Sevgili okurlar,
Zaman, zaman Sakarya’nın “Turizm potansiyali” hakkında görüş ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşarak, fikir jimnastiği yapılmasına katkı sunuyoruz..
Geçtiğimiz günlerde, sevgili gazeteci dostum Şaban Mergül’ün Sakarya TV adını verdiği görsel canlı yayınlarında, Karasulu iş insanları Muzaffer Tatlı, Mehmet Çatalbaş, Hasan Eminoğlu ve Ziraatci Hamdi Şenoğlu, Siyasetçi Haluk Abay ile birlikte Karasu ilçemizin, dününü, bugününü masaya yatırdık..
Öyle ya Karasu, “bir tarım, bir saniyi ve bir turizm ilçesi mi” bağlamında, “Sakarya’yı da sorgulamadık” değil..
Sevgili Muzaffer Tatlı’nın deyimi ile “ Aman beni bu işlere bulaştırma”, sıvaşması mazereti ile bu programa Karasu’dan canlı yayına katılan çıkmadı!?
Neden acaba?
Siyasi iktidardan, bu kadar da mı korkuluyor?
Kaybedecekleri neleri var ki?
Elin oğlu, alacağını almış, yapacağını yapmamış mı ki?
Aha BMC Fabrikası projeside dama atılmadı mı?!
MUZAFFER TATLI’DAN KARASU DEĞERLENDİRMESİ!
Tatlı devamla,” (1970 li) Gençlik yıllarında, yaz tatili için Karasu’ya giderken, uğramadan yapamadığı yol kıyısındaki “Hara Ayranı”, ve Karasu plajının muhteşem doğa harikası “Altın sarısı deniz kumunu” soran, oturumu yöneten Şaban Bey’e ; “Artık, ne o, marka olmuş ” Ayranımız”, ne de, avucunun içinden, kum saati gibi akan, altın sarısı kumun, kalmadığını, takribi 3 bin 600 dönüm tarımsal arazı üzerindeki tesisler, Sakarya’da kurulacak 2.üniversite için istenmesine rağmen, saygıdeğer (!?) AKEPE efendilerince, yıllık 850 bin lira karşılığında, 30 yıllığına Çekok A.Ş ye verilen “Hara” ve o muhteşem “Ayranı” yok olmuş, deniz kıyılarımız ise, Belediye ve(Uyanık) Halk işbirliğiyle betonlaşarak, sözde park ve dinlenme alanları kamuflajıyla yağmalanmış, bütün o güzellikler, geride, tatlı birer mazi olarak kalmıştı” görüş ve düşüncelerini bizimle üzüntü içinde paylaştı..
Üzüntü içinde elbet!
VAH KARASU, VAH!
-Bir Karasulu olarak, Karasu’yu görüp kahrolmamak mümkün mü?
-Toprakları siyaseten peşkeş çekilen,
-Demiryolu projesi askıya alınan,
-Mütevazi bir balıkçı barınağından ucube bir limana kavuşturulan,
-Altın gibi kumu yok edilen,
-Denize yakın alanları, mantar gibi yeni yapı beton anlayışına teslim edilen,
-İlçe yapılanması içinde, devletin resmi kurum ve kuruluşları oraya, buraya serpiştirilen,
-Denizin hayıflanması ve köpürmesine karşılık, sahil kıyısı taşlarla set örülen,
Ve gel sen bir Karasulu olarak hayıflanma bakalım!?
Evet, “gerçekten Karasu’yu, Sakarya’yı çarpık anlayışı, beceriksiz siyaseti, baskıyı, dayatmayı, ben yaptım olduyu”, çarpık zihniyeti konuşma bakalım!
Hangi aklı-selim anlayış, bu çarpık duruma, anlayışa sabır edebilir?
Vah Karasu, vah!
“Masmavi bir deniz,
Köpük, köpük dalgalar..
Terk etti,gitti bizi..
Karasu’da martılar!”
Elbette konuşulacak, yazılacak çok şey var..
Her hizmette, kendine bir pay çıkarsa da, Mehmet Çatalbaş ustanın dışında, Karasu’nun sorunlarını bilen kaç kişi var?
Sevgili okurlar,
Bu hafta ise Sakarya’nın bir başka farklı köşesi “Mümkünlü”yü gündeme aldık..
Sevgili Portre Yazarı Fahri Tuna’nın kadim dostu eski Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman ile sıkça konuştuğu, dillendirdiği “Sakin kent Taraklı’yı” konuştuk..
Bu sefer progra
mın konukları arasında, Tacerettin Özkaraman, Alaatin Yılmaz, Naim Nalbant, İzzettin Kömürcü, Özcan Yemiş, Dursun Bostancı ile Şaban Mergül ustanın moderatörlüğünde Taraklı’yı konuştuk..
Cumhuriyet döneminde il olan, Sakarya gibi ihmal edilen Taraklı’dan söz ettik!..
TARİHİ İLÇELERİMİZDEN BİRİ
1987 Yılında ilçe olan ve hala büyük eksikliklerini tamamlayamayan Taraklı’ya, hayat verenlerden biri olan eski Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman, “başkanlığı dönemindeki hizmetlere, Taraklı’nın tarihi dokusuna, turizm potansiyeli içinde yaşam kesitlerini, gündeme taşıyarak”, hoş bir sohbet yapılmasına katkı sundu..
Taraklı ile özleşmiş isimlerin, birbirinden ilginç değerlendirmeleri ve hoşgörü, tolerans ve daha da önemlisi “Sakin kent Taraklı’yı” öyle bir iki saatlik programda konuşmak, anlatmak mümkün mü?
“Yeşili, tarihi evleri, yolları, dağları, kirazı, vişnesi, uhut tatlısı, kağıt helvası, şimşir kaşıkları, farklı folklörü ile” Taraklı’yı anlatırken, inanın çokca siyaset içine dalmadık!
Bunda Taraklı’nın, Taraklıların büyük rolü vardı..
Zira, “bize siyaset konuşacak zemin” bırakmamışlardı ki?
Kapıları açık, anahtarı üzerinde, odunu ve ocağı ateş için hazır, Sakarya’nın doğal cenneti Taraklı’nın yaylaları, Karagölü’ü, Tuzla kalyonları, eşsiz bucaksız güzellikleri ile şimdi bir başka gelir kaynağı olan Termal yapılanması, turizme açılan konakları, ve tarlalarında bugünlerde yetiştirilen “enginarı” ve yemekleri ile sizleri bekliyor..
AH KIYMETİNİ BİLEBİLSEK?
Güldük, gülüştük, “yalazalar”(*) ile farklı bir düyaya gittik..
Ama Taraklı’dan ayrılmak zordu!..
Brüksel’de, Taraklı’yı tanıtma günlerinden tutun, “gezilebilinecek, görülebilinecek kentler” içinde öne çıkan Taraklı’yı, anlatmaya, tanıtmaya devam edeceğiz..
Salçuklu ve Osmanlılardan miras kalan bu kadim ilçenin insanına ise, ne kadar teşekkür etsek azdır..
“Gülen yüzleri, hoşgörü ve toleransları ile Taraklı’yı nasıl korumayı başarmışlarsa”, bu kentte yaşayanlardan öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum..
Elbette Taraklı için yapılacak çok şey var..
Sevgili Şaban Mergül, Taraklı için kendini adamışlardan biri..
Sevgili Portre Yazarı Fahri Tuna’da öyle..
Ya, Taraklılı Tacettin Özkaraman ve arkadaşları ile ilçe halkı..
Onlar, bizden kocaman bir tebriği hak ediyor..
İnşallah Taraklı, bu tarihi dokusu, doğal güzellikleri ile hak ettiği yeri alır..
Gençleri, başka ilçelerde, başka kentlerde, başka ülkelerde mutluluğu, iş imkanlarını aramazlar!?
Onlar ki, Taraklı’ya büyükleri gibi sahip çıkmaya devam ederler!
İnanın Taraklı’dan esen rüzgarlar, Karasu’daki rüzgarlara kerdeştir!..
Ah bu kentlerin, toprakların, ürünlerin, denizlerin, derelerin, çayların, göllerin, dağların, yaylaların, çayır çimenlerin kıymetini bir bilebilsek!
Ah bilebilsek!
(*) Yalaza: Karşılıklı konuşmalarda esprili takılmacalar olarak bilinir..
Yusuf Cinal yazıyor, 15 Ocak 2022 Brüksel