Sevgili okurlar,
Bir yanda siyasi gelişmeler, bir yanda, günlük yaşam içinde öne çıkan haberler, maşallah, gündem çok yoğun!
Birini konuşmadan, diğer gelişmeler, üst, üste geliyor!..
CHP( Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı Özgür Özel'in, AK Parti (Adalet ve Kalkınma Partisi) Genel Başkanı sıfatı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluşmasından sonra, sözü edilen, "siyasetteki bu yumuşama" bakalım gerçekleşecek mi?
Evet, "bu buluşma en azından, siyasi yaşamda bir adım olarak" değerlendirildi..
İnşallah, arkası gelir!..
"Arkası gelir" dedik ya, bu defa "Cumhur İttifakı" ortağı MHP(Milliyetçi Hareket Partisi) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, bir araya gelmesi, güne damga vurdu..
Gazeteciler hazır, kameralar hazır, ışıklar yandı, mikrofonlar kayıtta..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kapı önünde konuğunu bekliyor..
Nihayet, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e döndü objektifler..
Eller uzandı, gazetecilere pozlar verildi ve kapalı kapı ardına geçti, iki lider..
Ya, yanındakiler?
Onlar, kapı dışında kaldı?
Niye ki?
Orasını bilemem?
İNŞALLAH, MAŞALLAH!
"İnşallah, maşallah" diyoruz ya?
Bu görüşmeden de belli, bir "yumuşama" beklentisi, ülkenin her yanına yayıldı..
Artık, "insanımız bıktı, bu kör dövüş siyasi" tartışmalardan..
Son seçimlerde vatandaşımız, "bir uzlaşı mesajı da" verdi..
Öyleyse, "siyasetin artık kendisine bir çeki-düzen vermesi" gerekiyor..
En azından, "sandıktan böyle bir sonuç, böyle bir mesaj" çıktı..
YANLIŞLARIN DÜZELTİLMESİ?
Şimdi mi?
Şimdi, "yanlışların düzeltilmesi" zamanı!
Vatandaşımız, "artık anayasa kararlarının çiğnenmesini" istemiyor..
Bilakis, "siyasilerin, yargı kararlarına uymasını, uzlaşmasını, adil, eşit, hak, hukuk temelinde", hareket etmesini bekliyor..
"Biz seçildik, her şeyi yaparız" noktasında, hareket edilmesine, vatandaşımız hepten karşı..
İşte yapılan seçimlerden sonra, "el değiştiren belediyelerdeki lüksü, ihtişamı, israfı, saltanatı, borçlanmayı öğrenen vatandaşlarımızın, artık siyasilere güveni de", sorgulanır oldu..
O halde, "seçimlerin sonucunu iyi anlamak, iyi okumak, mesajı tam almak" gerekir..
Buradan, "Sakarya ölçeğine gelecek olursak, neler mi" görürüz?
Neler, görmedik ki?
17-0 BEKLENTİSİ?
En azından AK Parti," Sakarya'da 17-0 beklentisi içinde" değil miydi?
Peki, ne oldu?
"AK Parti Sakarya'da, hem oy kaybetti, hem de yedi ilçe de başkanlıkları" kaptırdı..
Bu sonucun, yansımaları sürüyor..
AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak Ali İhsan Yavuz, "sorumlu olarak, topun ağzına" kondu!
Niye ki, değil mi?
21 Yıldır iktidarda olan ve halen iktidarını sürdüren AK Parti'nin, "bu yenilgisini, sadece Sakarya milletvekili ve AK Parti Teşkilatlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'a yıkmak", haksızlık olur!?
Sorumluluk, parti ve uygulamalar genelinde top yek ündür..
Sorumluluk, baştan aşağıdır!
İSTİŞAREDE YARAR VAR!
Bizim Sakarya Gazetesi haberine bir göz atalım mı?
"AK Parti Sakarya İl İstişare ve Değerlendirme Toplantısına, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un yanı sıra, İl Başkanı Yunus Tever, AK Parti Sakarya Milletvekilleri; Lütfi Bayraktar, Ali İnci, Ertuğrul Kocacık, Murat Kaya ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar katıldı."
Mutlaka, bu toplantı da partinin yerel seçimlerde aldığı sonuçlar kadar, "Sakarya'daki başarısızlık ta" konuşulmuştur..
BAŞARISIZLIK KİME YAZILACAK?
"Sakarya'daki başarısızlığı", Türkiye genelinden soyutlamak, mümkün değildir..
İstişarede, yarar vardır..
Sakarya için, Sakaryalılar için istişareler sürmeli, insanımıza hizmet getirilmelidir..
Bu işin, "laga-lukası" yoktur!..
Bilhassa, "kaybedilen belediyelere özel ilgi gösterilmeli, bu yörelere hizmet götürülmeli, kesinlikle projelerin hayata geçirilmesi" aksatılmamalıdır..
Halkımız, "bu topal ördek" tanımını da, uygulamasını da silip süpürmüştür..
Ders almak, gerekir!
HANİ BORCUMUZ YOKTU?
Bakınız, Sakarya'da AK Parti'nin kaybettiği belideyelerden biri olan Ferizli'de, yeni Başkan Mehmet Ata, yine Bizim Sakarya Gazetesi'nde yer alan şu açıklamayı, kamuoyu ile paylaştı.
Başkan Mehmet Ata “Ben belediyeciliği içine girince daha iyi öğrendim. Baştan sayın başkan propagandalarda şu kadar paramız var, borcumuz yok gibi şeyler söyledi, biz içeri girince neyin ne olduğunu daha iyi gördük.
Hesapları inceleme fırsatımız oldu, başkan belediyenin borcu yok, hatta kasada 6-7 milyon gibi bir para olduğunu söyledi. Basına açıklamadık, belediyenin kasasında para yok. Girdiğimizde, 125 bin TL parası vardı. Belediyenin yaklaşık 34 milyon da borcu var.
İFTARA 550 BİN KAYME?
Tabi bunlar ödenmeyecek borçlar değil,
iller bankasına borç var, vergi dairesine var, çok ödenmeyecek bir borcu yok. Bizi tek üzen belediyenin kasasında, propaganda aracı olarak iftar yemeklerinin verilmesi oldu! O da, yaklaşık 550 bin TL gibi bir para.. Yani vatandaş kendi iftarını kendi yapmış oldu burada, Allah kabul etsin, bakacağız bundan sonra" dedi.
Neymiş efendim?
Takdir, elbette okurundur..
Bizim görevimiz, "olayları, gelişmeleri yorumlamak, bunlardan dersler çıkarılmasına öncülük etmek, gerçeklerin yansımasına", yardımcı olmaktır..
Bakalım, yarın nelere gebe?
Yusuf Cinal yazıyor, 8 Mayıs 2024