Bir kez daha, “ İnadına İZMİT diyeceğim!..” Siz, “ Kocaeli Büyükşehir!” de diyebilirsiniz : -)

         Şehrimiz Adapazarı’nın tüm cadde ve sokakları Doğal Otopark gibi oldu. Yaya için rahat bir yaşam hiçbir caddede, sokakta kalmadı…

         Peki, Kent Meydanı’ndaki modern otopark dışında kaçı resmi gelir fişi keser? “ Belediyeler otoparklardan da para kessin!” demiyorum.

        Tersine, belediyeler bedava otopark yapsın!..” derim. Her binadan peşin otopark parası alıyorsan, parasız otopark yapmak da görevin olmalı!..

        İzmit’te, işte Adapazarı’nda çok garipsenecek böyle bir bedava otopark var. Hem de neredeyse bizim Kent Park kadar şahane bir arazi İzmit’te bedava otopark… Kocaeli Büyükşehir’i bu konuda her gidişimde kutluyorum…

        İzmit-Kocaeli Adliyesi’nin ve Baro’nun tam karşısında, yüzlerce trilyonluk muhteşem bir arazi, bedava otopark…Yolun kuzeyi de kocaman ANIT PARK!..

          Leyla Atakan Fuarı, Büyükşehir Belediyesi ile deniz arası, taaa Seka Park sonuna kadar, kilometrelerce Bedava Otopark : -)

           Dönelim Adapazarı’na:.. Atatürk Bulvarı, Karaağaşdibi, Ankara ve Sakarya caddeleri; günün her saatinde yolun iki kenarında ikili sıra oto park edilir mi?

          Edilir Abicim!..Bizim her birimizin bir “ Sen beni tanıyo musun” u vardır.

          Adapazarı, sinekten yağ çıkaran bir şehre döndü!.. Akılımızı para almış!..

          Bu şehrin tarihi ve tarihi karakteri sanki o nedenle unutturulmak, silinmek isteniyor.

          Adapazarılı’nın ve Altın Eşrafı’nın armağanı arazileri ucundan biraz hatırlatırsam, akıllar durur, utanmasını bilenler de belki biraz utanır!..

         Şeker Fabrikası arazileri kimden, Adapazarlı, hamiyetperver hangi mümtaz eşraftan  ve nasıl ucuza-bedava gibi-alınmıştır? O devrin, 1950 yıllarının Tic.San.Odası’nın efsane Genel Sekreteri Rahmetli Osman Erkaya’nın günlüklerinde vardır…

          Osman Erkaya’nın yazılı-görsel günlüklerini, büyük oğlu Sakarya Yenihaber Gazetesi Spor Yazarı Mustafa Erkaya Valiliğe de, Büyükşehir’e de sunmuştur…

         Şehrine 50-60 yıl sosyal ve ekonomi servetleri sunan O fabrikanın arazileri Adapazarı halkının.  Şehir arazileri ranta peşkeş çekilirse, büyük töhmet vardır.

         Seka Park : -) Yahu, orada zaten Leyla Atakan Fuarı-Parkı yok muydu? O deniz kenarı kilometrelerce nasıl muhteşem park ve BEDAVA OTOPARK!..

          Peki; Çark Atatürk Stadı ile bitişiğindeki Altyapı Stadı arazileri neden Adapazarı’nın Yarını olamaz?.. ÜLKER ŞEKER PARK neden olamaz?..

          Öyle bir Parka, “ Başkan Zeki Toçoğlu Park!..” adını vermezsem yüzüme tükürülsün!..“ Ben, gönül adamıyım; ismim verilsin diye iş yapmam!” dese de…  

           Mal, mülk, GÜÇ tamahı bizi kör karanlığa götürüyor diye ürküyorum. Hala bu şehrin harika eşrafları var. Onları gururla izlemek en büyük hazdır.  

         Ve; artık yaşamayanları hatırlamak da hazdır…

          Sakarya Üniversitesi’nin, Türkiye’nin en güzel kampuslarından birisi olan, Serdivan Kampusu bu şehre hangi eşrafın hediye gibi verdiği bir arazidir?..

         Tüm ülke ve şehre ait mülkler, araziler halka ait helal servetlerdir. Kimse O mülklerden çoluk çocuğuna haram lokma taşımasın, ah alınır!..

          Zirai Donatım’ın Devlet mülklerini usanmadan yazıyorum…Kent Park nasıl tüm şehrin soluklandığı yer olduysa!.. Başak ve Etbalık’taki Donatım arazileri de öyle olabilirdi…

          Pamukova, Akyazı arazileri şahane SAÜ’nün şahane MYO’ları olurdu!.. Hatta, tüm gençlik için eşsiz spor tesisleri de olurdu…

          BEDAVA OTOPARKLAR için buyurun İzmit’e bir gidin : -)

                 

  ESENTEPE’DE 460 METRE TÜNEL KAZABİLİYORSAK : -) 

        Galiba yanlış biliyor muşum ? Şehrin İlk Çelik İsale Hattı, yine D.100’e paralel heyelan topraklarında yapılmış ve ilk heyelanda da patlamamış mıydı?

        Her neyse; Esentepe’den 460 metre tünellerle geçilerek yapılan, Çelik Yeni Su İsale Hattı açılmış… Halkımızın iyi ve sağlıklı günlerde kullanmasını dileriz.

         Ama, SUYU BOŞA HARCAMAYIN!.. Kesenize de, doğaya da zarar…

       Şu “ Tünel ve viyadükle ulaşım konusunu benden başka kimse Adapazarı

için düşünmez mi, bilmiyorum?.. Yok, mutlaka gariplik bendedir : -)

         Adapazarı içinde araç trafiği de, yaya trafiği de kilitlenmiş, hiç huzurlu, güvenlikli değil… Çözüm aranıyorsa da, merkezde değil, kenar köşe yerlerde…

         Şehrin Ulaşım Çıkmazı; Sakarya Caddesi, Atatürk Bulvarı, Karaağaçdibi Bulvarları’nda!..Çözüm de, O bulvarlara 400-500 metre uzaklıktan geçecek paralel çok sayıda caddelerde… Bosna Caddesi, Hakan Şükür Caddesi gibi…

        Peki; Erenler Tepeleri’nde veya başka tepelerde düşünülecek yolları, neden tünelle geçmeyi düşünür müyüz? İzmit’te viyadükle geçiş çekirdek gibi, biz de?

            Cahil aklımla; Çelik İçme Suyu Hattı Tüneli’ni okuyunca;

         Yetmez ama, “ Erenler Tepesi tünelle geçilip; Güllük Mahallesi’ndeki Eski Garajın olduğu caddeden, İzmit Caddesi’ni viyadükle geçer miyiz? Güneye doğru, D.100’e de uzanır, şehir içini rahatlatmaz mıyız?” diye düşünürüm: -)

          İplenmesem de; şehrim için düşünürüm ve de HİÇ çıkarsız, beklentisiz, gizlisiz yazarım…ŞEHİR 850 BİN SAKARYALI’NIN; susmayın ve düşünün!..

         Düşünmez, gördüğünüz eksiklikleri, yanlışları söylemez, susarsanız bu çocuklarınıza karşı suçtur!.. Üzerimizde Vebal var!..

         Üstelik; gördüğünüz eksikleri, hataları söylemezseniz; Yönetenler “ Hiç eleştiren, hatalı gören, bulan yok!.. Demek ki biz doğru yoldayız!..” gibi, çok daha vahim hatalara saplanıp, “ Yola devam!..” diyecektir…

         “ Hatasız Kul olmaz!..” diyeni sakın Orhan Baba zannetmeyin!.. Yaratılışı doğru görün, SAMİMİ DOSTSANIZ, kendilerini, “ Hatasız!” görenleri uyarın.

           Son söz: 25 yıldan fazla zamandır, “ Radikal ve Çağdaş Kent Planlaması yapalım ve uygulayalım!..” diye yalvarırım!.. Karşılığında istediğim de, HİÇ!..

          Tüm zamanlarda; Siyaset, “ Halk beni seçti!.. Nerede, ne istersem Onu yaparım!..Kimsin Lan Sen?” der gibi olmuştur…

           Seçilmemiş Adapazarlı olmak, kimseye “ Sus lan!..” deme hakkı vermez. Şehir Halkı sustuğunda, ŞEHRİN HAYATI DA, HAYAT HAKKI DA YOKTUR!

         O hakkı kullanmak her Sakaryalı için görevdir! Hele de EKİM GÜNLERİ!