Sakarya bir şehidini daha kalbine gömdü.
El Bab’ta Rus uçaklarının vurduğu yerde şehit oldu bizim Ömer.
Henüz daha 23 yaşında idi.
Memleket evlatlarından birini daha acı bir şekilde kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık, yandık, kavrulduk.
Bizim 23 yaşındaki Ömer’i önceki gün on binler uğurladı, ebediyete..
Bizim Suriye’de çok işimiz var. Memleketin güvenliği için Türk askeri nerede olması gerekiyorsa orada olmalıdır.
Şehidin acısı yürekleri kor kor yakarken, 23 yaşındaki Ömerler toprağa düşerken; bu memlekette eli silah tutan mültecileri aylak aylak gezdiğini gördükçe artık vicdanlarda kanamaya başladı.
16-45 yaş arasında TSK’nın askeri personel sayısı kadar olan 800 bine yakın mültecinin memlekette gezerek yatması artık bu milletin vicdanına yara yapmaya başladı.
Yaşlı, çocuk ve kadınları bu durumun dışında tutuyorum.
Allah kimseyi vatansız bırakmasın ama bu mantıkla zaten nasıl vatan sahibi olmuşlar anlamak mümkün değil.
Memleketi ateş çemberine dönmüş; karınca misali su taşıyacağına sahillerde, parklarda, saç imajı peşinde.
Bizim Kaynarcalı Ömer toprağa verildi.
Onlar parfüm seçerken, bizim Ömer’in anacığı oğlunun eşyalarını kokluyor artık.
Annesi, babası ve kardeşleri yandı ki ne yandı. Ateş düştüğü yeri yakar.
Sakarya şehidine her zaman olduğu gibi sahip çıktı.
Sakaryalı şehidini sonsuzluğa dualarla uğurladı.
Şalvarlı lastik ayakkabılı teyzeler, işçi Mehmet, çifti Hüseyin hepsi oradaydı.
Devletin makamları oradaydı. Askeri erkan oradaydı.
Bürokratlar oradaydı, Ömer’in silah arkadaşları oradaydı.
Orada olmayan 10’u aşkın belediye başkanıydı.
Onlar partisinin Antalya’da düzenlenen istişare toplantısına katıldı.
Sakarya’nın seçilmiş 10 kadar ilçe belediye başkanı Ömer’i uğurlamaya gelmedi.
Onlar Antalya’da partisinin toplantısında bol bol fotoğraf çekilerek sosyal medyaya attı.
23 yaşında vatan görevi esnasında kahreden bir olay sonrası şehit düşen Ömer’i, bu şehrin seçilmişleri uğurlamadı.
Sosyal medyadan taziyeler yayımladılar.
O hesapların birçoğu da zaten danışmanların elinde.
Ömer uğurlanıp, Antalya’ya gidilemez miydi?
Sakarya orada iken kentin seçilmişleri orada olamaz mıydı?
İstişare toplantısı için bir gün önceden şehit evine gitmekle olur mu bu işler!
Uğurlamaya katılıp geç katılsa ne kaçırabilirdi ki; istişare toplantısında!
Daha çok soru var, daha çok yazacak şey var!
Doğru’ya doğru demek bile bazen cesaret işi oldu.
Kahroluyoruz, yanıyoruz.
Şehitlerimiz için öfkeliyiz.
Şehit ailesine sabırlar, şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum.
Üzüntülüyüz, hakkını helal et bize Ömer Akkuş.