Haydarpaşa Trenini de tartışırım. Asla tek cevapları da olamaz!

AK Parti’ye oy veren Sakaryalılar! YHT Sakarya’yı yıktı geçti; Bizi de demiryolu hizmetlerinden mahrum etti. İzmit’te ise, Tüm Hızlı Trenler gidiş-dönüşte durur.

İzmit ihya oldu. Sakarya yıkıldı…2-3 Yıl içinde daha da beter olacağız; Arifiye Yok çünkü. YHT Sapanca’dan geçecek…

İzmit, 2018 sonu, Adapazarı Ekspresi ile Haydarpaşa’da vapur iskelesine inecek!

HİÇ BİR SİYASET, SAĞLIK ÇALIŞANLARINA VE

POLİSE SALDIRANLARA ARKA ÇIKMASIN !

Hiç, ama hiçbir siyasi parti ve siyasetçi yazı başlığıma ve yazıma,“ Ama, fakat, keşke !” gibi lafların arkasına sığınarak kendisini sıyıracak çıkış yolu aramasın!

Pamukova’daki saldırı, ne bir ilktir, ne de son olacaktır. Göreceksiniz, siyaset zaten işin içine daha O gün işin içine palas pandıras girmiştir.

Siyaset, siyaset ise:” Kardeşim bu polisin, savcının ve Adaletin işi. Biz polisin ve Savcının, Hakimin işine karışamayız!, desin, çekilsin kenara, bakın neler oluyor?

**

Hayır, bakın, Tabip Odaları da, İl’in Kamu Yönetenleri de, alışılagelmiş,“ Bu elim saldırıyı kınıyoruz. Arkadaşlarımızın arkasındayız!” demeçleri verecek; geçiniz.

Arkasında Dayısı, Kankası olmayan kimse böylesi saldırganlığa cesaret edemez. Çünkü, arkası olan bu ülkede en büyük pisliğe bulaşmaktan bile utanmıyor.

Ki; tüm Pisliklerin arkasında durabilen O Güçler; yaptıklarının tüm ülkenin huzurunu, güvenliğini bozduğunu görmedikçe uçuruma gidiş de durmayacak.

Hastanede hekime, sağlıkçılara saldırı asla küçük bir kabahat değil. Yetmedi; yahu, arkasında dayısı olmayan hangi Babayiğit Devletin Polisine saldırabilir?

Suçu işleyen polis ise, onun da arkasında durulmasın; ama bu işler artık başka.

Özellikle, küçük şehirlerde ve ilçelerde; Hekim de, Polis de Oralı ( Yerli ) değil, yabancıdır. Saldıran ise Oralı ve Arkalıklı-Dayılıdır. Kamu susturulur!

SİYASET; karanlık ve Suç olan hiçbir şeyin Arkası-Dayısı olmasın! Başka, Karanlık Güçler de O İşlerin Arkası olmasın, olamasın!

Çünkü; herkes sahip olduğu gücü adam gibi Yönetemiyor! Bu yüzden de, ne hastaneler, ne de güvenlik güçleri ülkede mesleklerini gereği gibi yapamıyor.

Medyaya, kamuoyuna duyurmak iyi bir çözüm (?) olabilir. Ama, asıl çözüm sonucu en doğru haliyle duyurmak, izlemek ve mutlaka doğru bitirmektir.