SATSO tarafından organize edilen ve geçtiğimiz hafta sonunda Antalya’da yapılan ‘Sakarya Ekonomi Zirvesi’nin sonucu beni hayal kırıklığına uğrattı. Aslında daha önce, Sakarya’yı böylesine ilgilendiren bir zirvenin, gidip Antalya’da yapılması da beni şaşırtmıştı. Belki ‘ciddi’ bir şey çıkar diye bekledik ama bence sonuç sıfır…

**  

Zirve’nin, ‘Sonuç Bildirgesini’ bekledik ama böyle bir bildirge yayınlanmadı. Sadece zirvenin organizasyonunu yapan SATSO’nun internet sitesinde, zirvede yapılan konuşmaların bir bölümü yayınlandı. Konuşmacılar, bilgi sahibi oldukları konuların etrafında dönmüş durmuş. Yeni hiç bir şey yok. Konuşmaların tamamı, konuşmacıların son yıllardaki konuşmalarının bir özetinden öteye gitmemiş. Açıklamaları okuyunca, zemine de pembe renk vermeye azami gayret gösterildiğini de görüyoruz.

**

Sadece Milletvekili Mustafa İsen’in konuşmasını, diğerlerinden ayırabilirim. Turizm ağırlıklı konuşan İsen adeta ‘itiraflarda’ bulunmuş. İsen diyor ki, ‘..Gerçekten dünyanın potansiyel imkânları en yüksek bölgelerinden birinde yaşıyoruz. Bunun farkına varmalıyız. Son yıllarda çok daha iyi kullanıyoruz. Ancak potansiyelin çok çok altındayız..’

**

‘..Sahip olduğumuz imkânları iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Sakarya’nın turizm potansiyelinin ne kadarını kullanıyoruz diye bir soruya cevap vermemiz gerekirse bu ancak yüzde 1’dir. Potansiyelin inanın yüzde 99’unu kullanamıyoruz. Müthiş bir doğal ve tarihi çeşitlilik, bitki çeşitliliği, termal alanlar, kış sporları açısından cazip alanlarımız var..’

**

Dünyanın potansiyeli en yüksek bölgelerinden birinde yaşıyoruz ama bunu kullanamıyoruz. Sakarya, turizm potansiyelinin sadece yüzde birini kullanıyor olması bir itiraftır. Ayrıca, AK Parti dün iktidara gelmedi ki. 13-14 yıldır iktidarda olmasına rağmen, Sakarya hala turizm potansiyelinin yüzde birini kullanıyorsa, bunun sorumlusu kimdir acaba?

**

Zirvede, Vali Hüseyin Avni Coş hemen hemen bildiğimiz konular da ‘nasıl daha iyi oluruz?’ anlamında, senkronize çalışma istek ve dileklerini iletmiş.  Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün ise nüfus ve göçlerle ilgili bir konuşmayı tercih ettiğini, bir iki de pot kırdığını görüyoruz. Mesela, Türkiye’nin, etrafı ateş çemberiyle çevrili bir istikrar adası olduğundan söz etmiş.

**

5 ayda sadece ve sadece Ankara’da 3 ayrı bombalama olayında 173 kişi öldü, 321 kişi, yaralandı ve bu insanların büyük kısma sakat kaldı. Üstün’ün tarif ettiği istikrar adasını şahsen pek anlayamadım. Üstün ayrıca, Sakarya’da 6 bin, Kilis’te ise Kilis’in nüfusu kadar göçmen olduğunu belirterek, ‘Kilis’e Nobel verilmeli’ demiş. Galiba bize de teneke madalya! Sonra, ‘Nitelikli göç’ demiş. ‘Bu konuda çalışma yapıyoruz’ diye devam etmiş. ‘Hem daha çok göçmen alalım’ diyor, hem de nitelikli göçten söz ediyor. Burayı da anlamadım!..

**

Zirvede Milletvekili Ali İhsan Yavuz, bin yataklı hastane için ciddi uğraş verdiklerini söylemiş. Bu bin yataklı hastane için tüm ilçelerin belediye başkanları, ‘Benim ilçemde yapılsın’ diye birbirine girmişti. Sonra, 2016 bütçesine alınmadığını öğrendiklerinde, bin yataklı hastaneyi dillerinden düşürmüşlerdi…

**

Şimdilik bu kadar… Yarın öbür gün Antalya’dan devam edebiliriz. Üç gün süren zirveyi bir günde harcamayalım!..

17 Mart 2016